Anasayfa / MANŞET / Hodri Meydan! Yüreğiniz yetiyorsa yarından itibaren istediğiniz kadar, istediğiniz gün sayısıyla iş bırakmaya, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya hazırız!

Hodri Meydan! Yüreğiniz yetiyorsa yarından itibaren istediğiniz kadar, istediğiniz gün sayısıyla iş bırakmaya, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya hazırız!

Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla tüm konfederasyonlara birlikte mücadele çağrısı yaptı. Ayrıca yandaş konfederasyona da çağrı yaparak “Kamu emekçilerini maniple edemezsiniz, içine düştüğünüz durumu aklamaya yönelik tutumları kınıyoruz. Yüreğiniz yetiyorsa yarından itibaren istediğiniz kadar, istediğiniz gün sayısıyla iş bırakmaya, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya hazırız, buradan açıkça ilan ediyoruz!” dedi.

Bugün saat 12.30’da Türkiye’nin dört bir yanında alanlara çıkarak TİS sürecinde kamu emekçilerine önerilen zam oranlarını protesto ettik. Ankara’da Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz, Konfederasyonumuz, sendikalarımızın MYK üyeleri ve Ankara Şubeler Platformumuzla birlikte Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde basın açıklamamızı gerçekleştirdi.

Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz’ün basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:

Ayrıca Periscope üzerinden izlemek için: https://www.pscp.tv/KESK1995/1YqKDBNVbbkJV?t=4m52s

1 Ağustos tarihinde başlayan kamu emekçilerinin özlük ve mali haklarına ilişkin TİS süreci bugün itibariyle sonlanıyor. Yani şeklen ve biçimsel olarak bugüne kadar ifade ettiğimiz bu masanın ne kadar işlevsiz ne kadar boş bir masa olduğu, bütün çıplaklığıyla tüm Türkiye kamuoyu ve tüm Türkiye’deki emekçiler nezdinde bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Kurulduğumuz ilk günden itibaren ve TİS sürecinin ilk gününden itibaren dedik ki grevli toplu sözleşmeli bir sendikal hak olmaksızın kamu emekçilerinin sağlıklı bir hak elde etmesi söz konusu olamaz. Mücadelemizi de bunu üstüne oturttuk, grevli toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesi. Ne kadar haklı olduğumuz bugün bu masanın geldiği noktada bellidir.

Ülkede %30 enflasyon gerçekleşmesine, toplumun, özellikle kamu emekçilerinin önemli bir bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşamasına, açlık sınırı seviyesinde yaşamasına karşın bu masada hükümet kamu emekçileriyle alay edercesine bir tutumla, %3, %4 gibi komik öneriler sunmuştur. Daha önce de duyduğunuz gibi parlamento başkanı, sayın vekillerin aldığı maaşın yetersiz olduğundan dem vurmakta, siyasal iktidar kendi yandaşlarına %30’larda %40’larda zam yapmaktadır, peki bu kadar kamu emekçisi, bu kadar kamu emekçisi emeklisi, 20 milyon yurttaşa %3’lük %4’lük zam önerilmesi hiç vicdanen içinize siniyor mu?

Tekrar etmek istiyoruz, bu masaya getirdiğimiz kamu emekçilerinin yakıcı sorunlarından hiçbiri tartışılmamıştır. Kamu emekçileri 3600 ek gösterge, tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, güvenceli çalışma yaşamı, insanca bir yaşam, ulaşımdan giyime ve çocuk yardımına kadar birçok alanda ekonomik anlamda günümüz koşullarında iyileşme, liyakatin esas alınmasını, iktidara biat edenlerin değil liyakat sahiplerinin iş başına gelmesini ve liyakate göre atamaların yapılmasını istiyor. Bu söylediğimiz hiçbir konu ne yazık ki masada tartışılmamıştır ve hükümet tüm kamuoyunun bildiği gibi %3 teklif ederek son gün gece yarısı besleyip büyüttükleri sendikanın başkanını çağırmış, teklifi yüzde 4’e çıkardıklarını ifade etmişlerdir. Bu bile geldiğimiz noktada kamu emekçileriyle alay edilmesinin açık, aleni bir göstergesidir.

Biz ilk günden itibaren şunu ifade ettik; tüm kamu emekçilerini birlikte ortak mücadeleye çağırıyoruz, dedik. Bugün okuduk ki, bu yandaş sendika saat 15.00’da iş bırakacağını ifade ediyor. Saat 15.00’da göstermelik iş bırakma eylemi olmaz, bu şekilde kamu emekçilerini maniple edemezsiniz, içine düştüğünüz durumu aklamaya yönelik tutumları kınıyoruz. Yüreğiniz yetiyorsa yarından itibaren istediğiniz kadar, istediğiniz gün sayısıyla iş bırakmaya, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya hazırız, buradan açıkça ilan ediyoruz! Fakat bu şekilde kamu emekçilerini maniple etmeye kalkmayın, bunu bulunduğumuz her yerde, tüm kamuoyu önünde teşhir ederiz, açıkça buradan ifade ediyorum.

Biz iktidardan sadaka istemiyoruz, emeğimizin karşılığını istiyoruz, alın terimizi isitiyoruz, bunun ötesinde bir şey istemiyoruz. Sermayeye bu halkın bütçesi peşkeş çekilirken, üç beş müteahhide, yandaşa peşkeş çekilirken hazinede para var ama bu ülkenin çalışanlarına geldiğiniz zaman hazinede bir şey yok. Bakana ifade ettim, hani Türkiye dünyanın en büyük 17. Büyük ekonomisiydi? Dünyanın en büyük 17. Büyük ekonomisinde kamu emekçileri yoksulluk sınırının altında mı yaşar? Açlık sınırının altında mı yaşar? Var mı böyle bir ülke?

Biz kamu emekçileri alnımızın terinin hakkını alma, ekmeğimizi büyütme peşindeyiz, buradan bir kez daha hükümete çağrı yapıyorum: Tüm kamu emekçileri yoksulluk sınırının üzerinde ücret alıncaya kadar, grevli toplu sözleşmeli bir sendikal hak elde edinceye kadar, biz kamu emekçileri bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanlarda olduğumuz gibi bundan sonra da alanlarda olacağız, her türlü mücadeleyi tüm kamu emekçileriyle birlikte yürütmeye devam edeceğiz!

 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

PTT’NİN HUKUKSUZ UYGULAMALARI DÜNYADAKI BÜTÜN POSTACILARIN GÜNDEMİNDE OLACAK

UNI Avrupa Posta & Lojistik Komite Toplantısı HABER-SEN olarak üye ve yöneticilerimizin meşru sendikal faaliyetleri ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 − 14 =

Örnek Resim