Anasayfa / HABERLER / İNSANCA BİR YAŞAM YÜRÜYÜŞÜMÜZ DEVAM EDECEK!

İNSANCA BİR YAŞAM YÜRÜYÜŞÜMÜZ DEVAM EDECEK!

3 gündür devam eden “İnsanca Bir Yaşam Yürüyüşümüz” bugün Ankara’da sonlandırıldı. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen KESK üyeleri öğle saatlerinden itibaren Maltepe’de toplanmaya başladı. Burada Eskişehir’den gelen KESK Yürüyüş Kolu’nu karşılanarak, kortej oluşturup Kızılay’a doğru harekete geçildi. Kızılay YKM önünde bekleyen Ankara KESK Şubeler Platformuyla buluşan yürüyüşçüler, sloganlar atarak, toplu sözleşme taleplerini dile getirdi. KESK başkanı İsmail Hakkı Tombul bir basın açıklaması yaparak, yürüyüş gerekçelerini ve toplu sözleşme taleplerini bir kez daha dile getirdi. Sık sık sloganlarla kesilen Tombul’un konuşmasının ardından TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Emekli Sen Başkanı Veli Beysülen ve DTP Van Milletvekili Özdal Üçel birer destek konuşması yaparak KESK’in mücadelesine desteklerini dile getirdiler. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul’un yaptığı konuşma metni ve diğer fotoğraflar aşağıdadır.

Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Mücadele Arkadaşlarım,

“İnsanca Bir Yaşam İçin Toplu Sözleşmeye Yürüyoruz” diyerek başlattığımız yürüyüşümüzün üçüncü gününde Ankara’dayız. Her ne kadar üç gündür yollardayız desek de, biliyoruz ki Kamu emekçilerinin insanca yaşam mücadelesi 20 yıldır devam eden bir yürüyüştür. Bugün bu alana, 20 yıllık kamu emekçileri hareketinin mücadele deneyimlerini, birikimlerini, kazanımlarını ve derslerini omuzlarımızda taşıyarak geldik. 20 yıldır bu mücadele bayrağını yükseltenlere selam olsun! Edirne’den, Kars’a, Muğla’dan Hakkari’ye kadar Türkiye’nin dört bir yanında KESK’in mücadelesini yaratanlara selam olsun!

Geçen yıl toplu görüşme masasını terk ederken, masada kalanlara “masalar sizin, işyerleri ve sokaklar bizimdir” demiştik. Bu yıl da masaları onlara bıraktık, işyerlerini ve sokakları bizler zaptettik. Milyonlarca kamu emekçisinin gözü kulağı görüşme masasında değil, milyonlarca kamu emekçisinin gözü, kulağı ve umudu sokaklardaki KESK’te! Kamu emekçilerinin umuduna gerçekleştirmek için üç gündür yollardayız.

•    Grev ve Toplu sözleşme hakkımızı kullanmak için yollardayız!
•    İnsanca yaşamak için en düşük kamu emekçisi maaşının 1150 YTL olması için yollardayız!
•    Bizleri sefalete mahkum eden IMF programının yırtılıp, emekçiden yana bir bütçe yapılması için yollardayız!
•    Konut edindirme yardımı hesaplarında birikmiş alacaklarımızın gerçek faizleri üzerinden ödenmesi için yollardayız!
•    Kamudaki istihdam farklılıklarının giderilmesi için yollardayız!
•    Sözleşmeli, güvencesiz istihdam yerine, iş güvenceli ve kadrolu istihdam talebimiz için yollardayız!
•    Ücret adaletsizliklerinin ortadan kaldırılması, eşit işe eşit ücret ödenmesi için yollardayız!
•    Emeklilerin bu ülkeye verdikleri hizmetin karşılığının verilmesi, insanca yaşam taleplerinin duyulması için yollardayız!

Tüm bu demokratik taleplerimizi yıllardır haklı ve meşru mücadele zeminlerinde dile getiriyoruz. Bizlerin bu demokratik mücadelemizi sürekli engellemeye çalışıyorlar. Anti demokratik yasalarla, polis zoruyla, mahkeme kararlarıyla, sürgünlerle bizleri yıldırmaya çalışıyorlar.

•    Bizler örgütlenme özgürlüğümüz önündeki yasakların kaldırılması için yollardayız!
•    2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşler kanununun kaldırılması için yollardayız!
•    Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun kaldırılması için yollardayız!
•    Kamu alanındaki siyasi kadrolaşmanın bitirilmesi, sürgünlerin durdurulması için yollardayız!
•    Çalışma yaşamının demokratikleşmesi, kuralsız çalışmanın ortadan kaldırılması ve ortak bir çalışanlar yasası için yollardayız!
•    Bizler kamu emekçilerinin siyaset yapma yasağının kaldırılması için yollardayız!

Bizler kamu emekçisiyiz ve Türkiye’deki 70 milyon için kamu hizmeti üretiyoruz. Ürettiğimiz tüm hizmetlerden ülkedeki herkesin ayrımsızca ve eşit olarak faydalanması gerekir.

•    Okula gidemeyen, hastane kapısından giremeyen, sosyal güvenlik hakkından faydalanamayan kimse kalmasın diye yollardayız!
•    Kamu hizmetlerine daha fazla kaynak ayrılsın diye yollardayız!
•    Sokaklarda aç yatan, köprü altlarında soğuktan donan insanlar kalmasın diye yollardayız!

Bizler bu taleplerimiz Toplu görüşme masalarında duymazdan gelindiği için yollardayız!
Bizler kamu emekçilerinin bu taleplerini tüm Türkiye’ye duyurmak için yollardayız.

 

Değerli Arkadaşlar,

Başbakan Erdoğan bizi Toplu Sözleşme masasına gelmemekle suçluyor. Başbakan’ın bir yanlışı var: Ya onu yanlış bilgilendirmişler ya da o kamuoyuna yanlış bilgi veriyor. Bizi çağırdıkları yer Toplu sözleşme masası değil, toplu görüşme masasıdır. Toplu sözleşme masasına gelmeyen, Kamu emekçileriyle roplu sözleşme yapmaktan kaçan kendileridir! Gelin sözlerinizde samimiyseniz tüm Türkiye’nin önünde toplu sözleşme masasına oturalım. Gelin sürdürdüğünüz bu ortaoyunundan vazgeçerek toplu sözleşme imzalayalım.

Aynı uyanıklığı Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin de yapıyor. Kameraların önünde ücret adaletsizliğinin giderilmesinden bahsediyor, eşit işe eşit ücret verilmesinden bahsediyor. Fakat tüm bunların sonuna da Kamu Personel Rejimi şartını koyuyor. Yani aslında “Performansa dayalı ücretlendirme yapacağız” diyor, yani “iş güvencesiz istihdam edeceğiz” diyor, yani “Esnek çalışmayı getireceğiz” diyor. Bizler bu durumu kabullenmeyeceğiz. Yıllardır dile getirdiğimiz eşit işe eşit ücret talebimizi, Kamu Personel Rejimi yasasının diyeti olarak kabul etmeyeceğiz! Kırk katır mı kırk satır mı diyenlere boyun eğmeyeceğiz!

Mehmet Ali Şahin, 15 gün boyunca süren görüşmelerde tüm kamu emekçilerini oyalamıştır. Son güne değin ne kadar zam yapılacağını ağzına bile almamıştır. Geçen sene sözünü verdiği fakat yerine getirmediği 120 YTL’lik ek ödemeyi yeni bir öneriymiş gibi bu yıl da masaya getirdi. Ücret farklılıklarını kaldıracağız diyerek adeta kamuoyunu yüzde sıfır zamma alıştırmaya çalışmaktadır. Bizler yoksullukta eşitlik istemiyoruz. Bizler aldığımız zamların her yıl enflasyon karşısında erimesini istemiyoruz. Bizler ülkenin büyümesinden payımıza düşeni almak istiyoruz. Bizler, bize verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz.

Değerli Arkadaşlar,

Az ötemizdeki Başbakanlık binasında başlarını “görüşme masasına” gömenlere sesleniyorum: Yüzünüzü günlerdir baktığınız masalardan kaldırın ve sokaklara bir bakın. Kamu emekçilerinin insanca yaşam için toplu sözleşme talepleri sokakları sardı. 2 milyon kamu emekçisi enflasyona mahkûm yüzdelik zamlar değil, insanca bir yaşam için toplu sözleşme yapmak istiyor. Artık geri dönüş yok! Uyum içinde oynadığınız “orta oyunu”nu bırakıp, kamu emekçilerinin toplu sözleşme taleplerine kulak verin.

Buradan “ortaoyuncuları”na dostça bir uyarıda bulunmak istiyorum: Sakın ola Kamu Emekçilerinin 20 yıldır mücadele ederek kazandığı haklarını, görüşme masalarında tartışma konusu yapmaya kalkmayın! Bizler uğruna mühürler kırdığımız, fermanlar yaktığımız, meydanlar doldurduğumuz, gaz bombaları yediğimiz, sürgünler gördüğümüz haklarımızı kimsenin masasında pazarlık meselesi yaptırmayız! Biz o haklarımız için mücadele ederken bu memlekette ne AKP vardı, ne Kamu-Sen, ne de Memur-Sen! Bizler, Toplu Sözleşme ve Grev haklarımızı biz masa başlarında pazarlık ederek değil, meydanlarda mücadele ederek kazandık! Ve artık toplu sözleşme ve grev haklarımızı kullanacağız!

Geçen yıl, “Toplu Görüşmelerin miadı dolmuştur, burada bir ortaoyunu oynanıyor” diyerek masayı terk etmiştik. Bu sene defalarca tekrarladığımız Toplu Sözleşme çağrımıza rağmen, onlar Toplu Görüşmelerde ısrar ettiler. Geçen yılki “Orta Oyunu” sözümüz, bu sene görüşme masasında yaşananları anlatmaya az gelir. Bu yıl, toplu görüşme masasında yaşananlar tam bir “kukla gösterisine” benzemektedir! Hükümet, masadaki konfederasyonlarla adeta oyun oynamaktadır. Konfederasyonlar ise, yıllardır kim bilir kaçıncı kez dinledikleri masallara boyun eğmektedir. Yıllardır, verilen fakat bir türlü uygulanmayan sözlere, yeni birer kazanımmış gibi dört elle sarılıyorlar. Kamu emekçileri bunları unutmayacak! Nasıl ki, 5 YTL için sefalet ücretlerine imza atanları unutmadıysa, hükümetin elini rahatlatmak için kamu emekçilerinin taleplerini dile getirmeyenleri de unutmayacak!
Buradan bir kez daha masadaki konfederasyonlara sesleniyoruz: Gelin ortak grev yapalım! Kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkını gaspedenlere karşı ortak eylem örgütleyelim. Gelin, kamu emekçilerinin insanca yaşayabileceği bir ücret için, demokratik bir çalışma yaşamı için, iş güvencesi için meydanları hep birlikte dolduralım!

Değerli arkadaşlar,

AKP Hükümeti iktidarda olduğu 5 yıl boyunca emekçileri hep görmezden geldi. IMF’nin buyrukları, uluslararası sermayenin çıkarları, faizcinin istekleri daima emekçilerin ihtiyaçlarından önce geldi. 5 yıldır kamu emekçileri giderek daha fazla yoksullaşıyor. Seçim meydanlarında fakirlikten söz edenler, kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm ediyorlar. Yardım paketleriyle, kömür torbalarıyla oy avına çıkanlar, kamu emekçilerini sadakaya muhtaç hale getiriyorlar. AKP artık bir karar vermelidir: ya olduğu gibi görünmeli, ya da göründüğü gibi olmalıdır!

•    Bir yandan yoksulluk edebiyatı yaparken, öte yandan kaynakların tümünü sermayeye aktarmak dürüstlüğe sığmaz.
•    Bir yandan işsizlikten söz ederken, öte yandan kamunun tüm zenginliklerini sermayeye peşkeş çekmek dürüstlüğe sığmaz.
•    Bir yandan sosyal Türkiye’den söz ederken, öte yandan eğitimi, sağlığı ve sosyal güvenliği piyasaya teslim etmek dürüstlüğe sığmaz!
•    Bir yandan demokrasiden söz ederken, öte yandan insanların en temel demokratik haklarının önüne setler çekmek dürüstlüğe sığmaz!
•    Bir yandan insan haklarından söz ederken, öte yandan 1 Mayıs’ta olduğu gibi, devlet terörü estirmek dürüstlüğe sığmaz!

AKP bu ülkenin insanına dürüst davranmalıdır! AKP hükümeti eğer iddia ettiği gibi, beyaz bir sayfa açıp yeni bir başlangıç yapacaksa, işe geçmişin hatalarını telafi ederek başlamalıdır. Açacağı beyaz sayfanın ilk satırlarında emekçilerin yaşadığı yoksullaşmayı telafi etmelidir. Kamusal alanda yarattığı tahribatı ve yıkımı düzeltmelidir. Yüzde 47’nin değil, tüm Türkiye’nin hükümeti olduğunu bilerek, buna uygun sorumlulukla hareket etmelidir. Sadece kendisine demokrat değil, ülkenin tüm toplumsal kesimlerine karşı aynı demokratik turum içinde olmalıdır.

Değerli Arkadaşlar,

Buradan ülkemizdeki tüm emekçilere, tüm ezilenlere, tüm dışlananlara, tüm yoksullara seslenmek istiyorum. KESK’in mücadelesi eşit, özgür, bağımsız ve demokratik bir ülkede birarada yaşam mücadelesidir. KESK’in mücadelesi İnsanca bir yaşam mücadelesidir. KESK’in mücadelesi bu ülkeyi aydınlık ve umutlu bir geleceğe taşıma mücadelesidir. Bu mücadeleye sizler de omuz verin. Sizler de ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğine sahip çıkın!

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

BASKILARINIZLA SÜRGÜNLERİNİZLE CEZALARINIZLA SENDİKAL MÜCADELEMİZİ ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ!..

DİYARBAKIR PTT Başmüdürlüğü binası önünde toplanan Şube üye ve yöneticilerimiz, özlük hakları, liyakatsiz atamalar ve ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twelve + five =

Örnek Resim