Anasayfa / SENDİKAMIZ / TARİHÇE

TARİHÇE

Sendikamız HABER-SEN (Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası), 80’li yılların sonunda başlayan kamu emekçilerinin sendikalaşma mücadelesinde Tüm Haber-Sen’den aldığı birikimi bugünlere taşıyor.

Tüm Haber-Sen kurulmadan önce hizmet kollarımızda örgütlenme geleneği derneklerle başlamıştır. Özellikle  PTT çalışanlarının bir araya gelip kurduğu,  PTT Çalışanları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (PTT ÇAYAD)’ın sendikalaşmadaki  rolü çok büyüktür. Tüm Haber-Sen’in kuruluş temelleri 1989 bahar eylemleriyle birlikte bu dernekte atılmıştır. Kamu emekçisi olan memurların sendikal örgütlenmelerinin yasak olduğu o dönemde, tüm yasaklara ve engellemelere rağmen, “haklılıktan kaynaklı meşruiyet” düşüncesiyle yapılan fiili ve meşru bir mücadele ile 16 Ocak 1992 tarihinde Tüm Haber-Sen (Tüm Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası) kurulmuştur. Tüm Haber-Sen;  basın yayın ve iletişim hizmet kolunda kurulan ilk sendika olmakla birlikte, tüm memur hizmet kollarında da kurulan ilk sendikadır. “Hak verilmez alınır, üreten biziz, yöneten de biz olacağız” şiarıyla, fiili ve meşru bir mücadele başlatan Tüm Haber-Sen, kısa sürede 40.000 üye ve 55 şubeye ulaşarak, sendikal mücadelenin kilometre taşı haline gelmiş, yaptığı eylem, etkinlik ve grevler ile birçok kazanım elde etmiştir.

Bu örgütlü gücümüz Tüm Haber-Sen; zamanın siyasal iktidarı ve iktidar çevrelerinin hayata geçirmeye çalıştıkları neo-liberal politikalara engel olarak görüldüğünden, çalışanların örgütlü mücadelesinden çekinen siyasi erk tarafından 25 Mayıs 1995 tarihinde kapatıldı. Bizleri sindireceğini zannettikleri bu kapatma kararı, sindirmek bir yana, kararlılığımızı, direncimizi ve mücadele azmimizi daha da artırmıştır. Sendikal mücadeledeki kararlılığımızla, Tüm Haber-Sen’in kuruluş felsefesi ve ilkeleri doğrultusunda, 16 Ocak 1996 tarihinde Haber-Sen’i kurarak, Tüm Haber-Sen’in mücadelesini, HABER-SEN olarak devam ettirmekteyiz.

Tüm Haber-Sen’in kapatılması kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’e taşınmış olup, 21 Şubat 2006 tarihli AİHM kararıyla, hukuka aykırı bulunmuştur. Dolayısıyla Tüm Haber-Sen mücadelesinin haklılığı ve meşruiyeti bir kez daha kanıtlanmıştır.

HABER-SEN; işte bu onurlu mirasın temsilcisi olarak, bütün anti demokratik uygulamalara, baskılara ve hukuksuzluklara rağmen, 1992 yılından itibaren emekten yana taraf olmuş, emek mücadelesini örgütlü direniş ve kararlılığıyla bugünlere taşımıştır.

HABER-SEN; Basın Yayın ve İletişim Hizmet kolunda mücadele yürüten, basın, yayın, iletişim ve posta emekçilerinin üye olabildiği, hizmet kolunun en köklü ve en etkin sendikasıdır.

HABER-SEN; Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT), Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı (CİB) kurumlarında örgütlü olup, 81 ilde şubeleri ve temsilcikleri bulunmaktadır.

HABER-SEN; kamu emekçileri sendikal hareketinde umudun ve mücadelenin adı olan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)’in ve Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu (UNI)’un üyesidir. Konfederasyonumuz KESK ise, DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ ile birlikte, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)’un ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)’un üyesidir.

HABER-SEN; emekçilerin sınıfsal mücadele birliği doğrultusunda, diline, inancına, ırkına, kültürüne, siyasal düşüncesine, cinsiyetine ve cinsel yönelimine bakmaksızın, tüm basın yayın ve iletişim hizmet kolu emekçilerini sendikamızda örgütlenmeye çağırır.

HABER-SEN; emekçilerin mali, özlük ve demokratik hakları konusunda yaptığı fiili ve meşru mücadelesiyle birçok kazanıma imza atmış bir sendikadır.

HABER-SEN; demokratik işleyişi, örgütsel bağımsızlığı, üyenin karar ve faaliyet süreçlerine katılımını esas alan hizmet kolunun tek demokratik sendikasıdır.

HABER-SEN; emekçilerin yaşadığı her türlü şiddete, mobbinge, çocuk işçiliğine ve çocuk istismarına karşı etkin mücadele yürüten bir sendikadır.

HABER-SEN; kadın emeğine değer veren, kadınların yaşamda eşit fırsatlara erişebilmesini savunan ve kadınların cinsiyetçi kalıp yargılardan kurtulması için mücadele eden hizmet kolumuzdaki tek sendikadır.

HABER-SEN; merkez ve şube yönetimlerinde kadın sekreterlikleri bulunan hizmet kolumuzun tek sendikasıdır.

HABER-SEN; tüm organlarında kadınların bulunmasını ilke edinmiş olup, merkez ve şube yönetimlerindeki kadın sekreterleri ile tüm organlarında görev yapan kadınlardan oluşan KADIN MECLİSİ’nin de bulunduğu, hizmet kolumuzdaki tek sendikadır.

HABER-SEN; uluslararası ilişkilerini de ara vermeksizin sürdürmektedir. Başta üyesi bulunduğu, Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu (UNİ) olmak üzere, Avrupa Posta Sendikaları ve Kuruluşları Birliği (POSTEUROP) ve Dünya Posta Birliği (UPU) ile ortak birçok uluslararası projeye katkı sunmuş, hizmet kolumuzdaki tek sendikadır.

MÜCADELEMİZİN TEMEL İLKELERİ

Haber -Sen’in mücadele tarihinde, siyasi iktidarlar birçok kez değişmiş, ancak iktidarda bulunanların yönetim anlayışları ve emek tarafına bakış açıları hep aynı kalmıştır. Ülkemiz dünden bugüne neo-liberal politikaların da etkisiyle daha geri bir noktaya taşınmış, ayrıca IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi emperyalist kurumlarla olan ekonomik, siyasal ve hukuksal bağları kapitalist bir mantıkla daha da güçlendirilmiştir. Son süreçte emekçiler başta olmak üzere, toplumun ezici bir çoğunluğu daha da yoksullaşmış ve adeta açlığa mahkûm edilmiştir. Anti-demokratik uygulamalar, hukuksuzluklar ve insan hakları ihlalleri artarak devam etmektedir. Yüzlerce emekçi sürgüne gönderilmiş, binlercesi hukuksuz Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’ler ile kamudan ihraç edilmiş, hatta mücadele anlayışlarından dolayı katledilmişlerdir.

Ülkemizde ve çevre ülkelerde savaş rüzgârları emperyal çıkarlar sebebiyle bir türlü durulmamaktadır. Toplumsal barışın tesisi önündeki en büyük engel, siyasi iktidarların yasakçı ve inkârcı yönetim anlayışı ile anti-demokratik ve hukuksuz uygulamalarının her dönem form değiştirerek devam ettirilmesidir. İç barışın tesisi için önerilen talepler ise her defasında sert müdahalelerle engellenmektedir.

Siyasi iktidarların politikalarıyla kamu eğitim sistemi gericileştirilmekte, laik ve bilimsel eğitim yeni müfredat düzenlemeleriyle eğitim sisteminden çıkarılmaktadır.

Kamusal sağlık hizmetlerine gerektiği zamanda, ücretsiz ve nitelikli biçimde ulaşılmasında çok fazla zorluklar yaşanmaktadır. Halkımız gerektiği zamanda sağlık hizmetine ulaşmak için mecburen yüksek ücretler ödemek koşuluyla, özel sağlık kuruluşlarına gitmek zorunda kalmaktadır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı kadınların işgücüne hem katılım oranları, hem de ücretleri erkeklere göre çok daha düşük kalmaktadır.  Ayrıca kadınlara kamu ve özel sektörde, üst pozisyonlara yükselmede kronikleşmiş ve kasti zorluklar çıkarılmaktadır.

Kadınların, öğrencilerin, gençlerin, işçilerin, köylülerin ve toplumun tüm ezilen kesimlerinin demokratik tepkilerine karşı siyasi iktidar üç maymunu oynamaya devam etmektedir.

Özgür basın; hukuksuz ceza ve tutuklamalarla susturulmaya ve halkın gerçek haber almasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır.

Kısacası tüm emekçilerin ve halkların nefes boruları giderek tıkanmakta, yaşam giderek çekilmez bir hal almaktadır.

Bugün, toplumsal mücadeleyi yükseltmek, her zamankinden daha önemlidir.

Çünkü;

  • Yasalaşma sürecinde konfederasyonumuzun ve bağlı sendikalarımızın karşı çıkmasına rağmen, sarı sendika ve konfederasyonların zamanın iktidarıyla birlikte hareket etmesi sonucunda çıkartılan 4688 sayılı yasa ile grevsiz, toplu sözleşmesiz ve anti demokratik hükümler kamu çalışanlarına dayatılmaktadır.
  • 1980’lerin başında fiilen uygulamaya konulan IMF yanlısı, neo-liberal politikalar bugün yasal güvenceye kavuşturularak, süreci tamamlamaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
  • Halkın ve emekçilerin vergileriyle kurulan kurumlarımız, özelleştirme adı altında yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmektedir.
  • Kamu Yönetimi ve Kamu Personel Reformu adı altında gerçekleştirilen sözleşmeli ve performansa dayalı çalışma sistemi ile İdari Hizmet Sözleşmeli (İHS), Özel Hukuk Hükümlerine Tabi (ÖHT) ve taşeron firma çalışanı gibi çeşitli statülerde personel uygulamaları hayata geçirilmiş ve iş barışı bozulmuştur. Dolayısıyla iş güvencemiz ve geleceğimiz elimizden alınmaktadır.
  • Çalışanlar arasındaki ücret dengesizliği giderek derinleşmekte ve reel ücret kayıpları artmaktadır.
  • Ülkemizin gölleri, dereleri, vadileri, ormanları hunharca katledilerek yerli ve yabancı maden işletmelerine peşkeş çekilmektedir.

Çözüm bekleyen bu sorunlara karşı sendikamız, sesini ve gücünü büyüterek mücadele vermeye devam ediyor.

  • Emekçilere insanca bir yaşam ücreti,
  • Çalışanların etkin şekilde sosyal güvenlik, iş güvenliği ve iş güvencesine sahip olması,
  • Kamu emekçilerini de kapsayan özgürlükçü, grev ve toplu sözleşmeli ortak çalışanlar yasası
  • Sağlık ve eğitim başta olmak üzere herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, laik ve anadilinde kamu hizmeti,
  • Emekçilerin özlük haklarının eşit şekilde kullanabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması, görevde yükselmelerinin adil bir şekilde yapılması,
  • Kadına yönelik her türlü şiddetin ve cinsiyet ayrımcılığının, yaşamın her alanında son bulması,
  • Kamu emekçisine siyasete katılma ve özgürce siyasi faaliyette bulunma hakkı,
  • Toplumun her alanında laiklik ve kamuculuğun gözetilmesi,
  • Ekolojik denge ve çevrenin korunması,
  • Toplumsal barışın tesisi ve demokratik bir Türkiye için,

MÜCADELE  ETTİK,

MÜCADELE  EDİYORUZ,

MÜCADELE  ETMEYE  DEVAM  EDECEĞİZ.

HABER-SEN’E KATIL,  

DEĞİŞTİRELİM.

 

Örnek Resim