14 Ocak’ta kurulan ’’Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırması Komisyonu’’nun kuruluş amacından kullandığı usullere göre kadınları ve çocukları yok saydığını, haklarını gasp ettiğini bir kez daha görmekteyiz.
Komisyon’un hazırladığı rapora göre, çocukların cinsel istismarının “rızaya” dayalı olabileceğini ama yine de suç olarak kalması gerektiğini söyledikten sonra çocuk istismarcısının tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını öneriyor. İstismarı gerçekleştiren de 15 yaşın altında olursa istismar suç olmaktan çıkarılıyor. Bu, ailelerin 15 yaş altı çocuklarını fiilen evlendirmelerinin yolunu açıyor.
Yine raporda; çocuk evliliğinin teşviki, hadım uygulaması, hem şiddet başvurularında hem de boşanma davalarında arabuluculuk ve uzlaşma uygulanması, şiddete maruz kalan kadınların mesai saatlerinde karakollara başvurmasının önünün kesilmesi, şiddete karşı koruma kararları için delil veya belge aranması, tedbir süresinin kısaltılması, aile hukukuyla ilgili tüm duruşmaların gizli yapılması, boşanmanın zorlaştırılması, kadının nafaka hakkının süreye bağlanması, mal paylaşımında dava açma süresinin kısaltılması, eşin ölümünde kadının mal rejiminden kaynaklı %50 payının verilmek istenmemesi, aileye yönelik psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmetinin dini temele oturtulmak istenmesi yer alıyor.
AKP iktidarı boyunca kadın yaşam alanları her geçen gün daralmaya devam etmiş, güvenli yaşam hakkı elinden alınmıştır. Kadın cinayetlerinin normalleştirilmeye çalışıldığı süreçlerden geçiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın bir kereden bir şey olmaz söylemi, Diyanet’in ensestin ve cinsel istismar vakalarının üstünü örtmek için verdiği vaazları unutmamışken, şimdi de kurulan bu komisyon ve istismarda bulundukları çocukla evlendikleri takdirde ceza almamalarını sağlayacak rapor tam da bu zihniyetin göstergesidir. 479 sayfalık rapor, kadınların ve çocukların haklarını koruyan az sayıdaki kanunu da kadınların ve çocukların aleyhine sonuçlar yaratacak biçimde değiştirmeyi öneriyor.
Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı ile her geçen gün artan taciz ve tecavüzü görmezden gelen bu zihniyet şimdi de çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi halinde suçu ve suçluyu görmezden gelmemizi bekliyor.
2016 yılının ilk dört ayında 115 kadın cinayeti yaşanmış, 2002 yılından bugüne kadar çocuk istismarında %434’lük artış yaşanmış, cinsel tacizde ise %439’luk bir artış yaşanmıştır. Tüm bu gerçekler, mücadelenin nasıl hayati bir önemi olduğunu bir kez daha biz kadınlara gösteriyor.
Bizler KESK olarak, yürüttüğümüz kadın özgürlük mücadelesi ile kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarı vakalarının üstünün kapatılmasına ve normalleştirilmesine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İktidar tarafından yaşam hakkı elinden alınan kadınlar ve çocuklar için mücadelemizi yükselteceğiz.
KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy