BASINA VE KAMUOYUNA
· “Şahların Labirenti” programı, bir utanç belgesidir!
· TRT, “mazlumları” “zalim” ilan ederek vicdanları yaraladı.
· TRT Yönetimi Hrant Dink’ten, ailesinden ve kamuoyundan özür dilemelidir!
24 Aralık 2008 akşamı TRT 1’de, yayınlanan “Şahların Labirenti” adlı programda Maraş Katliamı ile ilgili bilinen tüm gerçekler tahrif edilerek tersine çevrildi.
Tarihe Türkiye’nin utançlarından biri olarak geçen Maraş Katliamı, bir yayıncılık utancıyla birleşti ve katliam, bizzat katliam davasının 1 numaralı sanığına anlattırıldı.
Davadan nasıl kurtulduğu kamuoyunca bilinen Ökkeş Kenger (Şendiller), ahlâk ve vicdan sınırlarını aşarak, akılları dondurarak, katliamı Hrant Dink ve arkadaşlarının üzerine yıktı :
“Alevi-Sünni çatışması yoktu. İşin içinde Hrant Dink ve arkadaşlarının kurduğu sol örgütler vardı. Hrant Dink ve arkadaşlarının örgütleri bu işleri yaptı. Zaten olaylarda ölenlerin arasında yer alan 6-7 tane sünnetsiz cesedin Alevilerle, Sünnilerle ne alâkası var?”
***
TRT yönetiminin ve AKP Hükümetinin “TRT yasası” ile Denetleme Kurulunu ve bu kuruldaki saygın isimleri niçin tasfiye ettiği de anlaşılmış oldu.
TRT, yayınladığı her haberden, her programdan yasası ve ilgili mevzuatı gereği sorumludur.
Katliamının bir numaralı sanığı olarak yargılanan bir kişiye Maraş katliamını anlattırmak ve onun söylediklerini denetimden geçirmeden yayınlamak, İbrahim Şahin’in TRT’yi ne hale getirdiğinin de bir göstergesidir.
“Şahların Labirenti” programının sadece bu bölümü değil, diğer bölümleri de izlendiğinde görülecektir ki bir dönem ülkemizi kan gölüne çevirenler aklanmaya çalışılmaktadır.
Maraş Katliamında katiller de, katledilenler de bellidir. Saldırıya uğrayan evler, işyerleri, dernekler, parti binaları, mesleki ve kültürel kuruluşların kimlere ait olduğu bellidir.
Ökkeş Kenger, sinema salonuna bombanın atılmasıyla başlayan olayların 1 numaralı sanığı olarak yargılanmış; ancak dava 1991’de anti-terör yasasıyla düşmüştür. Soyadını Şendiller diye değiştiren 1 numaralı sanık Ökkeş Kenger 1991’de Refah Partisi – Milliyetçi Çalışma Partisi ittifakıyla parlamentoya girmiş, sonra MHP’ye geçmiş, bir süre sonra da Hrant Dink’in katilleriyle aynı fotoğraf karesinde poz veren Muhsin Yazıcıoğlu’yla birlikte BBP’yi kurmuştur.
Bu yayıncılık utancının altında, BBP’ Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Öznur ile Avrupa Nizam-ı Âlem Ocakları Kurucu Genel Başkanlığı yapmış olan Zülfü Canpolat ve Sadi Somuncuoğlu’un imzaları vardır.
Ama kuşkusuz tek sorumlu bunlar değildir.
Genel Müdür İbrahim Şahin başta olmak üzere TRT’nin bütün üst düzey yöneticiler ile Denetim Kurulunu tasfiye eden AKP Hükümeti, TRT Yasasına hiç düşünmeden “evet” diyen AKP’li milletvekilleri de sorumludur.
***
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, bu iftiradan; yalan, çarpıtma ifadelerden; ırkçı, ayrımcı çarpık bakış açısından ötürü başta Hrant Dink ve ailesinden; 30 yıl önceki kanlı olaylarda derin acılar yaşamış, yakınlarını kaybetmiş ve yaşadığı kenti terk etmek zorunda kalmış bütün yurttaşlarımızdan; izleyicilerden ve bütün toplumdan özür dilemelidir. 29 Aralık 2008
HABER-SEN MERKEZ YÖNETİM KURULU