HABER-SEN İnternet Sayfamıza Hoş Geldiniz
BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye kamuoyu TEKEL işçilerinin Ankara’da 59 gündür devam eden hak arama mücadelesini yakından takip ediyor. TEKEL işçileri, AKP hükümetinin ve Ankara Valiliği’nin tüm baskılarına, ayak oyunlarına rağmen, kar, yağmura ve soğuğa aldırmadan hakları için direniyor.
TEKEL işçileri sadece kendi hakları için değil tüm emekçilerin hakları için mücadele ettiklerinin bilinciyle hareket ediyorlar.
TEKEL işçilerinin direnişi, Türkiye’de yapılan özelleştirmelerin emekçilerde ve toplumda yarattığı tahribata isyandır. Özelleştirme politikalarının en somut sonucudur.
Tüm zorluklara rağmen kadını, çocuğu, işçisiyle 59 gündür süren bu mücadele işçilerin kazanılmış haklarını korumak içindir. Kazanılmış hak ise; İş yasasına göre istihdam, toplu sözleşme ve grev hakkıdır. AKP hükümeti ise 4-C denilen çalışma statüsünü işçilere dayatmaktadır. İşçilerin 4-C Statüsünü kabul etmesi demek; sendika ve toplu sözleşme hakkını, kıdem ve tazminat hakkını kaybederek mesai saati sınırlaması olmadan ve yarı maaşa çalışmak demektir.
TEKEL işçileri biliyorlar ki kendileri kazanırsa tüm emekçiler kazanacak.
TEKEL işçileri başlattıkları mücadele ile şimdiden tüm 4/C’liler için önemli bazı iyileştirilmelerin yapılmasını sağladılar bile.
Ancak TEKEL işçilerinin ilk günden beri haykırdıkları gibi yapılması gereken 4/C’nin koşullarının iyileştirilmesi değil toptan ortadan kaldırılmasıdır.
AKP hükümeti ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan ise; türbanlısı, başı açığı, sağcısı-solcusu, doğulusu-batılısıyla hep birlikte direnen binlerce TEKEL işçisinin Türkiye vicdanının sesi olan bu haklı ve demokratik mücadelesini, gerçeği yansıtmayan ve ahlak sınırlarını aşan söylemlerle marjinal göstermeye çabalamaktadır.
Aslında marjinalleşen AKP ve Başbakan Erdoğan’dır. AKP hükümeti işçiyle kavgalı, köylülerle kavgalı, eczacılarla kavgalı, doktorlarla kavgalı, emeklilerle kavgalı, bakkallarla kavgalıdır.
Özelleştirmelerin bu ülkede yarattığı sonuçları yaşayarak bilen biz emekçiler Başbakan’ın toplumu gerçekdışı bilgilerle yönlendirmesine izin vermeyeceğiz.
AKP hükümetinin TEKEL işçilerine yönelik bu acımasız, haksız ve çarpıtmalarla dolu söylemleri yaptıkları özelleştirmelerin sonuçlarını örtbas etme çabasıdır.
8 yıllık iktidarı döneminde Türkiye ekonomisinin can damarını oluşturan kurumlar özelleştirilerek istihdam alanları daraltıldı.
AKP hükümeti , “TEKEL özelleştirme kararını biz vermedik, önceki iktidarlar verdi”, diyerek kendilerini aklamaya çalışıyor, kendi döneminde yaptıkları ve yapacakları özelleştirmeleri gizlemeye çalışıyor.
AKP hükümeti yeni bir özelleştirmenin adımını attı bile.
PTT ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan iki yasa taslağı şu anda Bakanlar Kurulu’nda.
AKP, taslağa son şeklini vererek Meclis’e göndermek için uygun zamanı kollamaktadır.
Bu taslaklardan birincisi; PTT’nin tekelinin kaldırılması, posta sektörünün özel işletmecilere açılması ve düzenleyici üst kurul oluşturulmasına yöneliktir.
İkinci taslak ile PTT anonim şirket haline dönüştürülüyor. PTT’nin anonim şirkete dönüşmesi ile birlikte istihdam politikası da değiştirilecek.
Bu ikinci taslak AKP hükümetinin emekçiye yönelik yaklaşımını gözler önüne sermektedir. Bu taslağa göre; PTT’ye alınacak çalışanlar ne memur, ne de işçi statüsünde olacak. Sendikalara üye olamayacaklar, kısmi zamanlı istihdam esas alınacak ve iş sözleşmeleri bir yılı aşamayacak, PTT Yönetim Kurulu istediği anda kişilerin sözleşmesini feshedebilecektir.
Taslağa göre mevcut PTT çalışanları ya sözleşmeli personel statüsüne geçmeyi tercih edecek ya da aynı statüde kalacak.
Taslağa göre mevcut PTT çalışanlarına sunulan üçüncü seçenek ise diğer kamu kurumlarına geçiş.
Bu düzenleme PTT yönetiminin yasanın yürürlüğe girmesinden sonra neler yapabileceğine yönelik işaretleri de veriyor.
Bu düzenleme; PTT yönetiminin istemediği personeli diğer kamu kurumlarına gitmeye zorlayacağının sinyallerini veriyor.
AKP hükümetinin sendikasız, iş güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırma politikası her geçen gün yaygınlaşmaktadır.
AKP hükümetinin uyguladığı ekonomik politikalar sonucu son 8 yılda istihdam artmadığı gibi daralmış, yatırımlar azalmış işsizlik ve yoksulluk artmıştır.
AKP Hükümeti özelleştirmelerin yarattığı tahribattan nerdeyse TEKEL işçilerini sorumlu tutmaktadır. TEKEL işçilerine ‘Şimdiye kadar neden ses çıkarmadın’ denilmektedir.
Kamuda on binlerce personel açığı bulunmaktadır. TEKEL emekçilerinin haklı talepleri kabul edilmeli ve özlük hakları ile diğer kamu kurumlarında çalışmaları sağlanmalıdır.
PTT’de on binlerce personel açığı bulunmaktadır. PTT’nin her geçen gün artan iş yüküne karşın yeni personel alımı yok denecek kadar azdır. PTT’de son yıllarda gerek kargo için gerek posta ayırım ve dağıtım hizmetleri için taşeron şirketler üzerinden yaklaşık 8 bin çalışan işe alınmıştır. Üstelik ana hizmetlerini taşerona vererek yasaları çiğneme pahasına.
PTT emekçileri yoğun iş yük altında ezilmektedir. Her ilde personel açığı bulunmaktadır. PTT emekçileri personel eksikliğinden dolayı haftada 6 gün çalıştırılmakta, bayramlarda ve resmi tatillerde işe getirilmektedir. Başbakan, çalışmadan ücret almak istiyorlar dediği TEKEL işçilerini sendika ve toplu sözleşme hakkı olmadan sefalet ücretine zorlamak istiyor.
PTT’de personel açığı had safhada olmasına rağmen TEKEL işçilerini neden PTT’ye almamaktadır?
AKP bu gerçeği görmezden geliyor çünkü AKP’nin amacı Türkiye’yi ucuz emek cennetine çevirmektir. AKP’nin amacı iş güvencesiz, sendika hakkı olmayan, sefalete razı gelen bir emekçiler yaratmaktır. Nitekim PTT için hazırlanan yasa taslaklarında bu açıkça görülmektedir.
Tüm Sendika Konfederasyonlarına buradan sesleniyoruz. 6 konfederasyonun TEKEL işçilerinin sorunları karşısında gösterdiği bu birliktelik 4/C uygulamasının kaldırılana ve özelleştirmelere son verilene dek devam etmelidir. 11.02.2010
HABER-SEN MERKEZ YÖNETİM KURULU
