ANKARA RADYOSU NAZİ TOPLAMA KAMPI MI?
TRT’de 5 yıldır yaşanan baskı Ankara Radyosu’nda son aylarda dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Geçmişte radyo dinlemiş olmanın ötesinde radyoculukla-yayıncılıkla ilgisi olmayan kişiler tarafından yönetilen Ankara Radyosu adeta Nazi Toplama Kampı’na dönüştü.
Çalışanlar sorunlarını dile getirmek için yöneticilerle görüşemiyor, görüşebildiklerinde ise “Burayı demokrasi ile yönetmiyoruz, demokrasi yok ben varım” yanıtını alıyorlar.
Oluru aylar öncesinde alınmış programlar keyfi gerekçelerle son dakikada iptal ediliyor.
Programların gerçekleştirilebilmesi için zorunlu olan dış görevlerin süreleri, görevin yapılmasına engel olacak biçimde kısaltılmak isteniyor ya da görev isteği tümüyle reddediliyor.
Kurum personeli tarafından yapılan programlara uydurma gerekçelerle son veriliyor.
Programlarda ele alınacak konulara, davet edilecek konuklara müdahale ediliyor.
Yayıncılığı, yayıncıları 09.00-18.00 mesai saatlerine hapsetmeye çalışan Ankara Radyosu yönetimi, çalışanların sosyal alanlarını da bir bir yok ediyor.
Bir süre önce, öğle tatili saatleri dışında kafeteryanın teras kapılarını kilitleten yönetim şimdi de kafeteryayı kapattı.
Üç gündür yayın için gelen konuklara bir çay bile ikram edilemiyor.
130 sanatçı çalışma aralarında boğazlarını ıslatacak sıcak bir çaydan mahrum kaldı.
Sanatçılar çalışma aralarında dinlenmek yerine, yönetimin bu tavrı yüzünden daha çok yoruluyor ve yıpranıyor.
Çalışanların, yemek sonrası çay-kahve içerek yarım saat sohbet edecekleri tek mekân da ellerinden alındı.
Ankara Radyosu çalışanları bunları yaşarken, Radyo Müdürü Arif Koyuncu’nun ve diğer yöneticilerin keyfi yerinde.
Çünkü yönetim katında sadece yöneticilere hizmet eden özel bir çay ocağı bulunuyor.
Çalışanlara adeta Kerbela zulmünü yaşatan yönetim kendi keyfinden asla taviz vermiyor.
Bu arada çalışanların görüşme taleplerini kabul etmeyen ve onlara her türlü zulmü reva gören Arif Koyuncu, tacizle suçlanan bir yöneticiye ise kol kanat geriyor.
Aylar önce basına da yansıyan taciz iddiasıyla suçlanan yönetici hala koltuğunda oturuyor.
Ankara Radyosu Müdürü Arif Koyuncu’ya sesleniyoruz;
Burası her hangi bir bürokratik kurum değil, burada 24 saat hizmet üretiliyor, 24 saat yayın yapılıyor.
Biz bu hizmeti en iyi şekilde sunmakla yükümlüyüz, siz de bu hizmeti sunanların çalışma koşullarını iyileştirmekle sorumlusunuz.
Ankara Radyosu’nu çalışanları yok sayarak yönetemezsiniz, TRT emekçilerinin sorunlarını, taleplerini dinlemek sizin göreviniz.
Siz burada yayıncılar olduğu için varsınız, yayın olmadan, yayıncılar olmadan sizin varlığınızın bir anlamı yok.
Sizi anti-demokratik tavırlardan, çalışanlara baskı yapmaktan, çalışanların taleplerine kulaklarınızı tıkamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.
Bir çağrımız da TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e;
Bu ülkede 1927 yılından bu yana radyo yayıncılığı yapılıyor.
Yüzlerce deneyimli TRT emekçisi varken, yayıncılıkla uzaktan yakından alakası olmayan kişileri radyoya yönetici olarak atamaktan vazgeçin.
Arif Koyuncu’nun atanmasından sonra zaten sıkıntılı olan çalışma barışı iyice bozuldu.
Çalışma barışının bu şekilde bozulmasının tek nedeni ise Arif Koyuncu’nun bu tavırlarıdır.
Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz;
Yemekhane katında bulanan kafeterya ve teras derhal açılmalıdır.
Radyo çalışanlarının sorunları ve talepleri dinlenmeli ve çözüm üretilmelidir.
Bu Ankara Radyosu’nu Nazi Kampı’na çeviren yönetim için ilk uyarı eylemimiz, kafeteryanın açılmaması, sorunların çözülmemesi halinde eylemlerimiz devam edecek. 5.4.2012
HABER-SEN
ANKARA 1 NOLU ŞUBE YÖNETİM KURULU