TRT Kürtçe yayını hakkında açıklama

BASINA VE KAMUOYUNA

TÜRKİYE, BÜTÜN YURTTAŞLARINI KUCAKLAYABİLDİĞİNDE SAYGIN BİR ÜLKE OLACAKTIR

TRT, HALKIN YAYIN KURUMU OLMA YÖNÜNDE ÖNEMLİ BİR ADIM ATMIŞTIR

KÜRTÇE KANAL TRT 6, OLUMLU BİR BAŞLANGIÇTIR

Toplumun tüm kesimlerine hitap eden yayınlar yapmak, kamu hizmeti yayıncısı olarak TRT’nin asli ve vazgeçilmez görevidir.

Yıllardır söylediğimiz gibi, TRT’nin bütçesine kaynak aktaran her yurttaş, o ekranlarda ve mikrofonlarda, kendini görmek, sesini duymak ve duyurmak hakkına sahiptir.

Kürtçe yayın yapan TRT 6 kanalının yayın hayatına başlaması, Türkiye’de algıların değişmesi açısından çok önemli ve olumlu bir adımdır.

“Bölünme” paranoyası ile bu adımı çelmelemeye çalışanlar, kendi yurttaşlarının anadillerine yönelik baskı ve yasakları savunarak, asıl ayrımcılığı yapmaktadır ve asıl tehlike de budur.

Kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan ideolojiler, tarihin utanç sayfalarına geçmeye mahkûmdur. 

Birlik, beraberlik ve barış; adları, dilleri, inançları, türküleri yasaklayarak değil, özgürleştirerek sağlanabilir.

TRT, ÇOK KÜLTÜRLÜ YAYINLARA BAŞLAMALIDIR

Kürtçe kanalın ardından, bu topraklarda konuşulan tüm dillerde yayınlar da başlatılmalıdır.

Lazca, Ermenice, Arapça, Rumca, Çerkezce, Tatarca ve başka dillerde konuşan yurttaşlarımız neden kendi dillerini, türkülerini TRT’den duymasınlar, dinlemesinler?

TRT, çok dilli yayınlar yanında, çok kültürlü yayınlara da geçmelidir.

Bunun için öncelikle Sünni İslam dışındaki din ve mezheplere radyo ve televizyon yayınlarında hak ettikleri yer verilmelidir.

Bu çerçevede, Muharrem ayı dolayısıyla ekrana gelen programlar olumludur. Bu yayınlar içerik, biçim ve süre açısından zenginleştirilmelidir.

Ve unutulmamalıdır ki, bu ülkede yaşayan Hıristiyan, Musevi, Süryani yurttaşlarımız vardır. Onların da dinsel törenleri, ibadetleri, bayramları kamu yayın kurumunda kendine yer bulabilmelidir.

EMREDEN DEĞİL, HİZMET EDEN DEVLET

Türkiye, hangi din, mezhep ve etnik kökenden gelirse gelsin, bütün yurttaşlarını mutlu edebilen bir ülke olmalıdır.

Bu, ancak “yurttaşlarına hizmet eden devlet” anlayışıyla mümkün olabilir.

Bu nedenlerle, TRT Şeş, Türkçe’sini çok yakından tanıdığımız “Hükümet propagandası ve resmi ideoloji enjeksiyonunun” Kürtçe versiyonu değil, gerçekten Kürt seyircinin izleyeceği bir kanal olmalıdır.

Kürtçe, edebiyatı, müziği ve kültürüyle büyük bir zenginliğe sahiptir.

Bu zenginliğin ekranlara taşınması, tüm yurttaşlarımızı zenginleştirecek, yıllar yılı oluşturulan olumsuz önyargıların silinmesine ve barışa hizmet edecektir.

KARA LİNKİ VE KABLODAN DA YAYIN YAPILMALI

İbrahim Şahin göreve başladığında kendisine karşı bir önyargımızın olmadığını belirterek önce icraatını izleyeceğimizi ve değerlendirmemizi sonra yapacağımız söylemiştik.

Kürtçe kanalı ve Alevilere yönelik yayınları da, olumlu birer ilk adım görmekle birlikte, yayınların içeriğini, niteliğini ve başarısını izleyeceğiz, değerlendirmemizi sonra yapacağız.

Ancak ilk aşamada görülen bazı eksiklikleri de belirtmek zorundayız.

Kürtçe yayınların yalnıza uydu aracılığı ile izlenebilmesi ve karasal yayının olmaması büyük bir eksikliktir. Bu eksiklik ivedilikle giderilmeli ve tüm yurttaşlarımızın Kürtçe yayını izlemesi sağlanmalıdır.

Karasal yayının olmaması, gerekli altyapının hazırlanmadan yayına başlanması, Kürtçe yayının seçim yatırımı olduğu yönündeki eleştirileri haklı çıkarmaktadır.

Bunun böyle olmadığını kanıtlamak için TRT yönetiminin önünde yeterince zaman ve pek çok fırsat var.

Kürtçe kanal TRT 6, olumlu bir başlangıçtır

TRT, halkın yayın kurumu olma yönünde önemli bir adım atmıştır

TRT yönetiminden toplumun beklentilerini boşa çıkarmayacak yeni adımları bekliyoruz.

06.01.2008

HABER-SEN MERKEZ YÖNETİM KURULU