8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle gerçekleştirilen etkinliklerimiz sürüyor. Diyarbakır, Mersin, Şanlıurfa, Gaziantep İstanbul ve Ankara’da kadınlar, kadına yönelik şiddeti, kadının kamusal alanda ve özellikle sokaklardan dışlanmasını, tacizleri ve tecavüzleri protesto emek amacıyla meşaleli yürüyüşler düzenledi.
KESK Diyarbakır Kadın Komisyonu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile düzenlediği meşaleli yürüyüşünü sağanak yağmur altında Dağkapı Meydanı’ndan Keçi Burcu’na kadar “Jin jiyan azadî”, “Anayız haklıyız kazanacağız”, “Kimsenin namusu olmayacağız”, “Savaşa karşıyız, barıştan yanayız”, “Sokaklar bizimle özgürleşecek” sloganları eşliğinde yürüdü. Yürüyüş ardından KESK Diyarbakır Kadın Komisyonu adına açıklamayı Eğitim Sen Kadın Sekreteri Adile Gülçiçek okudu. Gülçiçek şiddet olaylarının AKP tarafından görmezden gelindiğini belirterek, “AKP yasalar eliyle kadını bir kez daha mağdur ediyor. Kadın katliamları her geçen gün artarken, evlilik yaşı 17’den 14’e çekilmek isteniyor. Her gün tanımadığımız binlerce kadın cinsel tacize uğrarken, tecavüz edilirken bir kadının tecavüzcüsü ile evlendirilmesinin yasallaşmasının önü açılmak isteniyor. Tecavüz eden erkek nerdeyse ödüllendiriliyor” dedi. Kadının toplumsal yaşamın eşit ve özgür bir parçası olduğunu, toplumsal yaşamın eril zihniyetin arındırılarak kadının toplumsal yaşamın tüm alanlarına eşit ve özgür katılması gerektiğini dile getiren Gülçiçek, “kadınların sokakların sahibi olduğunu, belli zamanlarda değil istediği her an korkusuzca sokağa çıkabileceğini belirtiyoruz” dedi. Duyarsız kalınan her günün bedelini bir kadının ödediğini ifade eden Gülçiçek, “Sizden olmayan herkesin ‘öteki’ olduğu bu ülkede, ülkenin mevcut halini sevmeyen, ama terk edip de gitmeyen, inatla direnen ve mücadele eden kadınlar var” diye konuştu.
KESK, Şanlıurfa Kent Kadın Meclisi, Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, DTP, ve İHD’li kadınlardan oluşan Şanlıurfa Kadın Meclisi ise kadına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla meşaleli yürüyüş düzenledi. Ahmet Şelli Parkı’nda başlayan ve Ahmet Bahçıvan İşmerkezi’ne kadar süren yürüyüşte sık sık “Ez jine ne namuse tu kese”, “Jin jiyan azadi”, “Kadınız anayız barıştan yanayız” sloganları atılırken, “Her türlü şiddete karşıyız”, “Taciz ve tecavüze son”, “Şiddet insanlık suçudur” ve “Em lı kolâ ne kese” dövizleri taşındı. Ahmet Bahçıvan İşmerkezi’ne kadar yürüyen kadınlar adına burada bir açıklama yapıldı. Açıklamayı yapan SES Kadın ve Hukuk Sekreteri Zeliha Açıkyıldız, kadınlara ve çocuklara karşı her geçen şiddet ve istimrarın artığına dikkat çekerek, “Artan bu şiddet ve istimrara karşı AKP Hükümeti’nin hiçbir önlem almaması ve hatta mevcut hukuki düzenlemelerin bile uygulanmadığına şahit oluyoruz” dedi. Kadınların tarihin her döneminde şiddete maruz kaldığını vurgulayan Açıkyıldız, kadın mücadelesinin şiddetle mücadele hesaplaşması olduğunu kaydetti. Kadınların şiddete en çok uğradıkları dönemlerden birinin de savaş dönemleri olduğuna işaret eden Açıkyıldız, şunları söyledi: “Tecavüz bir savaş taktiği, bilinçli bir politika olarak otoriteler tarafından kullanılıyor ve teşvik ediliyor. Savaşın bir sonucu olarak göç etmek zorunda kalan kadınlar, mülteci kamplarında cinsel taciz ve fiziksel şiddetle karşılaşıyor.”
Mersin Kadın Platformu, taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerini kınamak ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerini deklere etmek amacıyla Eğitim Sen Mersin şube binası önünden Taşbina önüne kadar yürüyüş yaptı. Yürüyüşe KESK MYK Üyesi Songül Morsümbül, DTP Toroslar Belediye Başkan Adayı Filiz Yılmaz, KESK’e bağlı sendikaların kadın üye ve yöneticileri, DÖKH ve Mersin Kent Kadın Meclisi üyeleri ve MKM-DER kadın üyelerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce kadın katıldı. İlkin Eğitim Sen binası önünde meşalelerini yakarak bir araya gelen yüzlerce kadın “Tacize ve tecavüze karşı geceleri de sokakları da istiyoruz” yazılı pankart açarak Taşbina önüne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında “Kimsenin namusu olmayacağız”; “Jin jiyan azadi”, “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun” ve “Şiddetinizle barışmayacağız” yazılı dövizler açan kadınlar, sık sık “Jin jiyan azadi”, “Gelsin devlet, gelsin polis, gelsin jop. İnadına isyan. İnadına isyan. İnadına özgürlük”, “Üzmezi üzmeyen hükümet istifa” sloganları atarak zılgıtlar çekti. Kadınlara çevredeki işyerlerinde çalışan genç kadınlardan da alkışlarla destek geldi.
Yürüyüşün ardından Mersin Kadın Platformu adına Gülsüm Yaşar açıklamada bulundu. Kadın mücadelesini özünde şiddetle hesaplaşma mücadelesi olduğunu belirten Yaşar, devletin kadına yönelik şiddeti beslediğini söyledi. Polisin şiddete göz yummak biryana gözaltına alınan kadınlara yönelik şiddet uyguladığını vurgulayan Yaşar, devletin çıkardığı genelgelerin ve yasaların sözde kaldığını ifade etti.
Açıklamanın ardından konuşan KESK MYK Üyesi Songül Morsumbül, Her türlü anti-demokratik yasaya karşı tepkilerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti. Mersin’de KESK olarak Mersin’de düzenledikleri 25 Kasım meşaleli yürüyüşe polislerin tahammülsüz bir şekilde müdahale ettiğini vurgulayan Morsümbül, bugünkü yaptığımız yürüyüş ile bu anlayışları yıktıklarını söyledi. Yerel seçimlerin yaklaştığı bir süreçte kadına ilişkin proje sahibi olmayan hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceklerinin altını çizen Morsümbül, “Kadın sığınma evleri, kadın eğitim merkezleri kurmayan hiçbir partiye oy yok” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın ikiyüzlü politikasını eleştiren Morsümbül, “Hergün İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıyı “Silahsız, savunmasız kadın ve çocuklara yönelik saldırıları kınıyoruz” diye eleştiriyorsun. Başbakana buradan sesleniyoruz. Batman’da, Diyarbakır’da ve Van’da kadınların ve çocukların üzerine sürülen panzerleri, polisleri ve uygulanan şiddeti niye görmüyorsun? ” diye konuştu.
Ankara’da Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen KESK’li kadınlar, “Geceleri de sokakları da istiyoruz” pankartı açarak Sakarya Caddesi’ne kadar meşaleli yürüyüş gerçekleştirdi. Grup, Sık sık, “Jin jîyan azadî”, “Bijî biratîya gelan”, “Savaşa karşı barıştan yanayız”, “Üç çocuk değil, kreş istiyoruz” şeklinde slogan atıp aynı içerikte dövizler taşıdı. Yürüyüşün ardından grup adına açıklamayı, KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Satı Burunucu Çalı okudu.
Çalı, Türkiye’de kadınlara ve çocuklara uygulanan şiddetin ve istismarın gün geçtikçe arttığına dikkat çekerek, şiddet ve istismarın neredeyse sıradanlaştığı söyledi. Kadınların tacize ve tecavüze uğradığına ve intihara zorlandığına vurgu yapan Çalı, “Yaşadığımız şiddet olaylarını görmezden gelen AKP Hükümeti yasalar eliyle kadını bir kez daha mağdur ediyor. Töre ve namus cinayetleri her geçen gün artarken evlilik yaşı 17’den 14’e çekilmek isteniyor. Kadının tecavüzcüsü ile evlenmesinin yasalaşmasının önü açılmak isteniyor” dedi. Kadına yönelik şiddetin en yoğun yaşandığı süreçlerden birisinin de savaşlar olduğuna dikkat çeken Çalı, şunları kaydetti: “Tecavüz bir savaş taktiği, bilinçli bir politika olarak uygulanırken kadın bedeni de savaş ganimeti olarak görülür. Savaşın bir sonucu olarak göç dalgası ise en çok kadınları etkilerken göç etmek zorunda kalan kadınlar mülteci kamplarında cinsel ve fiziksel şiddetler karşılaşırlar. Gericilik ve şovenizm için şiddet kaçınılmazdır. Bu nedenle biz kadınlar barıştan ve kardeşlikten yana tavır alıyor, mücadele ediyoruz.” Çalı, AKP Hükümeti’ni, Kadın ve Aileden Sorumlu devlet Bakanı Nimet çubukçu’yu ve yerel yönetimleri göreve çağırarak, önlem almaya çağırdı.
Gaziantep Kadın Platformu da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “Tacize ve tecavüze karşı geceleri de sokakları da istiyoruz” pankartı ve “Kadınlar barış istiyor”, “Kadın cinayetlerine son” dövizleri açarak, meşaleli yürüyüş düzenledi. Kırkayak Parkından Gaziantep eski Adliye Önüne kadar devam eden yürüyüşte, sık sık “Jin jiyan azadî”, “Yaşasın 8 Mart” ve “Kadınlar savaş istemiyor” sloganları atan kadınlar, burada basın açıklaması yaptı. Platformu adına konuşan Gaziantep Eğitim Sen Şubesi Kadın Sekreteri Elif Bezgin, “Biz kadınlar, ülkemizde, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin, istismarın her geçen gün artması, sıradanlaşması ve neredeyse normalleşmesi karşısında, AKP Hükümeti’nin hiçbir önlem almaması ve hatta mevcut hukuki düzenlemelerin bile uygulanmadığına şahit oluyoruz” dedi. Yapılan açıklamanın ardından meşalelerle yürüyen kadınlar renkli görüntüler oluşturdu.
İstanbul’da KESK’li kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde İstiklal Caddesi’nde yürüyüş düzenledi. Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen kadınlar “Kadına yönelik şiddete tacize tecavüze töreye ve namus cinayetlerine karşı susmayacağız” pankartı taşıyarak, “Krizin faturası patronlara”, “Geceleri de sokakları da istiyoruz”, “Jin jiyan azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması” yazılı dövizler taşıdı. “Kadınız haklıyız kazanacağız”, “Yaşasın 8 Mart” “Jin jiyan azadi” sloganları atan kadınlar, Galatasaray Meydanı’na kadar yürüdü. Mum yakan KESK’li kadınlar adına BES 2 No’lu Şube Başkanı ve KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nevin Kaplan, açıklama yaptı. Barış için 8 Mart günü yola çıkan ancak Türkiye’de tecavüze uğrayan İtalyan Sanatçı Pippa Bacca ve Güldünya’nın yaşadıklarını hatırlatan Kaplan, taciz ve tecavüzün yasalarda meşrulaştırıldığını söyledi. Ekonomik krizden de en çok kadınların etkilendiğini kaydeden Kaplan, “Krizler en çok emekçileri vuruyor. Yoksulluk açlık ve sefalet arttıkça kadınlara yönelik şiddette artış gösteriyor. Krizin faturası emekçilere ve kadınlara ödettirilemez” dedi. Kaplan, kadınları kapsayan, kadınlara pozitif ayrımcılık yapan bir istihdam politikası yürütülmesi gerektiğini de belirtti. Savaş ve çatışmalarda en çok mağdur olanların kadınlar olduğuna dikkat çeken Kaplan, “Acıların daha fazla yaşanmaması ve anaların ağlamaması için Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüm yöntemleri uygulanmalıdır” diye konuştu. Bütün kadınları 8 Mart’ta alanlara çağıran Kaplan, İstanbul’da 8 Mart’ta alanlarda olunacağını çıkmaya çağırdı. Kadınların yürüyüşü slogan ve alkışlarla son buldu.
Hatay’da ise Eğitim Sen Hatay binasından Ulus Alanı’na yürüyen Eğitim Sen’li kadınlar, “Üzmezi üzmeyen hükümet istifa ve kimsenin namusu olmayacağız” sloganları attı. Ulus Alanı’nda konuşan Hatay Eğitim Sen Kadın Kolları Üyesi Nurhan Cabir, kadınların evde, sokakta tacize ve tecavüze uğradığını belirterek, 8 Mart’ın aynı zamanda bir direniş günü olmasın gerektiğini söyledi.