TOPLU SÖZLEŞME VE GREV HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ!

Konfederasyonumuz KESK, 15 Ağustos’ta başlayacak olan Toplu Görüşmelerin yönetimine ve içeriğine dair görüş ve önerilerini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. KESK’e bağlı Sendikaların Başkanlarının da katıldığı basın toplantısında, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, slayt gösterimi eşliğinde 2002 yılından bu yana yapılan toplu görüşmelerde yaşananları özetledikten sonra, 2008 yılı taleplerimizi dile getirdi: TİS VE GREV HAKKIMIZ VARDIR, KULLANACAĞIZ!

Uzun yıllardır sürdürdüğümüz mücadelenin meşruiyeti, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev haklarımızın kullanılmasını gerektirmektedir. Sanıldığının aksine, toplu sözleşme ve grev hakkımıza ilişkin yasal bir engel yoktur. Engel AKP hükümetinin siyasal tercihidir.

İşte yasal dayanaklar:

Anayasa’nın 90. Maddesinde yapılan değişiklik gereği, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’nın uluslararası sözleşmelere aykırı hükümleri yerine, Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan, toplu sözleşme ve grev hakkına ilişkin hükümlerin uygulanması, anayasal zorunluluktur.

Bu temel anayasal dayanağın yanısıra, AİHM’in sendikalarımızın başvuruları sonunda vardığı emsal niteliğindeki kararlar da Toplu Sözleşme ve Grev hakkımızı vurgulamaktadır. Örneğin, Gaziantep Belediyesi ile KESK/TÜM BEL SEN arasında 1993 yılında yapılan toplu sözleşmenin uygulanmaması nedeni ile sendikamızın açtığı dava 21 Kasım 2006 günü sonuçlanmış ve AİHM’in 34503/97 sayılı kararında, yapılan toplu sözleşmenin ILO sözleşmeleri uyarınca kabul edilmesi ve gereğinin yerine getirilmesi belirtilmiştir. Türkiye AİHS’in 11. Maddesini ihlalden mahkûm edilmiştir.

Benzer bir şekilde, KESK/YAPI YOL SEN’in AİHM’de açtığı başka bir dava, 26 Haziran 2007’de karara bağlanmış olup, kararda, AİHS 11. Maddesi gereği Türkiye Cumhuriyeti’nin sendikal hak ve özgürlükleri garanti ettiği, bunun da toplu pazarlık ve toplu eylem hakkını içerdiğini ancak devletin bu taahhüdüne uygun olarak davranmadığı, iç düzenlemelerini buna göre yapmadığı dile getirilmektedir.  Aynı kararda, çalışanların ILO’nun 87 sayılı sözleşmesinde ve AİHS’de sözü edilen hak ve özgürlükleri kullanmasının doğal olduğunu, devletin kamu çalışanları ile olan ilişkisi nedeni ile kamu çalışanlarının toplu eylem yapma haklarının olduğunu belirtilmiş ve iş bırakan gişe çalışanlarına verilen para cezalarının hukuka aykırı olduğuna karar verilerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu kararlardan sonra kamu emekçilerinin toplu pazarlık ve grev hakkı ile ilgili tartışmalar kesin olarak bitmiştir.

Hükümet “toplu görüşmede” neden ısrar ediyor?

• Hükümet emekçilere büyümeden pay vermek istemiyor;
• IMF’in önüne koyduğu, açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden ekonomik programı sorunsuz şekilde devam ettirmek istiyor;
• Kuralları kendisi belirlemek, son sözü kendisi söylemek istiyor;
• Emekçileri oyalama taktiğine ortak arıyor;
• Faiz ödemelerini garantiye almak istiyor.

Diyoruz ki;

Mali, sosyal, siyasal haklarımızın korunmasının ve çalışma koşullarımızın iyileştirilmesinin yegane yolu toplu sözleşme ve grev hakkımızın kullanılmasıdır.

2008 YILI İÇİN NE İSTİYORUZ?

TİS ve grev hakkının kullanılmasını,
En düşük temel ücretin 1150 YTL olmasını,
Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesini,
Kamu görevlilerinin çalışma koşullarının ve ilişkilerinin kuralsızlaştırılmasına son verilmesini,
Çalışma yaşamında kadına yönelik ayrımcılığın giderilmesini,
Key hesaplarının tasfiyesinde alacaklarımızın gerçek faiziyle ödenmesini,
Çalışanların ortak örgütlenmesini içeren yasal düzenlemenin yapılmasını,
Kamu Personel Rejimi Kanun taslağının ve SSGSS’nin tümüyle geri çekilmesini,
Kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan siyasi kadrolaşmanın durdurulmasını,
Kamudaki sözleşmelilerin (4/b, 4/c, 4924’lüler ve vekillerin) kadroya alınmasını, iş güvencesinin sağlanmasını,
Özelleştirilen kamu kuruluşlarının yeniden kamu hizmeti verecek şekilde düzenlemeye tabi tutulmalarını,
Özelleştirmeler sonucu mağdur olan emekçilerin mağduriyetlerinin giderilmesini,
Görev tazminatının, en düşük ücret alan kamu emekçilerinden başlamak üzere tüm kamu çalışanlarına uygulanmasını,
Ek ödeme adaletsizliğinin giderilmesini,
Gelir vergisi dilimlerinin emekçiler için 5 puan indirilmesini,
Kamu emekçilerinin siyaset yapma yasağının kaldırılmasını,
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu gibi antidemokratik yasaların kaldırılmasını, örgütlenme özgürlüğünün sağlanmasını,
Evrensel değerlerle toplumsal yaşamımızı buluşturmaya zemin hazırlayacak, çalışma yaşamını demokratikleştirecek, özgürlükçü, demokratik bir anayasa hazırlanmasını
istiyoruz…
Toplu sözleşmeli, grevli, sendikal hak ve özgürlükler için kararlı ve onurlu mücadelemize devam ediyoruz. Fiili ve meşru mücadele anlayışımızla TİS ve grev hakkımızı kullanacağız…
Tüm emekçileri; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik başta olmak üzere tüm alanlarda herkese eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti ve insanca yaşanacak bir ücret için verdiğimiz mücadelede birlikte olmaya ve KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye davet ediyoruz…