Anasayfa / HABERLER / TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDA ALANLARI DOLDURDUK

TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDA ALANLARI DOLDURDUK

Hükümet ile yapılan görüşmelerde nafile turlar devam ederken, yüzbinlerce kamu emekçisinin orta oyununa olan tepkisi de büyüyor. Görüşmelerin tam bir danışıklı dövüş halinde ilerlemesi, kamu emekçilerinin sokaklarda mücadele ederek kazandığı haklarının masa başlarında tartışma konusu haline getirmesi, 10. gününe varan görüşmelerde en ufak bir ilerleme dahi olmaması, kamu emekçisinin sabrını taşırdı. Bugün KESK’e üye sendikalar sokaklara çıkarak, iflas eden toplu görüşme sistemi yerine, Toplu Sözleşme taleplerini dile getirmek, görüşmelere katılan konfederasyonları bir an evvel yanlıştan dönmeye çağırmak ve tüm kamu emekçilerini KESK’te örgütlenmeye davet etmek için Türkiye’nin tüm illerinde alanları doldurdu. Konya’da KESK bileşenlerinin yapmış olduğu eylemde ise basın açıklaması, Genel Başkanımız Baki ÇINAR tarafından yapılmıştır. KESK’e üye sendikalar tarafından tüm illerde yapılan ortak basın açıklamalarının metni aşağıdadır.

Değerli Basın Emekçileri ve Mücadele Arkadaşlarımız,

4688 sayılı yasa gereği yapılan toplu görüşmelerin 10. günündeyiz. Bundan tam 10 gün önce Başbakanlık binası önünde tüm Türkiye’ye, “Kamu Emekçilerinin Toplu Sözleşme hakkının tanınmadığı masadan hiçbir şey çıkmaz” diyerek masaya oturmayı reddetmiştik. Ne yazık ki aradan geçen zaman yine bizi haklı çıkardı. 10 gündür görüşme masalarında Kamu Emekçilerinin mali ve sosyal haklarının düzeltilmesi, demokratik ve sendikal haklarının tanınması doğrultusunda hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Bundan sonra da kaydedilemez, çünkü toplu görüşme sistemi iflas etmiştir.

Kamu emekçilerinin Toplu Sözleşme ve grev haklarını tanımayan, en temel sendikal hakların kullanılması önünde engel oluşturan, son sözü daima Bakanlar Kurulu’na bırakan bir “toplu pazarlık” sistemi bizim için kabul edilemez. Kamu emekçilerinin reddettiği bir yöntemin de yaşama şansı yoktur. Dolayısıyla Hükümet, iflas etmiş 4688 sayılı yasanın, iflas etmiş toplu görüşme usulünde diretmeyi bırakarak, bizlerle toplu sözleşme yapmalıdır.

Değerli Basın Emekçileri,

AKP Hükümeti bugüne kadar Toplu Sözleşmenin yasal dayanakları olmadığını söyledikçe bizler, yürüttüğümüz mücadelenin meşruiyetinin, anayasanın 90. maddesinin ve uluslar arası sözleşmelerin bizlere bu hakkı verdiğini dile getirdik. Toplu Sözleşme ve grev hakkımızın önündeki yegâne engelin siyasi irade olduğunun altını çizdik.

Faiz ödemelerine bütçenin yarısı kadar kaynak ayıran, IMF’ye verdiği söz uğruna “Faiz Dışı Fazla” hedeflerinden kuruş sapmayan, verdikleri açıkları ülke zenginliklerini özelleştirerek yamamaya çalışan siyasi irade, kamu emekçileriyle eşit koşullarda toplu sözleşme yapmaya cesaret edememektedir. Hiçbir masaya sığamayacak 2 milyon kamu emekçisiyle yüzleşecek cesareti olmayanlar, önce toplu görüşmelerle bizleri oyalayıp, ardından Bakanlar Kurulu’nda hakkımızda tek taraflı karar vermektedir.

Buna izin vermeyeceğiz!

Kaderimizi IMF bürokratlarının matematik hesaplarına, Maliye Bakanlığının Orta Vadeli Planlarına, Başbakanın iki dudağı arasından çıkacak kararlara teslim etmeyeceğiz! Toplu sözleşme ve grev haklarımızı kullanarak insanca yaşayacak bir ücret, demokratik bir çalışma yaşamı, iş güvenceli ve kadrolu bir istihdam taleplerimizi elde edeceğiz!

Toplu görüşme masasında dile getirilen yüzdelik zamları kabul etmiyoruz! Bu zamlar, emeklerini ve alınterlerini bu ülkeye hizmet etmek için harcayan kamu emekçilerinin insanca yaşayabilmeleri için yeterli değildir. Bizler yüzdelik zamlar yerine, temel ücret olarak en düşük Kamu Emekçisi maaşının 1150 YTL olmasını istiyoruz! Bizler Kamu emekçilerinin mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesini, komik rakamlar yerine gündelik hayatın gerçeklerine uygun rakamlara yükseltilmesini istiyoruz! Bizler antidemokratik baskı yasaları değil, çalışma yaşamını demokratikleştirecek düzenlemeler istiyoruz! Bizler sözleşmeli çalışma değil, İş güvenceli ve kadrolu istihdam istiyoruz!

17 yıldır bu ülkenin tüm sokaklarını adımlayarak, tüm meydanlarını doldurarak köklü bir mücadele geleneği inşa ettik. “Kamu emekçilerinin sendika hakkı yoktur” dediler, biz kurduk; “Kamu Emekçileri Grev yapamaz” dediler, biz yaptık; “Kamu Emekçileri toplu sözleşme imzalayamaz” dediler, biz imzaladık! Toplumsal yaşamın her alanını tehdit eden antidemokratik yasalara karşı mücadele ettik. Eşit, özgür, bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde onurlu bir yer edindik. Bizlerin yarattığı 17 yıllık fiili meşru mücadele geleneği, önümüzü aydınlatmaya devam etmektedir. Demokratik sendikal haklarımızı yok sayan 4688 sayılı yasanın bize biçtiği gömleği yırtıp, işyerlerinden başlayarak grevli, toplu sözleşmeli ve ortak örgütlenmeye dayalı bir sendikal mücadeleyi hayata geçirme kararlılığımızı buradan bir kez daha tüm Türkiye’ye haykırıyoruz!

Değerli Basın Emekçileri,

Hükümete defalarca yaptığımız toplu sözleşme çağrımızı Diğer Konfederasyonlarla da paylaştık. Hiçbir şey çıkmayacağı en başından belli olan Toplu Görüşme masasında oyalanmak yerine, Toplu Sözleşme masasının kurulması için Ortak Grev yapma önerimizi her defasında yineledik. Onlarsa milyonlarca kamu emekçisinin toplu sözleşme haklarının kullanılır hale getirilmesi için mücadele edeceklerine, Hükümetin masallarını dinlemeyi tercih ettiler. Bizim sokaklarda mücadele ederek kazandığımız toplu sözleşme ve grev hakkımızı masalarda gündem yaptılar. Kamu emekçilerinin bedeller ödeyerek kazandığı haklarını toplu görüşmelerde yeniden tartışma konusu haline getirmek kimsenin haddine değildir. Hükümet, sendikaları mecliste kulis çalışmasına göndereceğine, siyasi sorumluluğunun yerine getirerek bizlerle toplu sözleşme masasına oturmalıdır.

Kamu Emekçilerinin artık masallara ve oyalamalara karnı tok! Kapalı kapılar ardında yürütülen pazarlıklara son verilmelidir. Yıl içinde zaten sektörlerin ilgili bakanlıkla yürüttüğü görüşmeleri, pazarlıkların temel gündemi yapmak, kamu emekçilerinin kazanılmış haklarını tartışma konusu yapmak, Kamu emekçilerini oyalamaktan başka bir şey değildir. Kamu emekçilerinin bizlerden umudu ve beklentisi büyüktür. Biz insanca yaşayacak bir ücret, demokratik bir çalışma yaşamı ve iş güvencesi istiyoruz. Ve bunu almak için de Türkiye’nin her yanında bugün olduğu gibi, bundan sonra da alanları doldurmaya devam edeceğiz!

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

BASKILARINIZLA SÜRGÜNLERİNİZLE CEZALARINIZLA SENDİKAL MÜCADELEMİZİ ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ!..

DİYARBAKIR PTT Başmüdürlüğü binası önünde toplanan Şube üye ve yöneticilerimiz, özlük hakları, liyakatsiz atamalar ve ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 − 2 =

Örnek Resim