13 Ağustos 2007 tarihinde, Uluslar arası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) kadın Komitesi başkanı Diana Holland ile kadın temsiliyeti üzerine yapılan röportajda ülkeler/bölgeler arasındaki farklara rağmen ortaklaşılan birkaç konunun olduğunu dile getirdi. Bunlardan ilki sendikalarda liderlik statüsünde kadınların temsiliyetinin çok eksik oluşu. Tüm ülkelerde görülen ortak engelin ise, kadınların üzerlerindeki, taşımakla yükümlü sayıldıkları ailevi sorumluluklar olduğunu dile getirdi.
Sendikalaşmayla ilgili sorulara ise genel olarak önemli olanın kadınların yerde temsil edilmeyişiyle mücadele etmek gerektiğini dile getirip bunun için gönüllülük üzerinden yapılan anlaşmaların yetersiz olduğunu, en iyi yolun doğru şekilde uygulandığı taktirde yaptırımı olan olumlu eylemler olduğunu söyledi. Buna ek olarak, sendikalardaki kadın yapılarının sadece bir danışma organı olarak görülmemelerini ama diğer yapılar kadar yetkilerinin olması gerektiğine vurgu yaptı.
Son olarak, örgütlenme çalışmalarında fark ettikleri en önemli noktanın sendikal örgütlenme geleneğinden yoksun olan sektörlere (özellikle temizlik, çocuk-yaşlı bakımı, yiyecek-içecek servisi vb) eğilmenin oradaki kadınlarla ilişkiye geçilmesinin önemli olduğunu bunun için de yeni stratejiler geliştirilmesinin gerekli olduğunu dile getirdi.