Kadınların, türlü mücadeleler ile elde ettiği kazanımlar, bugün siyasal iktidarının sistematik saldırılarının odağındadır. Siyasal iktidar, ideolojisinin tezahürü politikalarıyla cinsiyetçiliği her geçen gün derinleştirmektedir. Birçok alanda olduğu gibi OHAL, kadın kazanımlarına olan hoyrat ve kastî saldırılarının artırmasında ve hızlanmasında fırsat olarak kullanılmaktadır. Bunun son örneği kamuoyunda ”Müftülük Yasası” olarak bilinen Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yasalaşma sürecidir.
Her güne bir kadın cinayeti düşüyorken, her üç evlilikten biri çocuk yaşta zorla yaptırılırken, çocuk yaşta evliliklerde üçte birlik oranla dünya sıralamasının en üstlerindeyken, taciz tecavüz cezasızlıktan aldığı hoyratlıkla çeteleşmiş halde ayyuka çıkmışken, önleyici uygulamaları öteleyen, kadın örgütlerine kulak tıkayan iktidar, müftülük yasası olarak bilinen nüfus hizmetleri yasasındaki düzenlemelerle, kadınların sorunları ve gerçek ihtiyaçları yerine kendi ideolojisinin ihtiyacını dayatıyor.
Kadın örgütleri ve LGBTİ örgütleri, haftalardır bu yasa tasarısına karşı seslerini yükseltiyor. Tüm engellemelere ve polis şiddetine rağmen kadınların alanlarda tasarının yasalaşmasını engellemek için yürüttüğü etkili muhalefet nedeniyle tasarıyı önce alt komisyona iade ettiler, sonra genel kurula getirip tekrar çektiler. Ancak ülkeyi sürüklemek istedikleri tek adam rejimine uygun hareket etmek adına, Cumhurbaşkanının kadınları kastederek “isteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyerek buyur etmesi üzerine tasarı alelacele genel kurula getirilerek Evlilik yoluyla Türkiye vatandaşlığına geçme kriterlerine eklenen “genel ahlak” ibaresinin çıkartılmasıyla yasalaştırıldı.
Biz de ısrarla ve inatla, halk iradesini yok sayarak işlevsizleştirmeye çalıştığınız TBMM’den keyfiyetle yasa çıkarmanıza karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Dayatmalarınızı asla kabul etmeyeceğimizi, kadın düşmanı yasalarınızı tanımayacağımızı ve bu yasaları her yerde teşhir etmeye devam edeceğiz. Bu yasa;
1-Nikah yetkisi verilen il ve ilçe müftülüklerinin medeni yasanın uygulayıcısı olmasını sağlıyor.
Bu düzenleme toplumsal ihtiyaçları, kadınların ihtiyaçlarını değil, iktidarın tekçi, cinsiyetçi ve ayrımcı ideolojisinin ihtiyaçlarına karşılık gelmektedir. Yapılmak istenen, devletin sosyal rolünü, eğitim sistemini, diyanete ve dini vakıflara devretme uygulamalarından bağımsız değildir.
Kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, dini referansları temel alan, tek bir dini ve mezhebi temsil eden, kadınların boşanmasını uygun bulmayan bir kurumun ve anlayışın temsilcisi medeni kanunun uygulayıcısı olamaz. Tekçi, dayatmacı ayrımcı bir uygulama olması, laiklik açısından da kabul edilemez.
2- Yine mevcut yasada var olan, sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların, doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine yine sözlü beyanla yapılabilmesine olanak sağlıyor. Beyanın, mülki idare amirinin emriyle aile hekimince araştırılmasına ilişkin bir değişiklik öngörülüyor. Sözlü beyan, “tecavüzcülere rahat olun, biz sizi koruruz” demektir.
3- Soyadı ile ilgili düzenlemeleri de, evlenmeden önceki soyadını, eşlerinin soyadıyla da olabilse, kullanabilen kadınların, baskı görmelerini ve bu haktan vazgeçmelerini kolaylaştıran bir yasadır.
Sonuçları itibariyle, kadınların hayatını birebir etkileyecek olmasına rağmen, kadınlara sorulmadan hazırlanan ve adeta bir dayatmayla yasalaşan bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz.
Tek adamın görüşüne ve ideallerine uygun bir şekilde yeni ve geri bir toplumun inşa sürecine izin vermeyeceğiz.
Sesimizi ve itirazlarımızı baskı ve şiddetle bastırma çabalarınıza rağmen her yerde kadın düşmanı yasalarınızı teşhir etmeye devam edeceğiz.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ
KESK KADIN SEKRETERLİĞİ