26 Aralık 2019’da görev süresi ikinci kez uzatılan OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nun lağvedilmesi talebiyle Mülkiyeler Birliği Genel Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz basın toplantısına Konfederasyonumuz Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Aysun Gezen, Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz, Eğitim-Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreterimiz İlhan Yiğit, Hukuk-TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Yusuf Şenol ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KHK ile ihraç edilen barış akademisyeni ve üyemiz Dr. Cenk Yiğiter katıldı.
Basın toplantısında Konfederasyonumuz adına açıklama gerçekleştiren Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen, OHAL kararnameleri ile temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğini, darbe girişiminin bahane edilerek anti demokratik uygulamaların gerekçesi haline getirildiğini ifade etti, haksız ve hukuksuz ihraç edilen kamu emekçilerinin haklarının bir önce iade edilmesinin gerektiğini vurguladı.
Eş Genel Başkanımız Komisyon kararlarına dair şunları ifade etti: “Kurum kanaati adı altında ihbarcılığın ve iftiracılığın iktidar tarafından açıkça özendirildiği, teşvik edildiği, bazı örneklerde ise iftira atmaya zorlandığı ve bu kişilerin kollandığını da görmekteyiz. Aynı şekilde mülki amirlerin ve kurum idarecilerinin ihraç listelerinin oluşmasında ve komisyonun ret kararları almasında verdikleri asılsız bilgilerle önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, asılsız ihbar ve bilgiler ile ihraç sürecine katkı sunan idarecilere yargı önünde mutlaka ama mutlaka hesap soracağız. Kimse hukuksuzlukların, anayasa tanımazlığın ve bu devranın bu şekilde sürüp gideceğini düşünmemelidir. Hukuki niteliği bu kadar tartışmalı olan OHAL Komisyonu’nun, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak, kendisini mahkemelerin yerine koyarak karar vermesi açık bir Anayasa ihlalidir ve suçtur. Aileleriyle birlikte yüzbinlerce insanın anayasal haklarının ellerinden alınarak açlık ve sefalete mahkûm ettirilerek sisteme biat ettirilmeye çalışılması aynı zamanda insanlık suçudur. Bu suça iktidarın yanı sıra OHAL Komisyonu üyeleri de ortaktırlar.”
KESK Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen’in konuşma metninin tamamına ulaşmak için tıklayınız. (Basın toplantımızın videosu ve fotoğraflar aşağıdadır)
YILDIRIM KAYA: DEVRAN DÖNECEK HESAP VERECEKLER
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, “AKP’nin derdi FETÖ ile mücadele etmek değil, muhalif olanlara saldırmaktır. Hiç bir zaman ben ve örgütüm bu mücadeleden geri durmadık. Devran dönecek bu zalimler hesap verecek muhakkak. Bir suçlu arıyorlarsa aynaya baksınlar orada suçluyu görecekler. Hakim ve savcıların verdikleri kararlar siyasal iktidarın kararları ile veriliyor. Bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. KESK sadece ihraç edilen 3-4 bin üyesi için değil aynı zamanda haksızlığa hukuksuzluğa uğrayan bütün kamu emekçileri için mücadele vermektedir. Bu sorunu çözmek hepimizin görevidir. Siyasi kararlar veriliyor. Biz bu kararları tanımıyoruz, Türkiye demokrasiyle yönetilen bir ülke olacak.”dedi.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU: SİVİL ÖLÜME MAHKUM EDİLDİLER
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da “Sadece KESK değil herkes bu komisyona tepki göstermeli, 21’inci yüzyılda Türkiye’de insanlık dışı uygulamalar ile karşı karşıya kalıyoruz. İnsanlar neden ihraç edildiğini bilmiyorlar. Sadece bir ihraç durumu olmadı devlet onları sivil bir ölüme mahkum etti. Komisyon siyasi iktidardan emir alıyor, siyasi iktidarın emrinde çalışıyor. Komisyona başvururken neden ihraç edildiğini bilmediğinden savunma yaparken ne yazacağını bilmiyorsun. İhraç edilmişsin ama neden ihraç edildiğini bilmiyorsun, üstüne sana kendini savun diyorlar. OHAL komisyonu lağvedilmelidir, insanların kendini suçsuz olmadığını ispatlanması isteniyor. Devlet KHK ile ihraç ediyor üstüne özel şirketlerde de çalışamaz hale getiriliyor.”dedi.
ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN: HERKES FİŞLENMİŞ DURUMDA
KHK’lilerin mücadelesinin hak mücadelesi olduğunu ifade eden İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Hukuken tartışılacak bir durum yok. Keyfi olarak bir KHK çıkarılıyor ama onu denetleyecek anayasa mahkemesi yok. Kamu emekçilerinden resmi ideoloji savunulması bekleniyor. Devlete sadakat bekleniyor diyorlar, peki hangi devlet? Çağdaş vatandaşlık ile herkesi kucaklayan değil, Türk-islam anlayışına göre hareket eden, güvenlikçi politikalarıyla bir devlet… İltisak kriterleri ile hareket eden bir devlet… Bu kriterler yarın bir gün size (AKP’ye) uygulanacak. Bakın iltisak hukuki bir kavram olarak kullanılamaz. Bu kavramdan hızla uzaklaşmalısınız. Herkes fişlenmiş durumda, insanlara bu zulmü niye yaşattırıyorsunuz?” şeklinde konuştu.
Dr. CENK YİĞİTER: ‘ÖRNEKLER NAZİ UYGULAMASI’
KHK ile ihraç meselesi 3.5 yıldır gündemimizde, zaman bize gösterdi ki bu mesele sadece bir istihdam meselesi değildir, bir sivil ölüme maruz bırakılma sürecidir. Sivil ölüme mahkum edilmek ise bir Nazi uygulamasıdır. KHK’lıların oy verme hakkının kaldırılmak istenmesi, kamu hizmetine girmede keyfi uygulamalar, en temel hakların yok sayılmak istenmesinin izahı yoktur. KHK’lilerin pasaportlarına el konulması, eğitim haklarının gasp edilmesi, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi örnekler Nazi uygulaması dememizin de gerekçesini oluşturmaktadır. Kaldı ki, iktidar daha baştan ‘Ağaç kabuğu yesinler’ diyerek niyetini açıkça belli etmiştir.”dedi.