28 Ekim 2023 İstanbul Radyo evi önünde “Halk tarafından finanse edilen, halk için yayın yapması gereken TRT” deprem bahanesiyle boşaltılan, 3 yıldır hiç bir tadilat yapılmayan Radyoevi için, Haber-Sen Genel Basın Eğitim Sekreterimiz Banu Savaş, 5 Nolu Şube yöneticilerimiz ve üyelerimiz basın açıklaması yaptı.
BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün coğrafyamızdaki kan, savaş, yıkımın gölgesinde Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz.
Halkın egemenliğinin 100. Yılı… Kutlu olsun!
Yurttaş olma yolculuğumuzun 100. Yılı… Kutlu Olsun!
Acısıyla tatlısıyla, iyisi ile kötüsü ile 100 yıl geçti. Yurtta barış cihanda barış ilkesine, Ortadoğu’da ve dünyada tüm halkların kardeşliğine inanıyor ve tüm direnen halkları selamlıyoruz! 100 yıl önce emperyalist savaşta, Anadolu’da güneyden batıya tüm cephelerde direnenleri, kurucu Meclisi ve kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ü ve taş üstüne taş koyanları minnet ve saygıyla anıyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, bir kamu kurumu olan yani tüm yurttaşların parasıyla finanse edilen, onlar için yayın yapması onlar tarafından denetlenmesi gereken, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu TRT, hepimizi derinden üzen, endişelendiren İsrail Filistin Savaşı sebebiyle kutlamaları ertelemiştir. Hastanelerin, ibadethanelerin bombalandığı, yiyecek, içecek, su, ilacın olmadığı, büyük ablukanın olduğu Gazze’de Filistin halkıyla yan yanayız. Acıları acımız… Egemenler, tüm dünyada savaşları durdurun: Bizler savaşa karşı barışı ölüme karşı yaşamı savunuyoruz!
Tam da bu savaşlar sebebiyle 100. yılımız kutlamaları daha da önem kazanmaktadır. TRT halka karşı, Cumhuriyet’ e karşı sorumludur. Cumhuriyetin 100. yılına yakışır kutlamaların, anmaların, programların TRT’de yayınlanmamasını kınıyoruz.
Biz burada milyonlar olduğumuz hissi, bilinci ile her şeye rağmen yaşasın demokratik, laik Cumhuriyet, yaşasın özerk, tarafsız, demokratik TRT mücadelemiz diyoruz!
TRT, 1927’de ilk radyo yayını ile neredeyse Cumhuriyet ile yaşıttır. Televizyonumuz ise 55 yaşındadır, Anadolu’nun kültür belleğini arşivlemiş bir kurumdur.
Bugün yine radyo evimizin önündeyiz!
Bu görmüş olduğunuz Radyoevi Cumhuriyet değeridir! 1945 koşullarında yoksul halkın parasıyla dört yılda inşa edilen bu bina şu anda boş. İçi boşalmış olsa da dimdik ayakta… Üç yıl önce depreme dayanıksız denilerek Ulus televizyon binası ile birlikte eşzamanlı boşaltıldı. Bir cumhuriyet değeri olan radyo evimiz 1945 koşullarında dört yılda inşa edildi ama 2020 de üç yılda onarılamadı. Tek bir çivi çakılmadı. Bizler, dere yatağında çimento fabrikasının komşuluğunda, Digitürk’ten kiralanmış bir hangarda sizlere yayın yapmaya çalıştık.
TRT yönetimine kamu adına soruyoruz:
Halkın olan bu binalar üç yılda neden onarılmadı? Radyo evinin restorasyonu için geçen haftalarda çalışmalar başlatıldığı söyleniyor. Depreme dayanıksız denilerek boşaltılan bu binada güçlendirme yapılacak mı? Sadece restorasyon ise neden 3 yıl önce boşaltıldı?
Soruyoruz: binalar boşaltıldığındaki arşivi depolarda kontrol ettiniz mi, denetlediniz mi?
Ulus televizyon binası için basına da yansıyan, boğaz görünümlü olması sebebiyle satılacağı söylentileri doğru mudur?
TRT kaynakları arpalık değildir! Kamu kurumlarını, halkın parasını, halkın malını satmak, ranta açmak, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almak demektir. Biliyoruz ki 100 yıllık birikimlerimizin çoğu, yani az zamanda çok iş yaptıklarımız, kamu kurumları varlık fonuna aktarılmıştır. 100 yıllık birikimlerimiz denetlenemeyen bir şirkete devredilmiştir. Bizler halkın malı olan binalarımıza, mirasımıza sahip çıkıyor, tekrar soruyoruz onarımlar güçlendirmeler restorasyon ne zaman bitecek?
Ne zaman Uluslararası yayın standartlarına uygun binalarımız olacak?
Bir tek binalarımız mı aynı zamanda yılların birikimli, deneyimli kamu hizmeti yayıncılarının çoğu bilgi birikimlerini kullanacakları programlarda yayınlarda çalıştırılmamaktadırlar. Kurumun neredeyse bütün yöneticileri, daire başkanları, kanal koordinatörleri kurum dışından atanıyor. TRT de yayıncılık geçmişi olmayan, siyaseten atanan ve hiç bilmedikleri kurumda yöneticilik yapanlar, yıllardır bitmeyen yeniden yapılanmalar, değişen istihdam biçimleri, şirketleşme ile TRT’yi kamu kurumu olmaktan çıkarmışlardır.
İstihdam biçimi değişmiş, ÖHT ile kadrolu ayrımı derinleşmiştir. İş barışını bu ayrım bozmaktadır.
Soruyoruz; 2018 yılından bildiğimiz emekliye teşvik, olmayanları istihdam fazlası ilan etmek, meslekleri ile ilgisi olmayan kurumlara göndermek üçlemesi olacağı doğru mudur?
Yani yeni bir tasfiye hareketi olacağı söylentileri doğru mudur?
TRT özel televizyon değildir, rekabet etmez. ÖYLE İSE NEDEN hizmetlerin çoğu ihalesiz olarak dışarıdan sağlanmaktadır? Kurum arşivleri neden dışarı taşere ediliyor? Kurumda neden kamu personeli liyakata uygun çalıştırılmıyor ve yöneticiler ÖHT olarak dışarıdan getiriliyor?