HABER-SEN İnternet Sayfamıza Hoş Geldiniz
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun bağlı sendikamız Eğitim-Sen’e yönelik polis baskınıyla ilgili dayanışma açıklaması aşağıdadır.
KESK VE EĞİTİM-SEN Asla Yalnız Yürümeyecek!
7 Haziran’daki seçimlerde amacına ulaşamayan, tek adam diktatörlüğü dayatmasını hayata geçirecek oyu alamayan iktidar, hatalarından ders çıkarmak yerine bugün tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Halk desteğinden yoksun geçici hükümet, savaş ve fiili sıkıyönetim uygulamaları ile hedefine ulaşmayı amaçlamaktadır.
Suruç katliamının ardından yapılan operasyonlarda, esas olarak IŞİD’in değil siyasi partilerin, sendikaların hedef alınması, Cemevine dahi gaz bombalarıyla saldırı düzenlenmesi AKP’nin Ortadoğu’da kışkırttığı mezhepçi-etnik temelli savaşı, ülke içine taşımayı hedeflediğini göstermektedir. Bu ülkemizi ateşe atan çok tehlikeli bir iktidar oyunudur.
31 gencimizin ölümünden sonra IŞİD’e karşı değil, asıl olarak IŞİD’in ve IŞİD zihniyetinin düşman olarak gördüğü kesimlere yönelik operasyonlar başlamıştır. Araç IŞİD, amaç bu topraklarda eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi mücadelesi verenleri susturmak olmuştur.
KESK’e bağlı Eğitim-Sen sendikasına yönelik polis baskını, adı konulmamış sıkıyönetimin en çarpıcı örneklerindendir. İç Güvenlik Yasası’nın iktidara tanıdığı gayrimeşru olanakları bile zorlayan bu hukuksuz baskın ile verilen mesaj açıktır.
Eğitim-Sen, IŞİD zihniyetinin ülkemizde yaygınlaşacağı ortamı yaratan eğitim politikalarına karşı direndiği için hedef alınmaktadır.
Eğitim-Sen ülke kaynaklarının silah dolu MİT tırları ile savaşa harcanmasına karşı olduğu, “savaşa değil halka bütçe” dediği için hedef alınmaktadır.
Eğitim-Sen, barış ve demokrasi mücadelesinde AKP iktidarına asla boyun eğmediği için hedef alınmaktadır.
Ve unutulmasın ki Eğitim-Sen ve KESK bu mücadelede asla yalnız yürümemiştir ve asla yalnız yürümeyecektir. DİSK her zaman KESK’in ve Eğitim-Sen’in yanındadır, yanında olmaya devam edecektir.
İç güvenlik yasası mecliste görüşülürken bizler dostlarımızla beraber defalarca dile getirmiştik. Bu yasa ile hakim kararına, savcı talimatı olmadan, iktidardan emir alan polisler diledikleri kurumu basabilecek, diledikleri kişiyi gözaltına alabilecek demiştik. Gelinen noktada Türkiye’nin bir polis devletine dönüştüğü ortadadır. İktidardaki azınlığın ihtiyacı polis devleti olabilir. Ancak bu topraklarda yaşayan milyonların ihtiyacı polis devleti değil, demokratik bir ülkedir.
Bizler KESK ve Eğitim-Sen ile omuz omuza demokratik bir ülke için mücadele vermeye devam edeceğiz.
Yaşasın işçilerin birliği!
Yaşasın halkların kardeşliği!
