Dört Bakanın, çocuklarının yanı sıra iktidara yakın pek çok kişinin adının karıştığı 17 -25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üzerinden iki yıl geçti.
AKP iktidarı kamu kaynaklarının kimlere ve nasıl talan ettirildiğinin tüm çıplaklığı ile ortaya çıktığı operasyonların üzerini kapatmak için elinden geleni yaptı. Yolsuzlukların üzerinin örtülmesi için devlet kurumları, kadroları ve yasalar adeta hallaç pamuğuna çevrildi. Sonuçta takipsizlik kararı verilen “soruşturmalarla” hükümet mensuplarının, ailelerinin ve hükümeti destekleyen kişilerin karıştığı büyük yolsuzluklar ‘AKlandı!’.
Suçu “ne istediler de vermedik” dedikleri, 11 yıl boyunca ortak çalıştıkları cemaate atıp,17-25 Aralık operasyonları sonucunda açılan davaların dosyalarını kapatanlar ortaya saçılan pisliği unutturacağını sanıyor.
Ama bizler, işçiye emekçiye gelince ‘kaynak yok’ diyenlerin, milyonlarca yurttaş açlık sınırı altında yaşarken ülke kaynaklarını kimlerle, nasıl yağmaladığını ortaya çıkaran 17-25 Aralık operasyonlarını unutmadık. Bizlerden alınan vergilerin, maaşlarımızdan çalınanların saklandığı çelik para kasalarını unutmadık.
Diğer taraftan özelleştirmeler, taşeronlaşma, güvencesizlik, yoksulluk, adaletsiz gelir paylaşımı, vergi adaletsizliği, savaş ve polis devleti uygulamaları ile yolsuzluk ve çürümüşlük üreten düzen ayakta tutuluyor. Bu düzenin ekonomi programı ve arkasındaki zihniyet ise yolsuzluğu, rüşveti ve rantı daha da büyütüyor.
Bu yolsuzluk, rüşvet ve rant düzenini garanti altına almak için ihale yasaları yüzlerce kez değiştiriliyor, yargı kararları takılmıyor, Sayıştay denetimi devreden çıkarılıyor, işçilerin, emekçilerin, yoksullaştırılmış halkın değil bir avuç sermayedarın-patronun çıkarlarını temel alan bütçeler hazırlanıyor. İşçilerin, emekçilerin kazanılmış tüm haklarını, kıdem tazminatlarını, iş güvencelerini ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılar “reform” adı altında sürdürülüyor.
Bu nedenle, sadece üstünü kapatarak AKladıklarını , ‘sıfırladıklarını’ sandıkları 17-25 Aralık değil, bugün daha da büyütülerek devam eden yolsuzluk, rüşvet ve rant düzeni de halkın vicdanında çoktan mahkum olmuştur. Gündem değiştirme çabaları, algı operasyonları, tehdit ve baskılar, 12 Eylül anayasası başta olmak üzere anti demokratik yasaların ve hukuksuzluğun arkasına sığınma bu gerçeği değiştiremeyecektir.
KESK olarak sadece 17-25 Aralık’ın değil, işçilere, emekçilere, demokrasi mücadelesi verenlere karşı işlenen tüm suçların hesabının verilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.