Anasayfa / Basın Açıklamaları / BASKI VE SÜRGÜNLERE BOYUN EĞMİYORUZ…

BASKI VE SÜRGÜNLERE BOYUN EĞMİYORUZ…

Genelgelerle, yönetmeliklerle ya da sözlü talimatlarla tüm muhalif kesimler üzerinde bir baskı oluşturulmaktadır.

Bu uygulamalara karşı direnç gösteren İskenderun PTT çalışanı üyelerimiz de sürgün edilmiştir.

Başbakanlık genelgesi gereği PTT Genel Müdürü kendini yargı yerine koyarak kendine görev biçmiştir.

Üyelerimizin sürgününü gerektirecek hiç bir neden olmadığı (İkaz, Uyarı) gibi işyeri çalışma barışını sağlayan, işlerini aksatmadan yapan PTT personelidir.

İskenderun PTT Başmüdürlüğünde çalışan üyelerimize yönelik baskılar ve sürgünlere karşı Genel Başkanımız Cemalettin Yüksel ve Genel Mali Sekreterimiz Musa Özdemir’ in katılımı ile İskenderun PTT merkez müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılmıştır.


12803094_1568009013509468_6030369424314925150_n-(1)

BASINA VE KAMUOYUNA

Genelge Muhalif Tüm Kesimlere Yönelik Topyekûn Saldırının Bir Parçasıdır!

Başbakanlık Genelgesi Muhalif Tüm Kesimlere Yönelik Topyekûn Saldırının Bir Parçasıdır!

17 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/4 sayılı genelge de içinden geçtiğimiz sürecin bir ara rejim olduğunu teyit eder niteliktedir. Anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı olduğu açık olan genelge ile kamuda muhalif kesimlere karşı topyekûn bir tasfiye süreci başlatılmıştır.

Mevcut 12 Eylül Anayasa’sında dahi 2. madde Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğunu, 7. Madde yasama yetkisinin TBMM’ inde olduğunu, 9. madde yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılacağını, 10. madde herkesin kanun önünde eşit olduğunu, 11. maddesi de Anayasa’nın yasama, yürütme ve yargı organları da dahil tüm idari makamları, tüm kuruluş ve kişileri bağlayan yer olduğunu düzenlemiştir.

Anayasa’nın 12 ve 13. maddelerde ise ilerleyen kısımlarda tek tek belirtilerek teminat altına alınan temel hak ve özgürlükleri ve sınırlanabilmesinin anayasaya uygun kanunlar olduğunu tesis etmiştir.  Anayasa tarafından korunmasına rağmen AKP tarafından ihlal edilen hakların en başında ise Anayasa’nın 25 ve 26. maddeleri gelmektedir.  Bu maddeler düşünce ve kanaat açıklama ve yayma hürriyetlerini düzenlemektedir.

Anayasanın 41’inci maddesindeki düzenleme “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. şeklindedir. Son süreçte sendikamıza yönelik Sürgünlerle temsilci ve üyelerimizin aile bütünlüğü bozulmakta ve resmen aile ortamının bitirilmesine neden olmaktadır.

Yine sosyal ve ekonomik haklar başlığı altında 51. maddeler ve devamına ise sendika kurma, ekonomik ve çalışma şartlarında adaletin tesisi için faaliyet yürütme hakları Anayasal güvence altına alınmış haklardır. Elbette Anayasa’da düzenlenmiş bu hakların hepsi ile ilgili birçok kanun ve uygulama yönetmelikleri de bulunmaktadır. Türkiye’de hali hazırda bulunan Anayasa başta olmak üzere yürürlükteki tüm kanunlar evrensel hukukun oldukça gerisinde düzenlemeler olup bu kapsamda Anayasa 90/5 usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmaların kanunlarla çelişmesi durumunda milletlerarası anlaşma hükümlerinin esas alınacağını belirtmiştir.

Başbakanlık tarafından yayınlanan bu genelge ile yasama yetkisi başbakanlığa, yargı yetkisi de amirlere devredilmekte, kanunların yerine genelge konularak hukuk askıya alınmaktadır.

Bu hali ile yayınlanan genelge yasaya aykırı olup başlı başına suç oluşturmaktadır.

AİHM, Anayasa Mahkemesi ve uluslararası sözleşmelere rağmen greve katıldıkları için binlerce kamu emekçisi hakkında davalar açıldı. Basın açıklamaları artık Terörle Mücadele şubeleri tarafından takip edilmekte ve bu kapsamda işlem yapılmaktadır.

AKP, yasa yapma gereği bile duymadan 12 Eylül’ün 1402 sayılı kanununu çok daha geri bir noktadan genelgeye dönüştürmüştür.

Genelge ile de Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler bir tarafa konmakta ve idareye “ivedilikle yapın” denmektedir.

“Kamu güvenliği” adı altında son aylarda ülkemizi savaş alanına çeviren AKP bu kez de “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları” adı altında kamuda ve kamu emekçileri üzerinde faşizan bir saldırı, cadı avı ve korku dalgası başlatmak istemektedir.

Genelge ile cadı avı başlamış, Haber-Sen ve KESK’ e bağlı sendikaların iş kollarında sürgünler başlamıştır. Bu sürgünler İskenderun ve Batman olmak üzere sadece üyelerimize yöneliktir.

HABER-SEN olarak, son dönemde iyice belirginleşen büyük baskı düzenine karşı, onurlu ve kararlı duruşumuzdan asla vazgeçmeyeceğiz.   Baskılara, tehditlere ve zorbalığa boyun eğmeyeceğiz. “Durmak yok yola devam” diyerek faşizan saldırıları tırmandıran AKP’ye karşı “Yılmak yok mücadeleye devam”,  Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diyeceğiz. Bizleri korkutacağını ve sindireceğini sananlar, daha önce olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğrayacaklardır.

Fiili ve meşru mücadelenin yükseltilmemesi durumunda bu baskıların çok daha vahim noktalara geleceği açıktır. Çünkü biliyoruz ki, fiili ve meşru mücadele ile birlikte ve ortak mücadele dışında faşizmin saldırılarını püskürtmek mümkün değildir.

Elbette fiili ve meşru mücadelenin yanı sıra, hukuka aykırı bu genelgeye karşı en kısa zamanda hukuki anlamda da yasal haklarımızı kullanarak genelgenin iptali için karşı yargı sürecini başlatacağız. Aynı zamanda, aile birliğini yok etmeye çalışanları köle gibi süründürmeye mahkum eden bu genelgeli  uluslararası emek örgütlerinin gündemine taşıyacağız. Kamu emekçilerinin yüz yılı aşkın mücadelesi ile elde ettiği kazanımları AKP’nin insafına terk etmeyeceğiz…

PTT Genel Müdürlüğüne Sesleniyoruz…

Sendikamıza yönelik cadı avını derhal sonlandırın..

Sürgünleri durdurun!…

Bu hukuksuz uygulamalardan vazgeçin ve unutmayın ki hukuk birgün size de lazım olacak!.. 05.03.2016

                                                                                                                      KESK/HABER-SEN

MERKEZ YÖNETİM KURULU

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

18 − 16 =

Örnek Resim