Dün sabah saatlerinde itibaren Ankara adliyesi önünde toplanan binlerce KESK üyesi “KESK’e Dokunma” şiarıyla gözaltı ve tutuklamaları protesto etti.
Ankara Adliyesindeki bekleyiş sürerken çok sayıda emek ve meslek örgütü ile demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi de eyleme destek verdi. Saat 12.30’da ise KESK Genel Sekterimiz İsmail Hakkı Tombul alanda basın açıklaması yaptı.
Basın Açıklaması Metni Aşağıdadır
Yine bir zulüm döneminden geçiyoruz. Kendinden olmayan herkese kin duyanların yarattığı öfke dalgaları gözaltı ve tutuklamalarla, “şafak operasyonlarıyla” girdaba dönüşerek emek ve demokrasi güçlerini boğmaya çalışıyor.
Bütün toplumu ezerek, yakarak kendi kurumaya yüz tutumuş kemiklerini ısıtmaya çalışan bir iskeletler sınıfının eğlencesine tanıklık ediyoruz.
KESK olarak, ne zaman haklarımızı, özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelere, saldırılara karşı emek ve demokrasi mücadelemizi yükseltesek karşımızda korku imparatorluğunun “ustalaşan” mimarı AKP’yi buluyoruz.
Neredeyse her güne “bugün acaba neresi basılacak, kimler gözaltına alınacak, kimler tutuklanacak kaygısı ile başlar olduk.
Bundan tam 132 gün önce tutuklanan 9 kadın sendikacı arkadaşımız için buradaydık. Şimdi ise önceki gün evleri, işyereleri basılarak gözaltına alınan arkadaşlarımız için buradayız. Gözaltına alınan ve bugün sorguları için buraya getirilmelerini beklediğimiz arkadaşlarımız arasında KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in yanı sıra bağlı sendikalarımızın eski ve yeni genel başkanları, genel sekreterleri, şube yöneticilerimiz ve üyelerimiz bulunuyor.
12Eylül zihniyeti ile herhangi bir sorunu olmayanlar, emek düşmanlığı konusunda darbe dönemi yönetimleri bile gölgede bırakmaya hevesli olduklarını saklamıyorlar.
Daha önce de söyledik bir kez daha vurguluyoruz. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın ortak noktası daha önce gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarımız gibi, yıllardır kamu emekçileri mücadelesinin içinde kararlılıkla yer almaları ve Kürt olmalarıdır.
AKP, kendisi gibi düşünmeyen Kürt’lerin siyaset yapmasına tahammül edemediği gibi sendikacılık yapmasına da tahammül edemiyor. AKP iktidarı açıkça “en iyi Kürt cezaevindeki Kürttür” diyor.
Gerçekleri çarpıtma konusunda çıraklıktan ustalığa geçenler, “12 Eylülle hesaplaşacağız”, “temel hak ve özgürlükler genişleten anayasa yapacağız, yargı paketleri hazırlayacağız” safsatalarına inanmamızı bekliyor. Oysa gerçekler gün gibi ortada.
Yargı paketlerinin de, yasaların da, cilalı sözlerle süslenen reformların da kime hizmet ettiği gün gibi ortada. Dolandırıcıyı, tecavüzcüyü, hizbi kontrayı, tetikçiyi ve arkasındaki derin güçleri koruyan, kollayan bu sistemde işçiler, emekçiler, yoksullaştırılan halk yok.
Emperyalizmin, çok uluslu şirketlerin, sermayenin sözcülüğünü yapanların sisteminde barış yok, özgürlük yok, adalet yok.
Bu köhne düzende, hakları ve özgürlükleri için mücadele edenleri her türlü aracı devreye sokarak sindirme, susturma, ötekileştirme, gözaltı ve tutuklamalarla kuşatma var.
Yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, emeğin haklarının yok sayıldığı,
Demokrasiden de sendikal hak ve özgürlüklerden de söz etmenin mümkün olmadığı bu ülkede,
Bize, KESK neden hedefte diye soruyorlar?
Neden KESK ve bağlı sendikaları “şafak operasyonları” ile basılıyor?
Yöneticileri, üyeleri hatta çalışanları neden gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, sürgün ediliyor, haklarında soruşturmalar açılıyor? Diye soruyorlar.
Biz de buradan soruyoruz?
Biz elimize silah mı aldık? Kime şiddet uyguladık? Kimi linç ettik? Nereyi kundakladık? Savaş çığırtkanlığı mı yaptık? Hırsızlık mı yaptık? İhaleye fesat mı karıştırdık?
Evet, Sevgili Dostlar,
Ümidin ve akarsuyun,
Meyve çağında ağacın
Ve serpilip gelişen hayatın düşmanları KESK’e diş bilemeye devam ediyor.
KESK emek ve halk düşmanlarının hedefinde.
Çünkü KESK, sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğunu bilen kamu emekçilerinin mücadele örgütüdür.
Çünkü KESK, bu ülkede hak verilmez alınır şiarını ilke edinenlerin yarattığı fiili ve meşru mücadelenin adıdır.
Çünkü KESK, Faşizme karşı demokrasi,
Emperyalizme karşı bağımsızlık,
Savaşa karşı barış,
Baskılara karşı özgürlük,
Irkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği ve halkların kardeşliği için mücadele eden kamu emekçilerinin sesidir.
KESK, tüm Türkiye’ye yayılmış, sadece üyelerinin değil emek ve demokrasiden yana olan herkesin yüreğinde ve beyninde yeri olan bir mücadele örgütüdür.
KESK Karadenizlidir, Hopalıdır,
KESK Diyarbakırlıdır,
KESK İstanbulludur.
KESK İzmirlidir,
KESK Vanlıdır,
KESK Uluderelidir, Roboskilidir.
KESK Ankaralıdır. KESK Türkiyelidir.
İşte bu nedenle; üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla, geliştirmekle görevli her sendikanın, her konfederasyonun yapması gereken sendikal faaliyetlerimiz sorgulama konusu haline getiriliyor.
İşte bu nedenle; KESK’in kararlı mücadelesinden ürken, Başbakan ve hükümet üyeleri her eylemimizde KESK’i hedef gösteren açıklamalar yapmaktan geri durmuyor.
İşte bu nedenle; haklı mücadelemizi yıpratılmak ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri oluşturulmak amacıyla yapılan gözaltı ve tutuklama furyası sürüyor.
İşte bu nedenle; hakları ve özgürlükleri için mücadele edenlere bölücü, terörist, eşkıya yaftası yapıştırmayı hedefleyenler, hukuktan yoksun sorgulamalarını, İddia NAMELERİNİ cadı avına dönüşen gözaltı ve tutuklamalara gerekçe olarak gösteriliyor.
İşte bu nedenle, bileklerine kelepçe, ayaklarına pranga vurulan demokrasiye dünya kamuoyu önünde geçit töreni yaptırılıyor.
Değerli Arkadaşlar, Sevgili Dostlar, Evet. Biz suçluyuz.
Öyle bir suç işledik ki affedilir gibi değil. Bizim suçumuz çok ağır. Bırakın gözaltına alınmayı, tutuklanmayı kellemiz vurulsa yeridir. Çünkü biz KESK’liler her koşulda değerlerimize bağlı mücadelemizi sürdürdük, sürdürmeye de kararlıyız.
Çünkü biz, onurlu mücadelemizde kimseye biat etmedik. İktidara gönüllü kulluk yapıp, eteğini öpen yandaşlardan, nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilenlerden olmadık. Bunun için her zaman demokrasi ve emek düşmanlarının hedefinde olduk. Bugün de hedeflerinde olmamız bizim için şaşırtıcı değil.
Üzerimizde yarattıkları baskılara bizi sindireceklerini sananlara buradan bir kez daha sesleniyoruz.
Sendikal haklar kapsamında yaptığımız faaliyetleri sorgulamakla asıl suçu siz işliyorsunuz.
Evlerimizi, işyerlerimizi, sendikalarımızı, konfederasyonumuzu didik didik aradığınız şafak baskınları ile asıl suçu siz işliyorsunuz.
Utanç verici sorgulamalarınızla, İddia NAMELERİNİZLE suç işliyorsunuz.
Unutmayın, bir gün hepiniz çekip gideceksiniz. Şiddet ve dehşetinizle, emeğe, akla, bilime, kültüre, sanata düşman karanlıklarınızla, çekip gideceksiniz.
Piyasa değerlerinizle, sermaye putlarınızla, savaşa tapan ahlakınızla, derin kuyular gibi uğuldayan ağzınızla çekip gideceksiniz.
Ama emeğin hakkını aldığı bir dünyaya inananlar, kardeşçe, eşit, özgür bir arada yaşam mücadelesi verenler hep olacak.
Gözaltına alınan arkadaşlarımız şahsında emek, demokrasi, barış ve eşitlik mücadelemizi durdurabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Bilin ki üyelerimizin yarattığı ortak değerlerimizin ürünü olan fiili ve meşru mücadelemiz, tüm yöneticilerimiz gözaltına alınsa, tutuklansa da sürecektir. Emekçiler olarak birbirimize daha fazla kenetlenecek bu oyunu bozacağız.
Gözaltına alınan genel başkanımız ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Sendikalarımız, konfederasyonumuz üzerindeki baskılara son verin. Eğer emek ve demokrasi mücadelesi vermek, sorgularınızın, iddia NAMELERİNİZİN konusu olan sendikal haklar kapsamında yaptığımız faaliyetler suçsa biz de arkadaşlarımız kadar suçluyuz. Sevgili Metin Lokumcunun da dediği gibi “Eğer memleket kurtulacaksa bizi de gözaltına alın, bizi de tutuklayın”
KESK onurumuzdur, onurumuzu çiğnetmeyeceğiz.
Ne darbelere, ne statükoya ne de AKP faşizmine teslim olmadık, olmayacağız.
KESK’i bitirmeye, diz çökmeye fetva çıkaranlara inat dimdik ayakta olmaya devam edeceğiz.
Saraylar saltanatlar çöker
Kan susar bir gün
Zulüm biter.
Menekşelerde açılır üstümüzde
Leylaklarda güler.
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler…
Bitmedi o kavga sürüyor, sürecek. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.
YAŞASIN EMEK VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN SENDİKAL MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN KESK!
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!