Anasayfa / Basın Açıklamaları / Kamu Emekçilerinin Gerçek İrade Beyanı Yüzbinlerce İmza Toplu Sözleşme Masasında!

Kamu Emekçilerinin Gerçek İrade Beyanı Yüzbinlerce İmza Toplu Sözleşme Masasında!

21 Mayıs 2012 pazartesi günü  ÇSGB önünde KESK Yürütme Kurulu üyelerimiz, bağlı sendika üye ve yöneticilerimiz kamu emekçilerinin gerçek irade beyanı olan ve kamu emekçilerinin taleplerini içeren yüzbinlerce imzayı “Toplu Sözleşme Heyeti’ne” iletmek üzere basın ve kamuoyu ile paylaştı.

Basın Açıklaması Metnini KESK Genel Başkanımız Lami Özgen okudu.

Basın açıklaması metni aşağıdadır.  

KESK olarak bir süredir toplu sözleşme sürecine ilişkin kamu emekçilerinin asgari taleplerini içeren bir imza kampanyası çalışması yürüttüğümüz bilinmektedir. Yurt çapında gerçekleştirdiğimiz kampanya çerçevesinde iş yeri işyeri gezdik. Çok kısa bir süre içersinde yüz binlerce imza topladık.  Bugün topladığımız imza metinlerine yansıyan kamu emekçilerinin gerçek iradesini paylaşmak için buradayız. 

Bu imza metinleri kuru birer kağıt parçası değil içerdeki masanın gerçek tarafı olan yüz binlerce kamu emekçisinin irade beyanıdır. 

Bu metinlerde yer alan her imza; içeride onlar adına masada olanlara, onlar adına karar verenlere gerçek irade sahibinin kim olduğunu hatırlatan bir uyarıdır. 

Bu metinlerde yer alan her imza, güvendikleri dağlara “fare doğurdu” diye sitem edenlere gerçek dağın adresinin kamu emekçilerinin iradesi olduğunu hatırlatmak için son ikazdır. 

Bu metinlerde yer alan her imza; yaşamlarını gerçekliklerini yansıtmayan, kendilerine teklif değil adeta tehdit olarak sunulan hiçbir öneriyi kabul etmeyeceklerini haykıranların sesidir. 

Kamu emekçilerinin gerçek iradesi işte burada, bu imza metinlerinde. Peki, bu imzaların sahibi yüz binlerce kamu emekçisi ne istiyor?

Her şeyden önce, çalışma yaşamını ilgilendiren bütün konuların görüşüleceği, her sendikanın kendi üyeleri adına toplu sözleşme imzalayacağı ve anayasal hakları olan grevi teminat altına alan bir düzenleme istiyor.

2012 yılı için en düşük kamu emekçisi maaşının 2.145 TL’ye yükseltilmesini, bu çerçevede tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmasını istiyor.  Kamuda sözleşmeli, taşeron v.b. isimler altında,  farklı statülerdeki güvencesiz çalışmaya son verilmesini ve tüm çalışanların iş güvencesine kavuşturulmasını talep ediyor.

Her ne ad altında olursa olsun kamu çalışanlarının aldığı tüm ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılmasını, maaşlarının vergi dilimi artışından etkilenmemesini istiyor.

Ek ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı KHK ile yaratılan ücret adaletsizliği ve mağduriyetlerin giderilerek gerçekten eşit işe eşit ücretin ödenmesini, kadın kamu emekçilerine; başta görevde yükselme ve ünvan değişikliklerinde olmak üzere çalışma yaşamında uygulanan negatif ayrımcılığa, baskı ve şiddete son verilmesini talep ediyor. Çocukları için ücretsiz ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılmasını talep ediyor.

Hükümetin sendikalar ve üyeleri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskıların son bulmasını, özgür örgütlenme ortamının sağlanmasını istiyor. Bu imza metinleri ile sendikaların, asgari bu talepleri içermeyen herhangi bir toplu sözleşmeyi kendileri adına imzalamasını kabul etmeyeceklerini ilan ediyorlar. 

Bu talepler sadece bu metinlerde imzaları olanların ya da KESK’in talepleri değildir. Çok kısa bir süreye sıkıştırmak zorunda kaldığımız kampanyamızda imzası olmasa da yüz binlerce kamu emekçisinin yüreğinin bu taleplerden yana olduğunu biliyoruz.

Diğer taraftan, 14 Mayıs’ta kamu emekçileri ve emeklilerle dalga geçerek sadaka gibi maaş zammı öneren hükümet gayri ciddi teklifindeki ısrarını sürdürmektedir. Çok büyük bir fedakarlık gösteriyormuş gibi 2012 yılı teklifini %3,5 + 3,5 olarak “revize” eden hükümet bizlerle dalga geçmeye devam etmektedir. Maaşlarımızda aylık olarak ortalama 45-50 TL artış öngören, günde bir simit parasına denk düşen ciddiyetten yoksun bu teklifi kabul etmemiz mümkün değildir. Son iki üç gündür hükümet tarafından toplu sözleşme masasına teklif olarak getirilenlerse insanca yaşam talebimize cevap vermekten çok uzak kırıntılardan ibarettir.

Bu kayıtsızlık karşısında bir iki saatlik iş bırakma eylemleriyle, basın açıklamalarıyla ya da mitinglerle haklarımızı savunmamızın mümkün olmadığı açıktır. Aileleri ile birlikte sayısı 20 milyonu bulan kamu emekçilerinin ve emeklilerin insanca bir yaşam özlemine cevap vermek için mücadeleyi yükseltmekten başka çıkar yol yoktur. 

Attığı her adımda kamu emekçilerinin ve halkın genel çıkarlarını temel almayı ilke edinmiş olan KESK her zaman olduğu gibi bugün de üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Bunun bir adımı olarak, en az kamu emekçilerinin, emeklilerin olduğu kadar kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi sonucu parasız ve nitelikli kamu hizmetinden yoksun bırakılmak istenen tüm vatandaşlarımızın haklarını korumak için 23 Mayıs’ta GREV hakkımızı kullanacağız. 

Grev kararımızı açıklamamızın hemen ardından sayın başbakan kamu emekçilerinin grev hakkı olmadığı yönünde açıklamalarda bulunmuştur. Biz sayın başbakanın bu açıklamalarını geçtiğimiz haftalarda yaşadığı “dil sürçmesinin” tekerrürü olarak değerlendiriyoruz. Yıllardır kamu emekçilerinin grev hakkı olduğunu sadece söylemekle kalmayan bu hakkı defalarca kullanan bir konfederasyon olarak bilmeyenlere bir kez daha hatırlatıyoruz. Grev hakkı kamu emekçilerinin uluslar arası hukuktan doğan anayasal hakkıdır. Bu nedenle Grev hakkını kullanmak isteyen kamu emekçilerinin değil, bu hakkın kullanılmasını engellemek isteyenlerin hukuksal dayanağa ihtiyacı vardır. 

Bu noktada, tiyatrodan futbola, heykelcilikten binlerce öğrencinin zehirlenmesine yol açan sütün kalitesine kadar hemen her konuda “uzmanlaşan” sayın başbakana biraz da anayasayı, ülkemizin altında imzası bulunan uluslar arası sözleşme ve anlaşmaları incelemesini tavsiye ediyoruz. 

Son söz olarak buradan, bir kez daha, bütün konfederasyonları, sendika üyesi olsun olmasın tüm kamu emekçilerini toplusözleşme taleplerine sahip çıkmaya, kendileri ile dalga geçen hükümete en güçlü yanıtı vermek için, 23 Mayıs 2012 tarihinde grev hakkımızı kullanmaya davet ediyoruz. 

KESK  Yürütme Kurulu

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

one + two =

Örnek Resim