BASINA VE KAMUOYUNA
Kayyım Anlayışını ve İktidarın İkircikli Yaklaşımını Reddediyoruz
Demokrasi olmasa basın özgürlüğü de olamaz. Basın; yasama, yürütme ve yargı güçlerinden sonra, dördüncü güç olarak tanımlanır. Basının, dördüncü güç olarak, toplumların oluşup gelişimlerinde, yönlendirilmelerinde, hatta yasama, yürütme, yargı güçlerinin kullanılma biçimlerinin şekillendirilmesinde, birinci kuvvet olduğu söylenebilir.
İşte biz tamda buradan doğru iktidarın sansür, havuz medyasının dezenformasyon bilgilerine karşı halkı doğru bilgilendirme gücü olarak tanımlayabiliriz. Yasaların ülkenin batısında farklı doğusunda farklı uygulanmasının ahlaki olmadığını ifade ediyoruz. Ayrıca bu hukuksuzluğun yarın bütün alanlara sirayet etme tereddüdünü yaşıyoruz.
Biz emekçiler için kentleşme her zaman sınıfsal bir olgu olmuş, konut ise yalnızca barınak değil onun çok ötesinde bir kavramı ifade etmiştir. Kentler üzerinde her bireyin kontrol etme, demokratik katılım ve değiştirme üretim hakkı vardır. Kent hakkı talebi, var olan kenti değiştirmek ve kentin üzerinde hak talep etme konusunda ortak bir isteğe dönüşmektedir. Biz emekçiler için kentlerimiz, evsel ve sanayi atıklarını bertaraf edecek, doğaya ve canlılara zarar vermeyecek uygun alt yapı sistemleri gibi temel parametrelerin yanında insanların kültürel, sanatsal, eğitim vb. başlıklarda kendini yetiştirdiği, geliştirdiği ve beslediği mekanlara ve olanaklara da sahip olmalıdır. Bu nedenle yerel seçimler, kent hakkını kontrol etme-demokratik katılım ve değiştirme hakkımızı kullandığımız kentlerimize, kent hakkımıza sahip çıktığımız önemli demokrasi araçlarındandır. Demokrasi ve barış içinde yaşama yönünde ortaya konulan iradeye darbe girişimleri, kayyım politikaları devam ediyor. Biz emekçiler diyoruz ki;
Kayyım politikaları kent hakkına yani halkın iradesine darbedir.
Kayyım politikaları demokrasiye ve toplumsal barışımıza müdahaledir.
Kayyım politikaları toplumu üstten dizayn etme yaklaşımıdır. Antidemokratiktir. Halkın siyasal, kültürel, sanatsal vb. tercihlerine ve toplumsal yaşamına müdahaledir.
Kayyım politikaları zaten olmayan demokrasinin temsili kısmına da yapılan müdahale olup, tümden halkın demokrasiye ve demokratik mücadeleye olan inanıcını zedelemektedir.
Demokratik bir toplum ve gelecek için kayyım politikalarından vazgeçin diyoruz. Masumiyet karinesini herkes için uygulayın. Yargı kararı dahi olmadan seçilmişlerin görevinden alınması kabul edilemez. Yargı kararı oluşsa bile kayyım atanamaz. Ancak ve ancak seçilmiş belediye encümenleri kendi arasında demokratik seçim yöntemi ile başkanlarını/eş başkanlarını belirleyebilir.
Halkın demokratik iradesine yapılan bu müdahaleyi kabul etmiyoruz. Biz biliyoruz ki; Hakkâri’de yaşanan bu anti demokratik duruma sesiz kalırsak devamı gelecek. Bu seçmen iradesine darbe girişimi karşısında dayanışma içinde mücadelemizi sürdüreceğiz.05.06.2024
HABER-SEN MERKEZ YÖNETİM