Anasayfa / Basın Açıklamaları / RTÜK BAŞKANINI KANUNLARA UYGUN DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ!…

RTÜK BAŞKANINI KANUNLARA UYGUN DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ!…

BASINA VE KAMUOYUNA

RTÜK BAŞKANINI KANUNLARA UYGUN DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ!…

ÜlkeTV’ deyayımlanan Arafta Sorular Programı’na konuk olan Sevda Noyan adlı kişi, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak “Bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak. Liderimizin yanındayız ve asla yedirmeyiz bu ülkede, onu söyleyeyim. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” ifadelerini kullanmıştır. Noyan, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine ise “Konuşmam niye size dokundu, tekrar darbe yapmayı mı planlıyorsunuz? Bu sefer kaçacak delik bulamazsınız,”demiştir.

Toplumsal barışı ve bir arada yaşam kültürünü ciddi anlamda tehdit eden bu yaklaşım karşısında kamuoyu ciddi bir tepki göstermiş, programı yayınlayan Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu, Sevda Noyan’ın söylemlerini onaylamadıklarını belirtmiş ve özür dilemiştir.

Yine Sevda Noyan’ın eşi Engin Noyan’ın ailesi söz konusu ifadeleri kınadıklarını ve aile isimlerinin saygınlığının kirletilmesi nedeniyle hukuki süreç başlatacaklarını kamuoyuna duyurmuşlardır.

Tüm bu açıklamalar ve eleştiriler ortadayken, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin “Salgınla Mücadele Sürecinde RTÜK” başlıklı bir video konferansa katılmış ve kamuoyunda ciddi tepkilere neden olan açıklamalarda bulunmuştur. RTÜK Başkanı, toplumun her kesiminden eleştirilerin yükselmesine neden olan yayınla ilgili olarak “Ülke TV ile ilgili raporlar üst kurula gelecek. Ancak verilecek bir müeyyide varsa, bu müeyyidenin bir darbe sevicilerini, darbeyi övenleri sevindiren ve onları gülümseten bir ceza olmaması gerektiğini düşünüyorum. Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri biz cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz. Çok büyütülecek bir konu değil.”açıklamasını yapmıştır.

İdarenin tüm eylem ve işlemlerinin kanuna dayanması zorunluluğunu ifade eden “idarenin kanuniliği ilkesi”ne uygunluk, tüm idari tasarrufların hukuki geçerlilik koşuludur ve hukuk devleti ilkesinin en önemli gereklerinden biridir. Özellikle idarenin temel hak ve özgürlükler alanına etki eden eylemleri bakımından bu ilke ayrıca önem taşımaktadır. Bu bağlamda RTÜK de karar alırken birilerinin sevinmesine ya da üzülmesine göre değil, kanunların emredici hükümlerine göre hareket etmelidir! Kanunların emredici hükümleri ortadayken, hiç kimse inisiyatif kullanarak ya da keyfi davranarak hukukun öngördüğünün aksine uygulamalar yapamaz!

Söz konusu yayın, idari açıdan, 6112 sayılı Kanun’un ilgili maddelerini ihlal yönünden ivedilikle değerlendirilmelidir.  Adli açıdan ise, zaten Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216. Maddesi kapsamında yargı mercilerince değerlendirilmelidir.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, video konferansın devamında televizyon kuruluşlarının haber bültenlerini sunan medya mensuplarına şu uyarıda bulunmuştur: “Buradan uyarıyorum, normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildi. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.

6112 sayılı Kanun’da haber başlığı altında yer alan haber bülteni, haber programı, ekonomi bülteni, hava ve yol durumu ile spor bülteni hazırlayanlar ve sunanların bunu nasıl yapacaklarına ilişkin  hükümler bulunmaktadır:

Kanun’da haber sunucularına yorum yasağı getiren bir hiçbir ifade yer almamaktadır. Tam tersine, Kanun’da atıf yapılan ve RTÜK tarafından hazırlanan meslek ilkelerinin (Televizyon Habercileri için Rehber) “Haberde Çarpıtma ve Spekülasyon” başlıklı 35. sayfasında “Haber tümüyle yoruma dayalı olmamalı; eğer yorum varsa bu yorumu destekleyecek olgular ve bilgiler haberde mutlaka yer almalı”dır denilerek yorumun haber aktarımındaki yeri ve usulü tespit edilmektedir.

6112 sayılı kanunda bir engel yokken RTÜK tarafından bizzat hazırlanan rehberde haber sunucularının yorum yapabilecekleri belirtilmişken hangi yetkiye dayanarak haber sunucularının yorum yapamayacaklarını söylüyorsunuz?

Bazı haber sunucularının yorumlarını beğenmiyor olmak bir gerekçe sayılabilir mi?

Yine aynı video konferansta RTÜK Başkanı, şimdiye kadar talimatla karar almadığını söyleyerek, “RTÜK’ün aldığı kararlarla ilgili adresler gösteriliyorsa inanmayın. Ben geldiğim günden beri bana kimse talimat vermedi. Kendi aldığım eğitim, dünya görüşüm ve sorumluluğum çerçevesinde ne yapmam gerektiğini bilen bir insanım. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat ve telkin olmadı ama olursa devletimizin başıdır, onun talimatları ve telkinleri devletin bütün organlarını ilgilendirir. Talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz” açıklamasını yapmıştır.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e, “idarenin kanuniliği ilkesi”nison bir kez daha anımsatmak isteriz:

6112 sayılı kanunun 34. Maddesine göre Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu “radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleri sektörünü düzenlemek ve denetlemek amacıyla, idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği niteliğinde kurulmuştur vebu Kanun ve mevzuatta kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır.”

7 Kasım 2018 tarihli RTÜK toplantısında, o dönemde Üst Kurul Üyesi olan ve şu anda Üst Kurul Başkanlığı görevini yürüten Ebubekir Şahin’in de aralarında bulunduğu Üst Kurul Üyeleri RTÜK 2019-2023 Stratejik Planı’nı oy birliği ile kabul edilmişlerdir. Stratejik Plan’ın “Kurumsal Değerler ve İlkeler” başlığı altında yer alan “Bağımsızlık” ilkesi, “RTÜK, idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği niteliğindedir. Görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır” ifadesiyle açıklanmıştır.

Demokratik toplumlarda RTÜK benzeri kurumların; çoğulculuğu ve çok sesliliği sağlamak, ifade özgürlüğünü ve kamunun bilme hakkını güvence altına almak için özerk, bağımsız ve tarafsız olması gerektiği; görsel işitsel iletişim özgürlüğünün etkin olarak kullanılmasının ancak bu alanın bürokratik etkilerden ve siyasal baskılardan uzak kalması ile mümkün olduğu hususları hem literatürde hem de uygulamada tartışmasız kabul edilmektedir.

RTÜK Üyeleri, halkın iradesi sonucu oluşan TBMM tarafından seçilmektedirler ve kendileri istifa etmedikleri sürece 6 yıl boyunca hiçbir makam tarafından keyfi biçimde görevlerinden alınamazlar. Bu bağlamda RTÜK Başkanı ve Üyeleri, hiçbir kurumdan ya da makamdan talimat almadan, yalnızca ve yalnızca Kanun’un çizdiği sınırlar çerçevesinde görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

6112 sayılı Kanun, organik ve işlevsel olarak RTÜK’ün bağımsızlığını korumada yeterli güvenceyi sağlamaktadır. Dahası, RTÜK üyelerinin, yalnızca siyasi otoriteye karşı değil, düzenledikleri sektöre ve diğer bürokratik kurumlara karşı da bağımsız ve özerk olmaları, 6112 sayılı Kanun’un emredici hükmüdür. Ancak uzun süredir tanık olunan ve son dönemde iyice yoğunlaşan olumsuz örnekler, Kanun’un sağladığı güvenceleri işlevsiz bırakmakta ve RTÜK’ün bağımsızlığı ciddi anlamda yara almaktadır.

Bu çerçevede ne Cumhurbaşkanı’nın ne ilgili Bakan’ın RTÜK Başkanı’na ya da RTÜK Üyeleri’ne talimat verme yetkisi bulunmadığının altını kalın bir şekilde çizmek isteriz. “Kraldan çok kralcı” bir söylemle Cumhurbaşkanlığının talimatlarının ve telkinlerinin emir telakki edilmesi, açıkça Kanun’a aykırılık oluşturmaktadır!

Zira ülkemizin Avrupa Birliğine üyelik sürecinde taahhütlerinin gerçekleşme durumuyla ilgili Avrupa Komisyonu tarafından her yıl hazırlanan Ülke Raporlarında, RTÜK’ün bağımsızlığı ve tarafsızlığı eleştiri konusu olmaya devam etmektedir. Bilgi Toplumu ve Medya Faslı altındaki yöneltilen bu eleştiriler, özellikle son 5 yıldaki raporlarda çok daha ağır biçimde dile getirilmiştir.

Bu bağlamda, gerek RTÜK’ün kendi kararlarını ve ulusal mevzuatı ihlal eden, gerekse uluslararası taahhütlere aykırılık teşkil eden bu söylem ve eylemlere derhal son verilmelidir! 22.05.2020

HABER-SEN

                                                                                                          MERKEZ YÖNETİM KURULU

Eki- RTÜK ile ilgili bilgi notu

ÜlkeTV’de yayımlanan Arafta Sorular Programı’na konuk olan Sevda Noyan adlı kişi, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak “Bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız maddi ve manevi olarak. Liderimizin yanındayız ve asla yedirmeyiz bu ülkede, onu söyleyeyim. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” ifadelerini kullanmıştır. Noyan, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine ise “Konuşmam niye size dokundu, tekrar darbe yapmayı mı planlıyorsunuz? Bu sefer kaçacak delik bulamazsınız,”demiştir.

Sevda Noyan, sözlerinin kamuoyunda tepki toplaması üzerine ise sosyal medya hesabından şu açıklamayı yapmıştır:

“Evet açık ve net söylüyorum. Hiçbirinizden korkmuyorum hain zombiler. Şayet bir kez daha bu ülkede darbe yapmaya kalkarsanız sonunuz hiç iyi olmayacak bunu çok iyi bilin. Yaptığınız hakaretleri attığınız iftiraları size iade ediyorum… Bilin ki hiç etkilenmiyorum… Hain zombiler. Konuşmam niye size dokundu tekrar darbe yapmayı mı planlıyorsunuz? Bu sefer kaçacak delik bulamazsınız. Sahte hesaplarla istediğiniz kadar saldırın, hiç etkilenmem. Alışkınız sizin iftiralarınıza… Liderim Recep Tayyip Erdoğan… Sonuna kadar onun yanındayım.”

Bunun üzerine, Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu, Sevda Noyan’ın söylemlerini onaylamadıklarını belirtmişler ve şu ifadelerle özür dilemişlerdir:

3 Mayıs 2020 Pazar günü Arafta Sorular Programı’na konuk olan Sevda Noyan’ın, kamuoyunda tartışılan ‘darbe söylentileri’ üzerine yapmış olduğu maksadını aşan açıklamaları Kanal 7 Medya Grubu’nun kurumsal değerleri ve yayın ilkeleri ile hiçbir şekilde uyuşmamaktadır.

Sevda Noyan’ın ‘darbe ve darbecileri’ eleştirmenin ötesindeki söylemlerini Ülke TV ve Kanal 7 Medya Grubu olarak asla tasvip etmiyoruz. Tasvip etmediğimiz ve yayın ilkelerimize aykırı sözlerin Ülke TV ekranlarından sarf edilmesi nedeniyle kamuoyundan özür dileriz.

Buna ek olarak, Sevda Noyan’ın eşi Engin Noyan’ın ailesi söz konusu ifadeleri kınadıklarını ve aile isimlerinin saygınlığının kirletilmesi nedeniyle hukuki süreç başlatacaklarını kamuoyuna duyurmuşlardır.

Bu arada Radyo ve Televizyon Üst Kurlu (RTÜK)Üyeleri İlhan Taşçı’nın ve Ali Ürküt’ün konuyla ilgili ayrı ayrı dilekçe verdikleri ve söz konusu yayınla ilgili raporun Üst Kurulda görüşülmesini talep ettikleri hususu basına yansımıştır.

Tüm bu açıklamalar ve eleştiriler ortadayken, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin “Salgınla Mücadele Sürecinde RTÜK” başlıklı bir video konferansa katılmış ve kamuoyunda ciddi tepkilere neden olan açıklamalarda bulunmuştur. RTÜK Başkanı, toplumun her kesiminden eleştirilerin yükselmesine neden olan yayınla ilgili olarak “Ülke TV ile ilgili raporlar üst kurula gelecek. Ancak verilecek bir müeyyide varsa, bu müeyyidenin bir darbe sevicilerini, darbeyi övenleri sevindiren ve onları gülümseten bir ceza olmaması gerektiğini düşünüyorum. Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri biz cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz. Çok büyütülecek bir konu değil.”açıklamasını yapmıştır.

RTÜK Başkan’na, uygulamakla yükümlü olduğu mevzuatın bazı kısımlarını anımsatmak isteriz:

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un yayın ilkeleriyle ilgili 8. Maddesi’ne göre yayınlar;

  1. b) Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.
  2. c) Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.
  3. g) Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.
  4. i) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.

ş) Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.

RTÜK Başkanı’nın görev ve yetkileri, 6112 sayılı Kanun’un 36/3 maddesinde açıkça belirtilmiştir. Ancak, kamuoyunda büyük tepkilere yol açan bir yayınla ilgili ihsas-ı rey yaparak kamuoyunu ve Üst Kurul üyelerini yönlendirmeye çalışmak, bu görev ve yetkiler arasında yer almamaktadır. Kanun’un emredici hükmüne göre RTÜK Başkanı’nın bu noktadaki görevi (madde 36/3-d), ilgili denetim biriminin (İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı) verimli, disiplinli ve düzenli bir biçimde çalışmasının en üst düzeyde organizasyonu ve koordinasyonunu sağlayarak, söz konusu yayınla ilgili hazırlanan raporun bir an önce Üst Kurul gündemine getirilmesini sağlamaktır.Söz konusu yayının üzerinden iki haftadan fazla zaman geçmesine rağmen hala Üst Kurul gündemine alınmaması, RTÜK Başkanı’nın yukarıdaki açıklamalarıyla birlikte değerlendirildiğinde, kuşku uyandırmaktadır. Zira iktidarı eleştiren medya kuruluşları için raporların hazırlanması ve Üst Kurul gündemine getirilerek yaptırım uygulanması birkaç gün içinde tamamlanmaktadır. İktidarı destekleyen yayın kuruluşlarının çok ağır ihlallerinin ise “çok büyütülecek bir konu olarak değerlendirilmemesi”, kamuoyu vicdanını yaralamaktadır.Bu durum tekil bir örnek teşkil etmemektedir: RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, 1 Ocak 2019 ile 15 Mayıs 2020 arasında yapılan RTÜK toplantılarında hangi yayıncılara ne kadar ceza verildiğine ilişkin istatistikleri kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu istatistiklere karşı RTÜK Başkanlığından bir yalanlama gelmemiştir. Burada paylaşılan istatistiklere göre iktidarı destekleyen medya kuruluşlarına neredeyse hiç yaptırım uygulanmadığı, fakat iktidarı eleştiren medya kuruluşlarına ise ağır yaptırımlar uygulandığı açıkça ortaya konmuştur.

İdarenin tüm eylem ve işlemlerinin kanuna dayanması zorunluluğunu ifade eden “idarenin kanuniliğiilkesi”ne uygunluk, tüm idari tasarrufların hukuki geçerlilik koşuludur ve hukuk devleti ilkesinin en önemli gereklerinden biridir. Özellikle idarenin temel hak ve özgürlükler alanına etki eden eylemleri bakımından bu ilke ayrıca önem taşımaktadır.Bu bağlamda RTÜK de karar alırken birilerinin sevinmesine ya da üzülmesine göre değil, kanunların emredici hükümlerine göre hareket etmelidir! Kanunların emredici hükümleri ortadayken, hiç kimse inisiyatif kullanarak ya da keyfi davranarak hukukun öngördüğünün aksine uygulamalar yapamaz!

Söz konusu yayın, idari açıdan, 6112 sayılı Kanun’un yukarıda sayılan maddelerini ihlal yönünden ivedilikle değerlendirilmelidir.  Adli açıdan ise, zaten Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216. Maddesi kapsamında yargı mercilerince değerlendirme yapılmaktadır.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, video konferansın devamında televizyon kuruluşlarının haber bültenlerini sunan medya mensuplarına şu uyarıda bulunmuştur: “Buradan uyarıyorum, normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildi. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karar alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.

RTÜK Başkanı’na “idarenin kanuniliği ilkesi”ni yeniden anımsatmak isteriz. RTÜK tarafından belirlenen tanıma (Yayınlarda Program Türleri Kod, Tanım ve Sınıflandırmaları Rehberi) göre haber,“kamuoyunu bilgilendirme amacıyla ve nesnel bir bakış açısıyla izleyici ve dinleyicilere iletilen güncel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve benzeri olay, konu ve gelişmelerin sunulduğu program türü” dür. Haber başlığı altında yer alan haber bülteni, haber programı, ekonomi bülteni, hava ve yol durumu ile spor bülteni hazırlayanlar ve sunanların bunu nasıl yapacaklarına ilişkin 6112 sayılı Kanun’da (8/1) 2 ayrı hüküm bulunmaktadır:

ı) Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.

  1. i) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.

Görüldüğü üzere, Kanun’da haber sunucularına yorum yasağı getiren bir hiçbir ifade yer almamaktadır. Tam tersine, Kanun’da atıf yapılan ve RTÜK tarafından hazırlanan meslek ilkelerinin (Televizyon Habercileri için Rehber) “Haberde Çarpıtma ve Spekülasyon” başlıklı 35. sayfasında “Haber tümüyle yoruma dayalı olmamalı; eğer yorum varsa bu yorumu destekleyecek olgular ve bilgiler haberde mutlaka yer almalı” dır denilerek yorumun haber aktarımındaki yeri ve usulü tespit edilmektedir.

Bu noktada, 6112 sayılı Kanun’un 37. Maddesi’nin RTÜK’e açıkça yüklediği ödev, “yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, Rekabet Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması, yoğunlaşmanın önlenmesi ve kamu menfaatinin korunması amacıyla gerekli tedbirleri almak” tır. Yani ifade ve haber alma özgürlüğü, bu durumda RTÜK’ün temel değerlendirme ilkesi olmalıdır.

Avrupa Konseyi çatısı altında görsel-işitsel medya alanının hukuki olarak düzenlenmesi amacıyla hazırlanan ve ülkemizin de taraf olduğu ve Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi, Anayasa’nın 90. Maddesine göre, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir sözleşme olduğu için, yasalarla bir uyuşmazlık durumunda esas alınacaktır. Bu Sözleşme’nin kurucu ilkeleri, “ifade ve haber alma özgürlüğü, kamuoyunun özgürce kanaat oluşumu, yayıncıların bağımsızlığı, demokratik gruplar ve siyasi partiler arasında fırsat eşitliğinin ve çoğulculuğun korunması vb.” Sözleşme’nin giriş bölümünde yer almaktadır. Haberlerle ilgili ilkeler ise, “Program Konuları” başlıklı ikinci bölümde yer alan, “Yayıncının Sorumlulukları” başlıklı 7/3 maddesinde değinilmektedir: “Yayıncı, haberlerde gerçekler ve olayların doğru olarak sunulmasını sağlayacak ve özgürce kanaat oluşumunu teşvik edecektir.

Görüldüğü üzere Avrupa Sınır ötesi Televizyon Sözleşmesi’nde de yorum yasağı ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu noktada RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e sormak isteriz: Madem haber sunucularının yorum yapması Kanun’a aykırıydı, neden şimdiye kadar buna müsaade ettiniz? Bazı sunucuların yaptığı yorumları beğeniyor olmanız, bu kişilerin yorum yapma yasağını ihlal edebilmesi için yeterli bir gerekçe midir?

Ya da tam tersine, ülkemizin taraf olduğu ve kanundan daha üstte bulunan bir uluslararası sözleşmede ve TBMM tarafından çıkarılan 6112 sayılı Kanun’da bir engel yokken, aksine Başkanlığını yürüttüğünüz RTÜK tarafından bizzat hazırlanan Rehber’de haber sunucularının yorum yapabilecekleri teyit edilmişken, hangi yetkiye dayanarak haber sunucularının yorum hakkı olmadığını söyleyebiliyorsunuz? Bazı haber sunucularının yorumlarını beğenmiyor olmak bir gerekçe sayılabilir mi?

Yine aynı video konferansta RTÜK Başkanı, şimdiye kadar talimatla karar almadığını söyleyerek, “RTÜK’ün aldığı kararlarla ilgili adresler gösteriliyorsa inanmayın. Ben geldiğim günden beri bana kimse talimat vermedi. Kendi aldığım eğitim, dünya görüşüm ve sorumluluğum çerçevesinde ne yapmam gerektiğini bilen bir insanım. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat ve telkin olmadı ama olursa devletimizin başıdır, onun talimatları ve telkinleri devletin bütün organlarını ilgilendirir. Talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz” açıklamasını yapmıştır.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e, “idarenin kanuniliği ilkesi” ni son bir kez daha anımsatmak isteriz:

6112 sayılı Kanun’un 34. Maddesine göre Radyo ve Televizyon Üst Kurulu “radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleri sektörünü düzenlemek ve denetlemek amacıyla, idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği niteliğinde kurulmuştur ve bu Kanun ve mevzuatta kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır.”

7 Kasım 2018 tarihli RTÜK toplantısında, o dönemde Üst Kurul Üyesi olan ve şu anda Üst Kurul Başkanlığı görevini yürüten Ebubekir Şahin’in de aralarında bulunduğu Üst Kurul Üyeleri RTÜK 2019-2023 Stratejik Planı’nı oy birliği ile kabul edilmişlerdir. Stratejik Plan’ın “Kurumsal Değerler ve İlkeler” başlığı altında yer alan “Bağımsızlık” ilkesi, “RTÜK, idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği niteliğindedir. Görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır” ifadesiyle açıklanmıştır.

Demokratik toplumlarda RTÜK benzeri kurumların; çoğulculuğu ve çok sesliliği sağlamak, ifade özgürlüğünü ve kamunun bilme hakkını güvence altına almak için özerk, bağımsız ve tarafsız olması gerektiği; görsel işitsel iletişim özgürlüğünün etkin olarak kullanılmasının ancak bu alanın bürokratik etkilerden ve siyasal baskılardan uzak kalması ile mümkün olduğu hususları hem literatürde hem de uygulamada tartışmasız kabul edilmektedir.

RTÜK Üyeleri, halkın iradesi sonucu oluşan TBMM tarafından seçilmektedirler ve kendileri istifa etmedikleri sürece 6 yıl boyunca hiçbir makam tarafından keyfi biçimde görevlerinden alınamazlar. Bu bağlamda RTÜK Başkanı ve Üyeleri, hiçbir kurumdan ya da makamdan talimat almadan, yalnızca ve yalnızca Kanun’un çizdiği sınırlar çerçevesinde görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

6112 sayılı Kanun, organik ve işlevsel olarak RTÜK’ün bağımsızlığını korumada yeterli güvenceyi sağlamaktadır. Dahası, RTÜK üyelerinin, yalnızca siyasi otoriteye karşı değil, düzenledikleri sektöre ve diğer bürokratik kurumlara karşı da bağımsız ve özerk olmaları, 6112 sayılı Kanun’un emredici hükmüdür. Ancak uzun süredir tanık olunan ve son dönemde iyice yoğunlaşan olumsuz örnekler, Kanun’un sağladığı güvenceleri işlevsiz bırakmakta ve RTÜK’ün bağımsızlığı ciddi anlamda yara almaktadır.

Bu çerçevede ne Cumhurbaşkanı’nın ne ilgili Bakan’ın RTÜK Başkanı’na ya da RTÜK Üyeleri’ne talimat verme yetkisi bulunmadığının altını kalın bir şekilde çizmek isteriz. “Kraldan çok kralcı” bir söylemle Cumhurbaşkanlığının talimatlarının ve telkinlerinin emir telakki edilmesi, açıkça Kanun’a aykırılık oluşturmaktadır!

Zira ülkemizin Avrupa Birliğine üyelik sürecinde taahhütlerinin gerçekleşme durumuyla ilgili Avrupa Komisyonu tarafından her yıl hazırlanan Ülke Raporlarında, RTÜK’ün bağımsızlığı ve tarafsızlığı eleştiri konusu olmaya devam etmektedir. Bilgi Toplumu ve Medya Faslı altındaki yöneltilen bu eleştiriler, özellikle son 5 yıldaki raporlarda çok daha ağır biçimde dile getirilmiştir.

Bu bağlamda, gerek RTÜK’ün kendi kararlarını ve ulusal mevzuatı ihlal eden, gerekse uluslararası taahhütlere aykırılık teşkil eden bu söylem ve eylemlere derhal son verilmelidir!

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 − 7 =

Örnek Resim