OHAL kapsamında alınan tedbirlere ilişkin kanun hükmünde kararnamelerin ilki 23 Temmuz 2016 Cumartesi günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Darbe girişiminin yaşandığı günden bu yana konfederasyon olarak bizim ve pek çok toplumsal kesimin, darbecilerle mücadelenin demokrasi çerçevesinde, anayasal sınırlar içerisinde, hukuka , uluslar arası sözleşmelere bağlı kalınarak sürdürülmesi gerektiğine dair yaptığımız uyarılara rağmen yayınlanan Ohal kararnamesine bakıldığında siyasi iktidarın süreci adeta bir darbe hukukuyla ilerletmeye devam ettiği görülmektedir.
Gözaltı süresinin otuz güne çıkarılmasından, görevden alınan kamu görevlilerinin bir daha kamuda istihdam edilmeyeceğine, kapatılan kurum-kuruluşların mal varlıklarının Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hazineye bedelsiz devrinden mağdur ve tanık ifadelerinin adli kolluk görevlileri tarafından da alınabileceğine kadar pek çok düzenleme içeren söz konusu Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olarak önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapacağız.
Diğer taraftan bu noktada sendikaların ve konfederasyonların kapatılmasını düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnameye kayıtsız kalınamaz
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzasını taşıyan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile pek çok özel eğitim, öğretim ve sağlık kuruluşu, dernek ve vakıfın yanı sıra 19 sendikanın kapatılması düzenlenmiştir.
Söz konusu kararnamede, aralarında sendika ve konfederasyonların da yer aldığı, kapatılan kurumların bunlarla sınırlı kalmayabileceği, yeni tespit edilecek kurumların ilgili bakanlıklarda bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine bakan onayı ile kapatılacağı da düzenlenmiştir. (2. Madde 3. Fıkra)
Kararname ile, Ohal döneminde bile askıya alınamayacak olan ve anayasanın 15. maddesinde ifadesini bulan temel haklar çiğnemekle birlikte uluslararası sözleşmeler, anayasa ve ilgili pek çok kanun maddesi ihlal edilerek sendikaları kapatma kararı düzenlenmiş ve 2. maddenin 3. fıkrasındaki “kapatılan kurumların bunlarla sınırlı kalmayabileceği” ifadesiyle kapatılan sendikaların dışında kalan sendika ve konfederasyonlara da adeta aba altından sopa gösterilmiştir.
Kararname’nin ‘Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen kurum ve kuruluşlara yönelik” olduğu ifade edilmektedir. Ancak tıpkı yaklaşık bir haftadır süren açığa almalarda yaşandığı gibi, hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden ilerletilen bu sürecin bir cadı avına dönüşebileceğine dair kaygılarımız artmaktadır.
Diğer taraftan KESK olarak, hiçbir ayrım yapmaksızın, sendika ve konfederasyonların kapatılmasına karşı olduğumuzun altını çiziyoruz. Sendikal haklar Anayasa’nın güvencesi altındadır. Konfederasyon ve sendikaların Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılması Anayasa’ya açıkça aykırıdır.
Sendika kurma hakkının yasayla düzenleneceği ve yine yasayla sınırlanabileceği Anayasanın 51. Maddesinde düzenlenmiştir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 31. maddesinde sendika ve konfederasyonların Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılabileceğini düzenlenmiştir.
Yine 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 37. Maddesi’ndesendika ve konfederasyonların Cumhuriyet Başsavcısının istemi üzerine iş davalarına bakmakla görevli mahallî mahkeme kararı ile kapatılabileceğini düzenlenmiştir.
Olağanüstü halin uygulandığı süre boyunca valiler, sendikaların kapalı veya açık toplantılarını, yayınlarını, yapacakları açıklamaları durdurabilecek, erteleyebilecek veya yasaklayabilecek oldukça geniş yetkilerle donatılmıştır. Ancak OHAL Kanunu, sendika kapatma yetkisini içermemektedir.Bu bir sıkıyönetim uygulamasdır ve ancak sıkıyönetim ilan edildiği durumlarda sendika ve konfederasyonlar kapatılabilir. Bu nedenle OHAL Kanunu’na dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle sendikaların kapatılması başta anayasaya sonra kanunlara aykırıdır.
KESK olarak kime karşı olursa olsun eğer ortada bir hukuksuzluk söz konusu ise bu hukuksuzluğun herkes için tehdit oluşturduğunun altını tekrar çiziyoruz. Hükümeti, tüm sendikaların, konfederasyonların ve sendikal hakların karşı karşıya bulunduğu bu tehdit ve kaygıları ortadan kaldırılmak için anayasaya ve yasalara uygun adımlar atmaya çağırıyoruz.