Anasayfa / Basın Açıklamaları / TÜRKİYE DEĞİŞİM İSTİYOR!

TÜRKİYE DEĞİŞİM İSTİYOR!

HEP BİRLİKTE KAZANDIK, HEP BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ.

DEMOKRASİ VE HUKUKA MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ.

Yaşadığımız kentlerin yönetimi için hayati öneme sahip seçimi geride bıraktık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca yaşam alanlarımızı yönetecek belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyeleri ile muhtarlar seçildi. Seçim sonuçları bize ciddi bir değişim isteği olduğunu gösterdi.

Son yıllara baktığımızda; pandemi döneminde sağlık sisteminin, depremde ise kentlerin afetlere dayanıklılığının yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bu süreçlerde rant için imarlaşma, doğaya bilinçsizce ve kâr amaçlı müdahale, yaşamlarımıza mal oldu. Geride acı bir bilanço bıraktı.

Bu seçim sonuçlarını, sadece iktidarın başarısız ekonomik politikalarına bağlamak yanlış olacaktır. Seçim sonuçlarını aynı zamanda deprem ve pandemi dönemi yaşananlara da bir itiraz olarak görmek gerekiyor. Ülke de hukukun yara almış olması, toplumsal adalet duygusunun sarsılmış olması da bir etkendir. Uygulanan yanlış ekonomik politikalar, hızla değer kaybeden Türk Lirası karşısında eriyen alım gücü ve buna bağlı derinleşen yoksulluk elbette başat etken olarak karşımıza çıksa da, iktidarın tüm topluma ve muhalif kesimlere uyguladığı baskıcı siyasal politikalara isyan olarak da görmek gerekir.

HABER-SEN olarak bizler; konunun siyasi boyutları yerine, yerel yönetimler ve basın-yayın-iletişim ve posta hizmetleri üzerinden bir kaç söz kurmak, talep ve beklentilerimizi ifade etmek istiyoruz.

Toplumun mutlu olmasının çeşitli parametreleri vardır. Bunların birçoğu da kent yaşamı ile ilgilidir. Sağlıklı ve dengeli beslenme, temiz suya erişim, temiz hava, sağlıklı çevre, doğa ile uyumlu bir yaşam, insan onuruna uygun konutlarda barınma, evsel atıkları bertaraf ederek doğaya ve canlılara zarar vermeyecek uygun alt yapı sistemleri gibi temel parametrelerin yanında; insanların kültürel, sanatsal, eğitim vb. başlıklarda kendine zaman ayıracağı mekan ve olanaklara da sahip olmak gerekir. Belki de en önemli diğer parametrelerden biri de demokratik katılım hakkıdır. Kente dair alınacak her türlü kararda mekanizmalara katılım, demokratik kollektif bir yaşamı üretmektedir.

Pandemi süreci ve depremde basına müdahale edilerek, yaşanan olumsuzluk ve sorunların kamuoyu tarafından duyulmaması için baskı mekanizmasının devreye girdiğini hepimiz gördük. Afetlere, orman yangınlarına ve salgınlara karşı kentsel bir planın olmadığını da deneyimledik. Yanlış kentleşme pratiği ve plansızlığın bedelini kaybedilen canlarımızla deneyimledik.

Seçilen yerel yönetimlere başarılar diliyoruz. Bir daha bunların yaşanmaması için yukarıda ifade ettiğimiz demokratik katılımcılığı esas alan, rant ve kâr hırsı yerine kamu çıkarlarını öne çıkaran, yoksulluk ve işsizliğe çözüm olacak pratikler bekliyoruz. Toplum ile nitelikli iletişim kurulabilmesi için basın özgürlüğünün hayati öneme sahip olduğunu ifade ediyor ve dikkate alınmasını istiyoruz.

Doğa ile iç içe, doğanın kurallarına saygılı, çağımızın teknolojik gerekliliklerini de sağlamayı başarmış yaşam alanları sağlamak zor değil!

Sendikal örgütlenme alanımızda olan basın yayın ve toplumsal iletişim desteklenmelidir. Özgür basının oluşması için ekonomik özgürlük sağlayacak projeler hayata geçirilmelidir.

Diğer taraftan, 180 yılı aşkın bir tarihe sahip olan PTT’de posta emekçilerinin ücretsiz ulaşım hakkı bu iktidar döneminde gasp edilmiştir. Bu koşulların tekrar sağlanması, posta emekçinin yerel yönetimlerden bir beklentisidir.

Kadınların kamusal alanda daha fala istihdam edileceği projeler üretilmelidir.

Kadın, çocuk ve Lgbt’ler için şiddet, taciz ve ölümleri önlemeye yönelik çalışmalar yürütülmelidir.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair öncelikle yerel yönetim emekçilerine eğitimler verilerek, bu yönde toplumu bilinçlendirmek için projeler oluşturulmalıdır.

Kentlerin “engelsiz” inşasına yönelik çalışmalar acil bir gerekliliktir. Yapılan her çalışma engelsiz kent perspektifi ile yapılmalıdır.

Hayvan haklarına saygılı bir belediyecilik ise olmazsa olmaz bir erdemdir.

Köylerin ve kasabaların doğal yaşamı tehdit etmeyecek şekilde kültürel dokuları önceleyen bir belediyecilik beklemekteyiz.

Uluslararası sermayenin doğal kaynaklarımızı, emperyalist sömürgecilikle vahşi ve ilkel biçimde sömürmeye çalışmasına karşı çıkılmalıdır. Orman ve maden gibi kaynakların bakımı, onarımı ve işlenmesi konusunda ekoloji bilincini geliştirecek bir yerel yönetim istiyoruz.

Belediyelerin mevcut kaynaklarının bazı güç odaklarına verilmemesi, gasp edilmemesinin sağlanması ise önemlidir.

Bütün bu taleplerimiz dahilinde Kamu yararına yapılacak her türlü girişim de emekçilerin ve vatandaşların haklarını korumak için Belediye yönetimleri ile birlikte çalışmak, biz sivil toplum örgütlerinin de başat görevleri arasındadır.

Halkın hür iradesi ile seçilen yöneticilerin atanması ve görevlerini yapması ise temel arzumuzdur.

Yaşasın Demokratik Birlikteliğimiz!

MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 − six =

Örnek Resim