1 Mayıs’ta İstanbul’da gözaltına alınanlar, bu süreçte yaşanan hak ihlalleri ve baskılarla ilgili 1 Mayıs 2015 komitesini oluşturan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 4 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi önünde ortak basın açıklaması yaptı.
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun okuduğu ortak basın açıklaması aşağıdadır.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü anma ve kutlamalarının, Taksim’de yapılması için yaptığımız başvurunun hukuka aykırı bir şekilde reddedilmesi sonrasında, 1 Mayıs 2015 Cuma günü, İstanbul’da adeta sıkıyönetim uygulayan, yolları kesen, tüm kent ulaşımını durduran ve en temel haklarını kullanmak üzere çağrımıza uyarak, ellerinde karanfilleri, türkülerle, halaylarla ve talepleriyle Taksim’e çıkmak isteyen yüzlerce kişiyi, TOMA’lardan sıktıkları suyla, biber gazlarıyla, plastik mermileriyle, yurttaşları yerlerde sürükleyerek, şiddetle gözaltına alan AKP iktidarı, bu kez aynı hukuksuzluğu, kendi oluşturduğu yargısıyla, çıkarttığı İç Güvenlik Yasası hükümleriyle sürdürmektedir.
Çeşitli hukuk kurumlarının oluşturduğu “kriz masası”nın tespit edebildiği 459 kişi özgürlüğünden çeşitli biçimlerde mahrum bırakılmıştır. Halen 200’ün üzerinde yurttaş hukuka aykırı ve keyfi bir biçimde gözaltında tutulmaya devam edilmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı basın açıklaması ile 1 Mayıs 2015 tarihinde gözaltına alınanlara İç Güvenlik Paketi ile yürürlüğe sokulan yeni yasal düzenlemelerin uygulanacağını duyurmaktadır.
Nitekim 1 Mayıs günü;
- Hukuka aykırı yakalama işlemlerine müdahale etmek isteyen avukatlar ve insan hakları gözlemcilerine yapılan fiili müdahalelerle görevlerini yerine getirmeleri engellenmiştir.
- Trafiği kesilen, yaya ulaşımı engellenen bölgelerde, avukatların, polis müdahalelerinin olduğu olay mahalline geçişleri hukuksuz bir şekilde engellenmiştir.
- Polis müdahalesi ve gözaltılar sırasında 1 Mayıs katılımcılarına saldıran “siviller”e polis teşekkür ederek sırtlarını sıvazlamış; bir yurttaşa bıçakla saldırarak yaralayan bir saldırgan daha sonra hakim tarafından serbest bırakılmıştır.
- Gözaltına alınanları takip etmek üzere Vatan Caddesi’nde bulunan Emniyet Müdürlüğü’ne giden avukatlar içeri alınmadığı gibi, Av. Recep Sancaktar darp edilerek görevlerini yapmaları engellenmiştir.
- Gözaltına alınan kişiler uzun süre otobüslerde tutularak, kötü muameleye maruz bırakılmışlardır. Gözaltı işlemi yapılmadan üç gündür bir depoda hukuksuz bir şekilde tutulan kişiler ailelerinin ve kamuoyunun ısrarlı takibi sonucunda serbest bırakılmıştır.
- Avukatların yakalama ve gözaltı işlemlerine itiraz işlemleri, avukatların adliyeye, savcılık koridorlarına girişleri polis barikatlarıyla önlenerek engellenmiş, görevini yapmaya çalışan avukatlar, savcının sözlü ve fiziki saldırılarına maruz kalmışlardır
- Yapılan itirazlar savcılık ve Sulh Ceza Hakimliği tarafınca yakalama işlemlerinin adli değil, idari işlem olduğu gerekçesiyle önce kabul edilmemiş, uzun süren bir belirsizlikten sonra yaklaşık 12 – 18 saat gecikmeyle gözaltı işlemleri yapılmaya başlanmıştır.
- Gözaltında tutulan kişiler tüm süreçlerde kötü muameleye maruz kalmışlardır. Adliye içerisinde tutulan bazı kadınlara yönelik çıplak arama, tuvalete götürmeme işkencesi uygulanmıştır.
- Avukatların soruşturma dosyalarını incelemeleri engellenerek, gözaltında bulunanlara hukuki yardımda bulunmaları engellenmiştir.
AKP iktidarı “İç Güvenlik Paketi”yle katmerli hale getirdiği baskıcı, otoriter polisiye uygulamaları hukuk alanında da kurumsallaştırmaya çalışmaktadır.
1 Mayıs 2015’te haksız ve hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalıdır.
1 Mayıs 2015 Komitesi’ni oluşturan kurumlar DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak 1 Mayıs 2015’te ve devamında yaşanan bu hukuksuzlukları protesto ettiğimizi, bu ihlallerin ısrarlı takipçisi olacağımızı buradan duyuruyoruz.
Başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere, 1 Mayıs’ta yurttaşların haklarını kullanmasını zorla engelleyerek suç işleyen, İstanbul halkının en temel özgürlüklerini engelleyerek işkence çektiren kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
Mahkemelerin AKP’nin baskı ve sindirme politikalarına teslim olmadan, hukukun gerektirdiği biçimde davranması için sürecin takipçisi olacağımızı duyurmak istiyoruz.
AKP’nin yargı üzerindeki baskıları nedeniyle göstere göstere işlenen bu suçlar cezasız kalırsa, önce Anayasa Mahkemesi’ne sonra da İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvuracağımızı şimdiden ilan ediyoruz.
1 Mayıs’ta 1 Mayıs meydanında olmak için mücadeleye devam!
Yaşasın işçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Yaşasın 1 Mayıs!