Anasayfa / HABERLER / 12 Eylül AKP Darbesiyle Sürüyor!

12 Eylül AKP Darbesiyle Sürüyor!

Bundan 35 yıl önce halklarımızın, emekçilerin ve gençlerin yaşamlarına bir karabasan gibi çöken 12 Eylül’ün karanlığı, dünden bugüne faşizan anlayışıyla birlikte devam etmektedir. 7 Haziran Genel seçimlerinde istediği sonucu alamayan AKP ve Cumhurbaşkanı tek parti ve Başkanlık rejimi amacıyla açık bir darbe yapmıştır. Zihniyeti 12 Eylül ile aynı olan Saray darbesi ile karşı karşıyayız.

ABD’nin ‘bizim çocuklar başardı’, dönemin TİSK başkanı Halit Narin’in ‘gülme sırası bizde’ sözleriyle özetlenen 12 Eylül faşist darbesi, emperyalizmin ve sermayenin çıkarları doğrultusunda gerçekleşmiş, finans oligarşilerinin ve uluslararası tekellerin ihtiyaçlarına yönelik kurulan muhafazakâr-sağ dünya düzeninin Türkiye’ye giriş kapısı olmuştur. Bu gün de AKP’de somutlaşan sağ muhafazakâr faşizan ideoloji 12 Eylül’ün yarattığı zemin ve olanaklar üzerinden ve 12 Eylül anayasası ile darbeci anlayışı devam ettirmektedir.

12 Eylül faşist darbesi o güne kadar emekçilerin yoğun mücadeleler ile kazandıkları haklarının üzerinden geçen bir silindir vazifesi görmüş, Türkiye halklarının biriktirdiği tüm değerleri ezen tank paletlerinin sesi olmuştur. Emekçi halkın kendi kaderine sahip çıkma iradesi büyük bir zorbalıkla kırılırken, 650 bin kişiyi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 517 kişi idam cezasına çarptırılmış,50 kişi acımasızca asılmış, yüz binlerce insan akıl almaz işkencelerle, göz altılarla, cezaevlerinde ölüme terk edilmiştir.

Tam 35 yıldır darbenin yarattığı hukuk ve kurumlarla yönetilen ülkemiz bugün AKP iktidarı ile daha otoriter ve faşizan bir rejime sürüklenmiştir.

Doğrudan ABD’nin onayı ve desteğiyle gerçekleşen 12 Eylül’ün aklı, aynı strateji ile Türkiye’yi Ortadoğu’da emperyalist işgal politikalarının taşeronu yapmış, AKP hükümeti izlediği dış politikada bu stratejiden bağımsız bir hat izlememiştir. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Rojava’da, Şengal’de, genelde tüm Ortadoğu’da insanlık IŞİD, El Nusra, Ahrul-u Şam, El Kaide gibi çeteler eliyle kitlesel biçimlerde katledilirken, halkların bugünleri, gelecekleri ve bir arada yaşama umutları yok edilmektedir. AKP iktidarı ise Türkiye’de ve Ortadoğu’da izlediği ırkçı/ayrımcı/tekçi/mezhepçi bir siyaset ekseniyle ülkemizi bu katliamların ortağı haline getirmiştir.

Diğer bir yandan 12 Eylül’ün Türk-İslam sentezi anlayışı bugün Kürt sorununda halkların barış talebine rağmen barış karşıtı tutum şeklinde sürmektedir. Nitekim çözüm, barış ve müzakere sürecini bir oyalama aracı olarak gören AKP ve Cumhurbaşkanı, 7 Haziran genel seçimleri hemen öncesinde tümüyle “buzdolabına kaldırmıştır”.  24 Temmuz’dan bu yana başta Cizre’de olmak üzere Lice, Silvan, Varto, Nusaybin, Yüksekova, Şemdinli ve daha birçok yerde aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu onlarca sivil yurttaşımız güvenlik güçleri tarafından katledilmiştir. Süreçle birlikte cansız çocuk bedenleri de buzdolabına konmuştur!

12 Eylül faşist cuntasının tüm hukuk-kurum ve yasaları bugün iktidarda, Demokles’in Kılıcı gibi emekçi halkların üzerinde sallanmaya devam etmektedir.  Tek adam diktasına doğru sürüklenen otoriter rejim, toplumsal yaşamın her hücresini kendi politikaları doğrultusunda dönüştürmeye devam etmektedir. En son çıkarılan İç Güvenlik Yasası ve gizli/açık Başbakanlık genelgeleri darbe yasalarından bile geri özellikler taşımaktadır.

İşçilerin ve emekçilerin kendi kaderlerini belirleme haklarını ellerinden alan, iradelerini yok sayan 12 Eylül tarafından kapıları açılmış olan 24 Ocak kararlarının hükmü bugün de işçilerin ve emekçilerin yaşamlarını tek başına belirlemektedir. İşçilerin yaşamlarını bile değersiz gören 19.yy’ın kölelik koşulları bu hükümlerden aldığı mirasla bugün yaşamımıza taşınmaktadır. Azgın sömürü ve kar hırsıyla tarihin en büyük işçi katliamlarına imza atan AKP hükümeti, bu katliamlara neden olan güvencesiz ve taşeron çalışmayı yasalarla kalıcı hale getirirken, sadece kamu emekçilerini değil, en temel hak olan kamu hizmetlerinden yararlanan tüm halkın yaşamına doğrudan etki eden kamu alanını da taşeron cehennemine dönüştürmektedir.

Bugün, halkın büyük çoğunluğunun yoksulluk ve sefalet içinde yaşadığı, özgürlüklerinin kısıtlandığı, gençlerin gelecek umutlarının yok edildiği, ülkemizin siyasi, ekonomik ve askeri bakımından emperyalizme daha da bağımlı olduğu, gericiliğin toplumsal alanı kuşattığı bir ülkede yaşıyorsak, bu 12 Eylül ile birlikte kurulan yeni sömürü düzeninin bir sonucudur.

KESK olarak, 12 Eylül’ün 35 yıldır sürdürülen karanlığında AKP darbesi ile şiddetlenen tüm saldırıları geriletmeye dönük ve halkların özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talepleri temelinde yeni bir anayasayı hayata geçirinceye dek toplumsal muhalefetin tüm unsurlarıyla birlikte ortak mücadeleyi esas almaya devam edeceğiz.

KAHROLSUN 12 EYLÜL FAŞİST DARBESİ!

KAHROLSUN DARBECİLER VE DARBECİ ZİHNİYET!

YAŞASIN EMEK, DEMOKRASİ VE BARIŞ MÜCADELEMİZ!

YÜRÜTME KURULU 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

KANUNLARIN OLMADIĞI YERDE KEYFİLİK VARDIR

BASINA VE KAMUOYUNA Kanunların olmadığı yerde keyfilik vardır PTT’nin keyfi uygulamalarını kabul etmiyoruz PTT geçmişinde ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

three × five =

Örnek Resim