ABD Emperyalizminin Taşeronu Olmayacağız!
Suriye’de Emperyalist Müdahaleye Hayır!
Ortadoğu’nun Geleceğine Halklar Karar Versin!
AKP politikaları Ortadoğu halklarını kuşatan kanlı savaşta bölgesel bir güç olma hevesiyle ülkemizi her geçen gün yaşanan kanlı tarihin karanlık bir tarafı haline getirmektedir.
Ortadoğu’daki emperyalist kuşatma, Irak, Afganistan ve Libya’nın ardından bu kez Suriye üzerinden sürdürülmekte, emperyalizmin yeni müdahale yöntemleri ile ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme projesi devam etmektedir. Halkların tarihlerinin, geleceklerinin ve bir arada yaşam umutlarının giderek yok edildiği bu süreçte, ABD bölgeye yönelik müdahalelerini artık doğrudan askeri müdahaleye dayanan yöntemlerle değil, örtülü müdahalelerle yerel işbirlikçiler eliyle sürdürmektedir. İç savaş güçleri üzerinden oluşturulan zeminde, etnik ve dini farklılıklar körüklenerek halklar birbirine düşman edilmekte, işbirlikçi yönetim oluşturulması hedeflenmektedir. AKP ise paramiliter güçler üzerinden Suriyeli Kürtler, Araplar ve Alevileri karşı karşıya getirerek bu kesimlerin Suriye’nin geleceği üzerindeki taleplerini boğup taşeronluk rolünü hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktadır.
Emperyalizmin tarihi, yok oluşlarla, kanlı savaşlarla, artan sömürü ve gözyaşlarıyla doludur. Toplumsal belleğimizin bize sundukları başta olmak üzere emperyalizmin tarihinde her atılan adım bunu kanıtlamıştır. Şimdi bu tarih, Suriye’nin kaderinin Suriye halklarının elinden alınmaya çalışıldığı, demokratikleşme adı altında gerici güçlerin farklı etnik ve mezheplere yönelik tehditlerinin arttığı, Suriye’nin geleceğinin iç savaşla karartıldığı bir süreçle devam ettirilmek istenmektedir. Ve ne yazık ki ülkemiz, baştaki siyasi iktidarlar eli ile bu kanlı tarihin her geçen gün daha fazla tarafı haline gelmekte, emperyalist müdahalenin maşasına dönüşmektedir.
AKP hükümetinin görev edindiği taşeronluk rolü ile ABD’nin bölgesel işbirlikçisi olma ısrarını sürdürmesi, ülkemizi Suriye’deki iç savaşın merkez üssü haline getirmekte, emperyalizmin askeri üssü haline dönüştürmektedir. Bugüne kadar Suriye’deki farklı etnik ve mezheplere yönelik tehditleri körükleyerek iç savaş ortamını yaratan silahlı çeteler, AKP hükümetinin kararları ile ülkemizce desteklenmiş, askeri eğitim kampları ve istihbarat bürolarıyla savaşa geniş olanaklar sunmuştur. Kimyasal silah bahanesiyle Kürecik’te Füze Kalkanı Radar sistemi kurulmuş, ABD’nin savaş örgütü NATO çoğu ülkede karargâh kapatırken Kara Komutanlığı Karargâhını İzmir’de kurmaya karar vermiştir. Şimdi ise üç yere yerleştirilecek olan Patriot Füzeleri hızla ülkemize konuşlandırılmakta, bunun yanında “ölüm füzeleri” olarak anılan ABD’den satın alınan Sidewinder füzeleri ülkemize taşınmaktadır.
Kimi zaman fiili bir müdahaleye dönüşen Suriye’ye dönük örtülü bir müdahale sürecinde ülkemiz hızla savaşın askeri üssü haline getirilirken, AKP hükümeti bir yandan tüm bu yığınakların ve karargâhların “savunma” amacı ile kurulduğunu ileri sürmekte, bir yandan da bizzat Başbakanın kendisi ‘Bu topraklar NATO topraklarıdır’ ifadeleri ile ülkenin bağımsızlığını yok edildiğini ilk ağızdan tescil etmektedir.
NATO, ABD tarafından bugüne kadar sürdürülen ‘demokrasi ve özgürlüklerin savunulması’ adı altında yürüttüğü emperyalist işgal ve savaş politikalarının en etkili örgütü olmuştur.
NATO, bu işlevi ile savaşı yaratan, körükleyen, kendi dışındaki dünyanın yaşama olanağını sınırlayan bir örgüttür. Dolayısıyla bugüne kadar “güvenlik” gerekçeleri ile konuşlandırılan tüm NATO üsleri ve silahları sürdürülen emperyalist işgalin, ABD’nin yeni saldırı stratejileriyle şekillenen örtülü müdahalenin bir aracıdır.
Bizler anti-emperyalist emek ve meslek örgütleri olarak;
Ülkemizin NATO üsleriyle ve ABD’nin kanlı savaşa hazırlık yaptığı askeri üsleriyle kuşatılmasına;
Emperyalizmin maşası haline gelerek komşularıyla savaşın eşiğine gelmesine;
Kanlı tarihe ortaklık edecek bir ülkeye dönüşmesine asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
Bu uğurda sürdürdüğümüz mücadelemizde dün olduğu gibi bugün de tüm savaş karşıtlarıyla birlikte “ABD Emperyalizminin Taşeronu Olmayacağız” diyecek,
“Suriye’de Emperyalist Müdahaleye Hayır, Ortadoğu’nun Geleceğine Halklar Karar Versin” şiarımızla yine meydanlarda olacağız.
Emperyalizm Ortadoğu‘da tüm çıplaklığıyla hegemonyasını güçlendirecek yeni bir dönemi başlatırken, Ortadoğu halklarının gerçek özgürlük ve demokrasi temelli gelecekleri ancak anti-emperyalist bir mücadele ile inşa edilebilecektir. Tıpkı ülkemizde de ancak bağımsızlık ve özgürlüğün emperyalizme ve işbirlikçilere karşı mücadeleyle kazanılacağı gibi.
Şimdi, bölgesel güç olma hevesiyle yanıp tutuşan, ülkemizi emperyalizmin askeri üssüne dönüştürmeye çalışan AKP hükümetine dur deme zamanıdır!
Şimdi, savaş çığlıkları atanlara karşı, gelecekleri ve kaderleri ellerinden alınmış halkların kardeşliği için sorumluluk alma zamanıdır!
Suriye halklarının geleceğini ellerinden alan ve yaşadığımız toprakları ABD emperyalizminin kirli üssü haline getirilmesine karşı eşit, özgür, demokratik ve bağımsız bir ülke mücadelesini hep birlikte büyütmeye çağrımızdır!
Bizler, DİSK, KESK, TMMOB VE TTB olarak 20 Ocak 2013 Pazar günü Gazi Antep’te bölge mitingi;
Ve Aynı gün (20 Ocak 2012 Pazar) tüm illerde yürüyüşler ve basın açıklamaları gerçekleştireceğiz.
Tüm emek ve demokrasi güçlerini gerçekleştireceğimiz eylemlerde yan yana, omuz omuza olmaya çağırıyor,
Halkın, sokağın barış talebine kulak vermeyenlere inat sesimizi daha da büyütmeye davet ediyoruz!