HABER-SEN İnternet Sayfamıza Hoş Geldiniz
Ağrı provakasyonu: Sorumlular hala açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Adana ve Mersin bombalamaları: Failler açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Bingöl/Karlıova’da seçim arabası şoförünün 30 kurşunla öldürülmesi: Fail/failler açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Erzurum’da seçim arabasının şoförüyle birlikte yakılması: Açık görüntülere rağmen bir kişi bile gözaltına alınmadı, yargılanmadı.
200’e yakın saldırı : Bir kişi bile gözaltına alınmadı, yargılanmadı…
Diyarbakır katliamı: Faillere ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı, kimse yakalanmadı…
7 Haziran genel seçimleri sürecine girildiğinden bu yana adeta bir merkezden ve bir plan doğrultusunda cinayetler işleniyor, katliamlar yapılıyor, linçler gerçekleştiriliyor. Hükümet ve özellikle Cumhurbaşkanı bırakalım olayların önüne geçmeyi ve sorumluları yakalamayı adeta yeni olayların fitilini ateşliyor, teşvik ediyor.
Tüm gelişmeler AKP’nin iktidarda kalmak, Cumhurbaşkanın Başkan olmak için bir takım karanlık işler içine girdiğini göstermektedir. Yaşananlar açıkça sivil darbe görünümündedir. Seçimlere kan bulaşmıştır. Sandıkların güvenliğinden sorumlu olan AKP, sandıktan çıkacak iradeye ipotek koymak istemektedir.
AKP, 12 Eylül’ün %10 barajına sıkı sıkıya sarılmayı da aşarak, barajın aşılmaması için her türlü yol ve yönteme başvuracağını kanıtlamıştır.
AKP ve medyası, hemen tamamına yakını HDP’ye olmak üzere muhalefet partilerine yönelik yüzlerce saldırıya rağmen bir kişinin bile gözaltına alınmamasının cevabını vereceğine psikolojik savaş yöntemlerine başvurarak suçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Havuz medyası paranoyaklık derecesine varan yayınlarla HDP’yi hedef tahtası koymuştur.
HDP’ye yönelik bir yandan militarist yöntemlerle saldırılar yapılırken bir yandan müşahitlerinin de aralarında olduğu üyelerinin toplu şekilde gözaltına alınması, tutuklanması yönelimlerin kaynağının aynı olduğunu düşündürtmektedir.
AKP’nin JİTEM’i Devrede…
5 Haziran’da gerçekleşen Diyarbakır katliamı tüyler ürperticidir. Yüzbinlerin katıldığı bir mitingde patlatılan bombalarla yüzlerce vatandaşın ölümünün hedeflendiği çok açıktır. Daha az sayıda kalabalık içinde patlatılan bombalarda yüzlerce insanın öldüğü dünyadaki örneklerden bilinmektedir. Olası bir izdihamda yaşanacak ölümleri hayal etmek bile kan dondurucudur. 40 yıllık çatışmalı bir ortamda büyüyen Diyarbakır halkının sağduyusu ve disiplini hedeflenen faciayı önlemiştir.
Son olayların gerçekleştirilme biçimleri kontrgerilla ve JİTEM’in yeniden devrede olduğunu düşündürtmektedir. Eğer böyleyse, JİTEM’i kuranların ve kullananların sonu ne olduysa bugün yeniden devreye sokanların da aynı sonu yaşayacakları unutulmamalıdır.
Otoriterleşen ve dikta rejim kuranların seçimleri tümden ortadan kaldırmak da dahil her tür anti demokratik, faşizan yol ve yöntemlere başvurduğu deneyimlerle sabittir. Ülkemizde yaşanan da budur.
Kamuoyunda haklı olarak sorulan “Diyarbakır katliamıyla genel seçimler ertelenmek mi istendi” sorusu cevabını bekliyor.
Ancak üç resmi askeri darbe yaşamış, her türlü bedeli ödemiş halklarımız ve emekçiler yeni bedeller ödeme pahasına AKP faşizmine teslim olmayacak, geçit vermeyecektir.
Diyarbakır halkına geçmiş olsun diyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Katliamı kınıyor, protesto ediyoruz.
Faşizme inat barışı ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edecek, geleceğimize sahip çıkacağız.
KESK YÜRÜTME KURULU
