Bugün saat 11.00’da Ankara Adliyesi’nde “10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”nde yaşamlarını yitiren Barış Karanfillerimizin aileleri, Konfederasyonumuz-DİSK-TMMOB-TTB ile siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri başsavcılıkla görüştü. Görüşmenin ardından Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Görüşmede, başsavcılıktan soruşturmanın gizliliğinin kaldırılması, sorumluların açığa çıkarılması ve yargılanması talep edilirken; katliamda yaşamını yitirenlerin eşyalarının kısa süre içerisinde ailelere teslim edileceği, gizlilik kararının davaya müdahil olacak yakınlarını yitirmiş ailelere karşı uygulanmayacağı ve 6 kişinin davayla ilgili tutuklandığı Başsavcılık tarafından aktarıldı.
Görüşmenin ardından aileler, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler Ankara Adliye Sarayı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Konfederasyonumuz Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, başsavcılıkla gerçekleştirilen görüşmeyi aktardı, katili tanıyoruz hesap soracağız diyerek savaş politikalarının karşısında barışı savunanlara bedel ödetildiğini dile getiren Eş Genel Başkanımız, davanın unutturulamayacağını ifade ederek CHP ve HDP ile de birer görüşme gerçekleştireceklerini söyledi.
Katliamda yakınlarını kaybedenler dernek açacak
Eş Genel Başkanımız Şaziye Köse’nin açıklamasının ardından aileler adına ise katliamda oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden Erdoğan Tedik, kısa bir açıklama yaptı. Tedik, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri olarak adalet arayışlarını bir dernek çatısı altında sürdüreceklerini belirterek, barış mücadelesinin devam edeceğini, sorumluların hesap vermekten kurtulamayacağını dile getirdi.
Adliye önündeki basın açıklamasının ardından aileler Meclis’e taleplerini iletmek üzere önce CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ile makamında görüştü.
Görüşmede aileler katliamın 91. Gününde olduğunu belirterek, 10 Ekim’in unutturulmak istendiğini, katliamın ardından 3 ayın geçmesine rağmen davanın hala açılmadığını, katliamın Meclis’te de gündemleşmediğini ifade ederek dava üzerindeki bütün gizlilik yasaklarının kaldırılmasını talep ettiler. Aileler otopsi raporlarını dahi alamadıklarını belirterek Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının aydınlatılmasını istiyoruz dediler.
Aileler, Maraş, Çorum, Sivas, Roboski, Diyarbakır, Suruç davalarında olduğu gibi bu davanın da sümen altı edilmek istendiği belirterek, bu davanın siyasi bir dava olduğu ve toplumsal bir dayanışma ile ancak sorumluların hesap verebileceği belirttiler.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne kendisinin de katıldığını, katliamın travmasını en derinden yaşayanlardan biri olduğunu ifade ederek, devletin bu katliamla çöktüğü, kimsenin hayatının artık garantide olmadığını belirtti. Gök, bu olayın sahiplenmesi noktasında ölenlerin ardından bir saygı duruşunda bulunulurken bile ıslaklanmasına değinerek acılarımızda dahi ortaklaşamayacak kadar toplumun bölünmek, kamplaştırılmak istendiğini söyledi. Gök, davanın unutturulmak istendiği noktasına değinerek bu sürecin başından sonuna kadar sizin yanınızda olacağız, CHP olarak insanlık ve vicdan adına sizlerle bir arada olacağız dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile olan görüşmede ise, Eş Genel Başkanımız Şaziye Köse, acımız dinmedi, feryadımız, isyanımız devam ediyor, katiliamın 3. Ayında ailelerimizle birlikte katliamın gerçekleştiği yerde dün bir anma gerçekleştirdik, bu davada mücadele boyutunu ön plana çıkardık, başsavcılık ile görüştük ancak 10 Ekimden bu yana bu ülkede katliamlar devam ediyor dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Ankara katliamından sonra sorumluların açığa çıkarılması, katliamın arka planının bütün yönleriyle teşhir edilmesi, etkin bir adli ve idari soruşturmanın yapılması noktasında kamuoyunda çok sıkça dile getirilen talepler vardı. Ancak ne yazık ki ne yargı, ne hükümet ne de meclis yükümlülüklerini yerine getirmedi. Ailelerimiz bugün Meclise gelerek bu konuda yeniden bir kamuoyu oluşturmak üzere buradalar. Biz de onların yanında olarak talepleri taleplerimizdir diyoruz. Türkiye’de bütün bu ağır katliamlarla toplum yüzleşmelidir artık, bunun için mücadele ediyoruz, mücadelemizi ortaklaştırıyoruz”. dedi
Aileler, özellikle güvenlik zaafiyetini dile getirilirken, en hafif deyimle katliamın gerçekleşmesine göz yumulduğunu ifade ettiler. Davanın aynı zamanda siyasi bir dava olduğu, katliamın asıl amacının barış isteyenleri susturmak olduğu vurgulanan görüşmede, polisin katliamdan sonra gaz bombası kullanarak, sağlık ekiplerinin müdahalesini geciktirdiği çok sayıda insanın ölümüne yol açtığı dile getirildi. Hesap sorulmadığı, kamuoyunda duyarlılık oluşturulamadığı sürece hükümetin savaş politikalarının devam edeceği ifade edilen görüşmede bu davanın peşinin bırakılmayacağı vurgulandı.