28 Mayıs Çarşamba, Milletvekilleri Hasip Kaplan, Selma Irmak ve Levent Tüzel’den oluşan HDP heyeti, Cumhurbaşkanlığı seçimleri kapsamında Konfederasyonumuzu ziyaret etti. Heyeti Genel Başkanımız Lami Özgen, Genel Sekreterimiz İsmail Hakkı Tombul ve Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz karşıladı.
Heyet adına söz alan Hasip Kaplan; “Biliyorsunuz cumhurbaşkanlığı seçimi bir ilk olması nedeniyle önemlidir, şimdiye kadar Cumhurbaşkanı’nı hep vekiller seçiyordu artık asiller seçecek, artık halk seçecek. Bu kapsamda Halkların Demokratik Partisi olarak cumhurbaşkanlığı seçimi projesini başlattık, toplumun bütün kesimlerini kapsayacak şekilde temaslarımız gerçekleşiyor, bütün inanç gruplarıyla, emek ve meslek örgütleriyle, hem nasıl bir yol izlenmesi gerektiği yönünde, hem de nasıl bir cumhurbaşkanlığı projesi olmalı konusunda görüş, değerlendirme ve öneri alışverişinde bulunduk. Dolayısıyla kamu emekçilerine yönelik ziyaretimiz son derece önemlidir. Çünkü siz daha bir hayatın damarlarının içerisindesiniz. Bu anlamda nasıl bir cumhurbaşkanı adayı ile ikinci tura kalabiliriz, seçimleri kazanabiliriz, seçimlerden ne istiyoruz, nasıl bir ülke istiyoruz, seçim sürecini nasıl bir demokratik bir alana çevirebiliriz, demokratik bir cumhuriyet nasıl olur gibi bir çok konuda görüş ve önerileriniz daha bir anlam taşımaktadır.” dedi.
KESK Genel Başkanımız Lami Özgen de “Tabi ki tüm halkı ilgilendiren böylesi bir seçim emekçilerin hakları bağlamında olsun, demokratik sosyal, siyasal haklar bağlamında olsun en başta bizi ilgilendirir” diyerek gerçek anlamda cumhurun başkanı olacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminin gerçekleşmesini temenni etti. Özgen, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Seçim sürecinde öne çıkması gerekenin Türkiyenin çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı yapısı bağlamında toplumun bütün kesimlerini, kardeşlik tutumlarını kendisinde barındırabilen ve toplumsal mücadelesini veren bir anlayışın ortaya çıkmasıdır. Aynı çerçevede çalışma yaşamanına ilişkin tüm çalışanların temel hak ve özgürlüklerini evrensel ölçüde hayata geçirilebilmesinin mantığına sahip bir kişinin olması gerekir. Yani bunların toplamında bu ülkenin ortak geleceğini hem ifade edebilen hem de hayata geçmesi noktasında çabası olan bir tutuma sahip bireylerin öne çıkması gerekir. Bu bağlamda da toplumun bütün kesimlerinin, başta ötekileştirilenler, ezilenler olmak üzere muhalif olan bütün kesimlerinin, bütün demokrasi güçlerinin bu duyarlılığı öne çıkarabilmesi gerekir. Çünkü hepimizin ifade ettiği, eşit-özgür-demokratik ortak bir gelecek yani demokratik bir Türkiye ifadesi ancak bu şekilde hayata geçirilebilir diye düşünüyorum”.