10.10.2019
10 Ekim katliamının dördüncü yıl dönümünde KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve 10 EKİM-DER çağrısıyla saat 9.00’da Ulus Metro önünde bir araya gelen barış adalet, demokrasiden yana tüm kesimler kaybettiğimiz 103 canı anmak için sloganlar eşliğinde Ankara Tren Gar’ı önüne yürüdüler.
Gar önünde Katliamda yaşamını yitiren 103 kişinin isimleri tek tek okundu. ismi okunan her kaybın ardından “Yaşıyor” sloganı atıldı.
Anmada bombaların patladığı saat 10.04’te bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen, Genel Sekreterimiz Ramazan Gürbüz, Mali Sekreterimiz Elif Çuhadar, Hukuk-TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekterimiz Yusuf Şenol, Basın-Yayın ve Eğitim-Örgütlenme Sekreterimiz İlhan Yiğit ile sendikalarımızın Genel Başkan ve MYK üyelerinin de katılım sağladığı anmada ortak basın açıklamasını TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz yaptı. Açıklama ardından yine Gar önünde bir dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi ve yitirdiğimiz canlar adına karanfiller alana bırakıldı.
Ortak Açıklama metni ve video aşağıdadır:
Değerli Basın Emekçileri, Kaybettiğimiz Arkadaşlarımızın Değerli Aileleri, Kardeşlerim!
Dört yıldır dinmeyen acımız, bitmeyen öfkemiz ve çoğalan özlemimizle bir kez daha Ankara Garı önündeyiz.
Bundan tam dört yıl önce, 10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülücük, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin yaptığı emek-barış ve demokrasi çağrısına kulak vererek Türkiye’nin dört bir yanından buraya gelen on binlerce kardeşimiz dünya tarihinin en alçak saldırılarından birisine hedef oldu.
Saat tam 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba sonucunda 103 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı.
Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.
Bugün söylersek söyleyelim, yaşadıklarımızın ve kaybettiklerimizin yanında önemsiz kalacak.
Yitirdiklerimizi sonsuzluğa uğurladık ve bizler, o meydandan sağ çıkanlar, katliamın içimizde bıraktığı derin boşlukla ve tarifsiz kederle yaşamaya devam ediyoruz.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 10 Ekim Davası karara bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki davanın üçüncü duruşması 21 Kasım’da görülecek.
Katliama ilişkin dava iddianamesi mahkemeye sunulduğu günden itibaren yürütülen soruşturmanın olayı tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu ifade ettik.
3 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi.
Saldırı sonrasında yaptığı “patlama sonrasında oylarımız yükseliyor” sözleriyle hafızalarımızda yer eden dönemin Başbakanı, geçtiğimiz aylarda “7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz” açıklamasında bulundu.
Bu sözler, katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarımızın haklılığını göstermiştir. Buradan davanın görülmekte olduğu mahkeme heyetini bir kez daha göreve çağırıyoruz: Bu açıklama hem bir ihbar, hem de itiraf kabul edilmelidir. Başta dönemin başbakanı ve içişleri bakanı olmak üzere dönemin siyasilerini davaya dâhil edilmelidir.
Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz: Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçiler var? Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kim?
Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.
Bildiğiniz gibi 10 Ekim Katliamı sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan kararla, Ankara Garı önündeki alana, “Demokrasi Meydanı” adı verildi. Bu alanın ortasına da üç ayrı yüzünde katliamda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın fotoğraflarının ve Emek-Barış-Demokrasi ifadelerinin olduğu geçici bir pano yerleştirildi.
Bugüne kadar anmalarımızı bu geçici sembolik anıt etrafında gerçekleştirdik. Ne var ki geçici olarak yerleştirilen bu sembolik anıt katliamın neden olduğu derin acının temsili için yeterli değildir. Üstelik kaybettiğimiz arkadaşlarının fotoğraflarının olduğu bu geçici pano zaman zaman faşist saldırılara maruz kalmaktadır.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile yürüttüğümüz görüşmelerde, katliamın yaşandığı meydanda kalıcı bir mekânsal düzenleme yapılması konusunda fikir birliğine vardık.
Bu doğrultuda hazırlanacak projenin belirlenmesi için TMMOB, KESK, DİSK, TTB ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği olarak “Emek, Barış ve Demokrasi Meydanı Anıt Meydan ve Anma Yeri Tasarımı Uluslararası Fikir ve Tasarım Projesi Yarışması” düzenliyoruz.
İlerleyen günlerde yarışma şartnamesini paylaşarak yarışma sürecini başlatacağız. İnsanlığa karşı işlenen bir suç olan 10 Ekim katliamını uluslararası kamuoyunun da gündemine taşımak için yarışmayı uluslararası formatta gerçekleştireceğiz.
Proje kapsamında Gar önü ve çevresi bir bütün olarak yeniden ele alınacak ve alan anıtsal biçimde yeniden dönüştürülecektir. Yarışmayı kazanan proje 14 Mart 2020 tarihinde kamuoyuna açıklanacak ve umuyoruz ki hızla uygulanacaktır. Yarışma projesine ilişkin şartları ve detayları önümüzdeki birkaç gün içerisinde paylaşacağız.
Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bu emanete sahip çıkacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Barış için, eşitlik için, özgürlük için canı toprağa düşenler, barışa, eşitliğe ve özgürlüğe can olsunlar!
Ve ant olsun ki, kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!
Ve ant olsun ki, sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!
Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz
Yaşasın Halkların Kardeşliği