Anasayfa / MANŞET / ASIRLIK KURUMUMUZ PTT YAPBOZ TAHTASI DEĞİLDİR!

ASIRLIK KURUMUMUZ PTT YAPBOZ TAHTASI DEĞİLDİR!

Son zamanlarda, iş kolumuzdaki çevrelerde PTT kurumunda bazı yapılanmaların olacağı hakkında haberler ve bazı sendikaların PTT Genel Müdürü ile yaptığı görüşmeler akabindeki açıklamaları görülmüştür. Açıklamaların bu şekilde olması gelişmiş ülkelerde tercih edilen bir yöntem değildir. Olması gereken yapılacak olan gelişmelerin ve dönüşümlerin sendikalarla ortaklaşarak, görüş alışverişi yaparak gerçekleşmesidir. Ne yazık ki, yandaş sendikalar PTT yönetiminin planladığı değişikliklere asırlık kurum Anonim Şirket (A.Ş.) cenderesine sokulurken de ses çıkarmamışlardı. Hatta alkışlayanlar olmuştu. Oysa A.Ş. sürecinden bu yana çalışma usul ve esasları PTT emekçileri aleyhine her geçen yıl kaybedilerek bu günlere gelmiştir. Hak kayıpları büyük oranda ortaya çıkmıştır.

Kamusal hizmet anlayışından çıkıp kar amacı güderek şirket mantığına geçtiği A.Ş. olma sürecindeki mücadelemiz, kurumumuzun geldiği noktada haklılığımızı da göstermektedir. Ne yazık ki 180 yıllık bir çınar olan kurumumuz A.Ş. yapıldıktan sonra ekonomik, çalışma hayatı, çalışma koşulları ve iş barışı olarak toplum nezdindeki itibarı büyük ölçüde düşmüştür. Kuruma uzun yıllardır personel alınmamıştır.

PTT’nin Anonim Şirket yapılanmasına açık olarak karşıyız. Özellikle son yaşadığımız koronavirüs salgını net olarak göstermiştir ki, nitelikli kamu hizmeti sektörümüz de zaruri bir hal almıştır. A.Ş. yapılan kurumda, itibar ve zarar haricinde yapılan personel rejimleriyle aynı işi yapan ve farklı gelirleri olan çalışma düzeni oluşturuldu. İdari Hizmet Sözleşmeli personel, 399 sayılı KHK’ye tabi personel ve taşeron kategorisinde yer alan firma personeli olarak üç ana statüde personel istihdamı oluşmuş oldu. Her birinin farklı ekonomik ve sosyal haklara sahip olduğu bu farklı çalışma düzeni ülkenin her yerindeki PTT işyerlerinde mutsuzluğa sebep olduğu gibi iş barışını da bozmuştur. Kurumda uzun yıllardır hakkaniyetli bir skala ayarlaması yapılmamış olup, eksik personel sebebiyle iş yükü altında ezilen PTT emekçileri yetkili sendikanın aklımızla dalga geçer gibi toplu iş sözleşmesinde imzaladığı komik zam oranları ile ekonomik krizde de yoksullaştırılmıştır.

PTT yönetiminin A.Ş. sürecinde ki gibi tekrardan içinde bulunduğu mali zorlukları aşabilmek için hayata geçirmeyi düşündüğü, tasarruf amaçlı denilen yapılanmada, yeni iştirakler kurarak ve şirketleşmeler oluşturarak, bunun yanında kurumun idari ve ana yapısında şirket mantığı ile yapacağı değişiklikler daha da çıkmaza sokacağı, hizmet gören PTT emekçilerinin başta yaşadıkları ekonomik kayıplarını daha da artıracağı gibi her geçen gün tırpanlanan sosyal ve demokratik hak kayıplarının da artmasına neden olabilecektir. Ayrıca, son Sayıştay raporlarında PTT’nin iştiraklerinde ve ortaklıklarında bu anlayış yapılanmasının zarar ettiğini göstermiştir.

PTT yönetimi, bir an önce kurumdaki huzursuzluğu giderebilmek için iş barışını sağlamalıdır. Posta hizmetlerinin “tekel” niteliğinde hizmetlerden olması sebebiyle tam serbestleşme olmamalıdır. Avrupa Birliği uyum sürecinde Posta Direktifini uygulayan ve gerek işlem adedi ve gerekse personel sayısı olarak PTT’den kat ve kat fazla olan bazı Avrupa ülkeleri bile direktifi tam serbestlik şeklinde uygulamamışlardır. Bunun yanında kurumlarında çalışan personellerinin özlük haklarını ve kurumlarını daha da ileriye taşıyacak sektör içinde kalacak şekilde bir serbestlik yapmışlardır. Tüm bunları gerçekleştirirlerken de şeffaf ve hesap verebilir olmuşlardır. Küreselleşmenin bütün sektörlerde öncülüğünü yapan ABD bile, posta hizmetlerinde serbestleşmeye gitmemekte ve posta tekeli ihlallerini suç saymaktadır. PTT sektörel bazda evrensel posta hizmetlerini, parasal posta ve ödeme hizmetlerini yeterli personel ve eksiksiz tam donanımlı teçhizat, malzeme ile layıkıyla görmelidir.

Kurumumuzun ve emek veren çalışanlarımızın geleceğini en iyi şekilde planlayabilmek için vakit kaybetmeden PTT yönetimi şu yapıcı önlemleri almalıdır;

  • Farklı statülerde devam eden çalışma düzeni kaldırılarak, tüm PTT emekçileri kadrolu ve güvenceli bir çalışma düzenine geçirilmelidir.
  • Had safhaya ulaşan personel eksikliği nedeniyle, ülkenin birçok yerinde gönderiler dağıtılamamakta, yığınlar halinde beklemekte ve geç teslimatlar yapılmaktadır. Hatta bazı iş yerlerimizde yurttaşlar adres teslimli gönderilerini kendileri almaya gelmektedir. Yine gişe hizmetlerinde birçok işlemi gören gişe personeli yoğun iş hacmi karşısında yıpranmakta, şubelerde çalışanlar ise tuvalet ihtiyacını bile giderememektedir. Sağlıklı ve nitelikli bir hizmet görebilmek için acil olarak kuruma personel alımı yapılmalıdır.
  • Her geçen gün zarar ettikleri ortaya çıkan, kuruma bir faydası olmadığı gibi birçok gider kalemi de oluşturan iştirak ve ortaklıklar kapatılmalı, PTT asli işi olan sektördeki faydalı hizmet yollarına kamu hizmeti anlayışını uygulamalıdır.
  • Şeffaf olmayan, büyük bir bölümü denetlenemeyen ve topluma da, kuruma da bir faydası olmayan Türkiye Varlık Fonu’ndan, PTT derhal çıkmalıdır.
  • Kurumumuzun itibarını tekrardan kazanabilmek için liyakat öne çıkmalı, iş bilen, kurumu tanıyan personel hakkaniyetli olarak görevde yükseltilerek, yürütülen işler bakımından ve PTT emekçilerinin güvenini kazanmak amacıyla haksız ve yandaş atamalar yapılmamalıdır. Son süreçte ülkenin birçok yerinde vekaleten yürütülen görevlerdeki çalışanların görevlerinden alınarak yerlerine yine vekâleten atamalar yapılmasına anlam verilememiş olup, PTT çalışma hayatında motivasyonu ve iş barışını bozacak bu tip yandaş sendikaların güdümüne derhal son verilmelidir.
  • PTT, nitelikli kamu hizmeti anlayışını benimsemelidir, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunun 22. maddesinde kurumun faaliyetleri belirlenmiştir.
  • Ekonomik kayıpları olan her kademedeki PTT emekçilerine, yaşamsal zorunluluklarını sağlayacak gerçek enflasyon oranında zam yapılmalı, 55 yaşında emekli edilen Dağıtıcılara fiili hizmet zammı verilmelidir.

 

 

                                                                                                               HABER-SEN

                                                                                             MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

18 + eight =

Örnek Resim