Anasayfa / MANŞET / Basına ve Kamuoyuna; “Sürgün İlkel, Çağdışı ve İnsanlık Suçudur”

Basına ve Kamuoyuna; “Sürgün İlkel, Çağdışı ve İnsanlık Suçudur”

“SÜRGÜN’lerle, yapılan aslında insanları ailelerinden kopartmak, yaşamlarını zora sokmak, Covid-19 salgını ve olağanüstü döneminde dahi insanların yaşamını tehlikeye atmak, psikolojisini bozmak, gelecek kaygıları yaratarak, insanlara kasıtlı kötü muamele yapmak İNSANA YÖNELİK İŞKENCEDİR!

Eski çağlarda, birçok imparatorluk ve devletin, zaman zaman “idam cezasını”, “sürgün” cezasına çevirmesi, “sürgünün cezasını” ölümle bir tutması mantığı karşısında, günümüz dünyasında ve Türkiye’de yapılan/yapılmak istenen bu “sürgün” uygulamaları, bizlere şu soruyu sordurmaktadır:

-Sürgün saldırısına maruz kalan bu emekçiler adam mı öldürdü?”

-Yoksa kamu gücünü kötüye kullanan ve HER İKİSİ BELEDİYEDEN gelen (İBB), yani demiryolcu olmayan TCDD Genel Müdürü Ali İhsan Uygun ile Trafik ve İst. Yön. Daire Başkan V. Abdullah Özcanlı, (özellikle de Covid-19 döneminde) sürgün uygulamalarıyla; biz çalışanların hayatına kast mı etmektedirler?

-Bu uygulama üyelerimizin şahsında BTS’ye yönelik bir SALDIRIDIR!

Demiryollarının gelişmesi, geliştirilmesi, çalışanların haklarının korunması ve geliştirilmesi konularında sürekli olarak çalışmalar yapan, kurumun zarar ettirilmesine neden olanları, yolsuzlukları gündeme getiren, hukuk mücadelesi veren, çalışanlara yapılan mobbing vb. tüm baskıcı uygulamaları, hak gasplarını, siyasi kadrolaşma, liyakatsiz atama vb. birçok konuyu gündeme taşıyan sendikamız, kurum dışından TCDD’ye DİREKT olarak bürokrat yada üst düzey yönetici unvanlarına atanan bu kişilerin uzun zamandır hedefindeydi.

-Sendikamız BTS üyesi 13 demiryolu çalışanı SÜRGÜN EDİLDİ!

Demokrasi söylemlerini ağzından düşürmeyip, tam aksi uygulamalar yapan AKP iktidarı ve siyasi kadrolaşma yapmak suretiyle kurumlara atadıkları bürokratlar, sendikal örgütlüğümüzü ve çalışanların sendikamıza üye olmasını uzun süredir hazmedemiyordu. Bu yönde defalarca ve değişik saldırılara maruz kaldık ama yılmadan, çalışanlara, kurumumuza ve sendikamıza sahip çıkmaya devam ettik.

Ancak, demiryollarının özellikle İzmir bölgesinde, çalışanların sendikamızı tercih edip üye olmasını kaldıramayan, AKP’nin arka bahçesi yandaş sendika Memur-Sen’e biat yeminlerine sadık kalmak isteyen TCDD yönetimi; buna engel olmak, çalışanları korkutmak ve yıldırmak için, ilkel ve insanlık dışı bir uygulama olan SÜRGÜN saldırısını devreye soktu. Bu yüzdendir ki, SÜRGÜNÜ çıkartılan 13 sendika üyemizden 8’i İzmir bölgesindendir ve sendikamızın İzmir Şube Başkanlığının yönetici, temsilci ve kadrolarıdır.

Kamuoyunca bilinmelidir ki, 12 Mayıs 2020 tarihinde açıklanan 83 kişilik listenin sanki her sendikadan çalışanın içinde olduğu bir paket olduğu izlenimi verilmek istense de öyle değildir. Sendikamız üyesi ve üye olmayan sürgünler ile sanki rotasyona tabii tutulan ancak görevlerinde yükseltilen çalışanlar ile daha önceden aslında kendi isteği ile  gitmek isteyip de gidemediği yere giden çalışanların olduğunu çok rahatça görebilmekteyiz.

TCDD Genel Müdürü imzası ile yayınlanan 83 kişilik nakil/atama listesinin yarıdan fazlası siyasi kadrolaşma ve liyakatsiz atamadır. Kesinleşen listelerde yer alan bilgilere göre, örnekle; “büro şefi, servis müdürü unvanına; uzman teknisyen, daire başkan yardımcısı unvanına; CHP’nin göreve gelmesi sonrasında İBB’den ayrılan mühendis Bölge Müdür Yardımcılığına vb.” getirilmiştir.

TCDD Yönetimi, siyasi kadrolaşmanın ve liyakatsiz atamaların her zaman karşısında duran sendikamıza ve üyelerimize saldırırken, “bir taşla iki kuş” mantığıyla arada siyasi kadrolaşmayı hayata geçirmiştir. Bunun yaparken de personel kıyımı yaparak, 13 üyemizi SÜRGÜN etmenin dışında, 20’den fazla çalışanı da görev ve görev yerlerinden alarak SÜRGÜN ETMİŞTİR.

-Yapılan SÜRGÜN saldırısının bir diğer hedefi de Haydarpaşa Garı’nın “gar olarak kalması” için 434 haftadır direnen Haydarpaşa Dayanışması ve Haydarpaşa Tren Garı’na el koyma planlarıdır!

2005 yılında kurulan Haydarpaşa Dayanışmasının kurucularından olan ve lokomotifliğini yapan sendikamız BTS ve aynı zamanda Dayanışma temsilcisi üyemiz de, bu SÜRGÜN saldırısına maruz kalanlar arasındadır. Bu saldırı ile 434 haftadır onurla ve inançla devam eden “Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak” eylemlerine darbe vurulmak istenmektedir.

-TCDD’de “rotasyon” uygulaması yoktur, yapılan SÜRGÜNDÜR!

TCDD içinde iş barışını bozan ve demiryolu trafiğini uygulamalarıyla tehlikeye atan ve artık “demiryolları için” bizzat kendileri tehlike haline gelen Trafik ve İst. Yön. Daire Başkan V. Abdullah Özcanlı ile TCDD Genel Müdürü Ali İhsan Uygun, bu saldırılarına kılıf olarak, “rotasyon” yapıyoruz demekte olup, bu gerçek dışıdır. Kanunlara ve iç mevzuata göre TCDD Genel Müdürlüğü bünyesinde rotasyon uygulaması YOKTUR! Bu gerekçe ile çalışanları sürgün etmek, bir SUÇ İTİRAFIDIR! Aynı zamanda kamuoyuna yalan ve sahte bilgi vermektir!

AKP, iktidara geldiği günden bugüne kadar geçen 18 yıllık süreçte, İBB’den birçok kişiyi TCDD yönetim kadrolarına atamıştır. Böylelikle TCDD gibi köklü bir kuruluş; kurumdan olmayan, hiçbir ehlilikleri bulunmayan, demiryollarından anlamayan ve partizanca davranan siyasi ellerin insafına terk edilmişti. Ve bundandır ki, 18 yıllık bu süreçte; yüzlerce insanımızın ölmesine neden olan KATLİAM da denilebilecek olan birçok kaza yaşandı ve TCDD artık bu acı olaylarla anılır oldu!

CHP’nin İBB seçimlerini kazanması sonrasında ise, İBB’de siyaseten kadrolaşan kişiler, bir bir TCDD’ye atanmaya başladı. İlginç bir çelişkidir ki; İBB’nin yeni yönetimini, “yönetime gelince çalışanları işten atmakla” suçlayan AKP zihniyetinin siyasi atamalarıyla TCDD’ye yönetici olanlar, TCDD’yi yıllardır sırtlayan çalışanlara saldırmaya ve sürgün etmeye başladılar.

Son yapılan bu siyasi atamalar ve SÜRGÜNLERLE, TCDD tarihinde hiç almadığı kadar büyük ve geri dönüşü zor yaralar almıştır.

-Yapılan SÜRGÜN uygulaması, Dünya Sağlık Örgütü(WHO) öneri ve kararları ile Covid-19 ile ilgili alınan tüm kararlara aykırı olduğu gibi, insan canına kast eden, insana işkence eden bir nitelikte olup, suçtur! Bu suçu Bağlı bulunduğumuz uluslar arası örgütler ITF ve İTF düzeyinde Dünya Sağlık Örgütüne’de bildirdik

TCDD yönetimi, bu SÜRGÜN saldırısıyla; işkenceyi önlemeye dönük, insan hakkını korumayı hedefleyen tüm uluslararası kanunları, T.C. Anayasası ve 4688 sayılı Sendikalar Kanunu başta olmak üzere, ilgili tüm kanun ve mevzuatı, Covid-19 ile ilgili çıkan tüm karar ve genelgeleri hiçe sayarak, İNSANLIK SUÇU İŞLEMİŞTİR!

Bu saldırı karşısında ulusal ve uluslararası alanda mücadelemiz, SÜRGÜNLER ve siyasi kadrolaşma iptal edilene kadar sürecektir!

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

BTS Merkez Yönetim Kurulu 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

four × four =

Örnek Resim