Anasayfa / MANŞET / “Beni bu virüs öldürmez, senin düzenin öldürür”

“Beni bu virüs öldürmez, senin düzenin öldürür”

Son bir yılda hayatımız çok değişti, Covid-19 virüsü nedeniyle dünya yeni bir düzene doğru evrildi. Değişmeyen tek şey ise yine emek sömürüsü oldu.
Pandemi 3 milyonu aşkın yeni işsiz yaratırken, emekçiler yine sermayeye karşı iş ve insanca yaşayabilecek bir ücret mücadelesi verirmeye devam etti. Kıdem tazminatı hakkına el konulmaya çalışan emek kesiminde, çalışma şansı bulanlara 2 lira 90 kuruş sefalet ücreti reva görüldü.
2020 yılının Mart ayında “Evde Kal” sloganlarıyla kendisine yeni bir korunma alanı yaratan sermaye, günlük çalışıp karnını doyuranları görmezden geldi. “Emekli, memur, zengin değilim. İşçiyim. TIR şoförüyüm. Çalışmasam ekmek yok. Beni bu virüs öldürmez, senin düzenin öldürür” diyen ve bu sözleriyle gözaltına alınan TIR şoförüne dava açıldı, işten atıldı ve hala iş yok, ailesinin yaptıklarının satarak geçimini sağlıyor.
“Evde Kal”amayan 65 yaş üstü emekçiler ise; sokağa çıkmaları, toplu taşıma binmeleri yasak olmasına rağmen, kısıtlı izin saatlerinde 2 kuruş için çalışmaya devam ettiler.
Hayat durdu ama ev satışları durmadı, ev kredileri düştü, herkes bankalara koştu. İnşaat sektörü bir balon gibi büyüdü, hayat durduruldu ama inşaat işçileri çalışmaya sağlıksız koşullarda devam ettiler. Şantiyelerde, fabrikalarda salgın büyüdü, emekçi evine gönderilmedi fabrikaya hapsedilip çalışmak zorunda bırakıldı. “Evde Kal”anlar onların sesini duymadı.
PTT emekçisi de “Evde Kal”amadı, evlere patates, sıvı yağ, maske dağıttı, virüs dağıttı. Hatta piyasayla rekabet hırsına kapılan yönetim, kargo gönderilerine bir de %25 indirim yaptı. PTT virüs kapma ve yayma merkezi oldu.
Pandemi ile birlikte ücretsiz izin ve ve Kod-29 nedeniyle işten çıkarmalar işçiler üzerinde bir sopa olarak kullanılmaya devam etti. Pandemi nedeniyle işten çıkarmanın yasaktı ama günde ortalama 500 işçi, Kod-29 ile işten çıkartıldı. Kıdem tazminatlarını alamadılar, işsizlik ödeneğinden yararlanamadılar.
Basın emekçileri de %6’sı Pandemi de işsiz kaldı. Haber yaptıkları ve düşüncelerini ifade ettikleri için yüzlerce gazeteci ifadeye çağrıldı. Onlarca basın emekçisi çeşitli gerekçelerle tutuklu veya hükümlü durumda.
Emek ve meslek örgütlerinin sıklıkla dile getirdiği üzere Coronavirus’ün işçi hastalığı haline geldiği verilere yansıdı. Covid-19 kaynaklı ölümlerin çoğu sağlık çalışanları arasında yaşandı. Pandeminin başından itibaren olağanüstü çaba gösteren sağlık emekçileri ülke genelinde Covid-19 salgınının siyasi ve ekonomik kaygılarla, akıldan ve bilimden uzak yönetimi sonucunda hayatını kaybeden binlerce insan ve yüzlerce sağlık emekçi için bütün illerde “Öfkeliyiz; Çünkü Tükendik! Çünkü Ölüyoruz!” diyerek anmalar ve basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Virüs, işçi sınıfı hastalığı olarak kalıcılaşırken ve yayılırken, patron sınıfı pandemi krizini kuralsız esnek çalıştırmayı, sendikasızlaştırmayı, ücret kesintilerini, sömürünün yoğunlaştırılması için fırsat olarak gördü. Fakat küçük bir azınlığa “Evde Kal” diyen “Sosyal mesafe” diyen sömürücü kapitalist sermaye, emek mücadelesi verenlerin birbirine daha da kenetlenmesini sağladı. Yeni çıkarılan yasalar, sistematik baskı, grev ve yürüyüş yasakları… Fakat buna karşılık Türkiye ve Dünya’da, son yıllarda görülmediği kadar emekçi hareketliliği yaşanıyor. Her ülkenin özgün koşullarına göre sınıf mücadelesi de sürüyor. Başta Covid-19 pandemisi olmak üzere, ücretler, çalışma koşulları, anayasal haklar için çok sayıda işçi eylemi, grev, iş bırakma, sokak gösterisi gerçekleşti. En önemlisi emekçiye yapılan bütün bu baskılar halkta da bu karşılığını bulmaya başladı. Emekçiler ve halk, emperyalist haydutların saltanat düzenine son verme mücadelesinde ısrarla ileriye doğru gitmenin tek çıkar yol olduğunu bir kez daha ve çarpıcı şekilde gösteriyor.
Hep söyledik, yine söylüyoruz. “İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”

YAŞASIN 1MAYÍS

YAŞASIN KESK

YAŞASIN HABER-SEN

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twenty + nineteen =

Örnek Resim