3 No.lu Şubemiz, Diyarbakır PTT Baş Müdürlüğü önünde PTT emekçilerine yapılan gönderi sayısı dayatması ve cumartesi çalışması ile ilgili basın açıklaması yapmak üzere bir araya geldi. Açıklamaya Genel Başkanımız Mesut Balcan ve MYK üyelerimiz Ayhan Zengin, Gülseren Güngördü, İbrahim Halil Doğan ve İzzettin Ekin katılım sağladı. Yapılan açıklamayı Şube Örgütlenme Sekreterimiz Serhat Oktay okudu.
BASINA VE KAMUOYUNA
PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜ HUKUKA RİAYET ETMEYE DAVET EDİYORUZ!.
“BİZLER KAPIKULU DEĞİL KAMU HİZMETİ VEREN EMEKÇİLERİZ”
PTT; hukuksuz ve keyfî uygulamalarla is barışını bozarak, emekçiler için iş yerini ve mesaiyi çekilmez hale getirmiştir. Sürekli hale gelen baskılar emekçilerin huzurunu ve sağlığını bozmaktadır. Posta dağıtıcısı emekçiler uzun süredir “sayı dayatması” ve ” isteği dışında cumartesi çalıştırması” baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır. Tüccar hesabı, kâr -zarar mantığının kamu kurumlarında yeri yoktur, olamaz! 183 yıllık kurumun nasıl keyfi ve hukuksuz biçimde yönetildiği PTT emekçileri tarafından iyi biliniyor. Tüm kamuoyu PTT emekçisinin yaşadığı bu baskı, dayatma, hukuk dışı uygulamaları bilmeli ve öğrenmeli.
PTT ‘de 2018 yılından bu yana personel alımı yapılmadığı için eksik personelle verilen kamu hizmeti ister istemez aksamaktadır. Bir personelden iki, üç kişinin yapacağı işi isteyenler, bunu yerine getirmeyen personele disiplin kırbacını çıkarmaktadır. Personel eksikliğini gidermesi gereken PTT yönetimi, artan iş yükü altında ezilen PTT emekçilerine angarya çalışmayı dayatarak Anayasal suç işlemektedir.
Fazla çalışma ancak zorunlu ve istisnai hallerde yaptırılabilecekken, bu durum PTT de sürekli hale gelerek emekçiler için bir zulme dönüşmüştür. PTT yönetimi dağıtıcılara hafta sonu tatillerinde de çalışma yaptırmaktadır. Cumartesi günü çalıştırma isteğe bağlı değil tüm emekçilere sürekli dayatılan bir uygulama haline gelmiştir.
399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 20. maddesinde Sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu yazar. 30. maddesinde ise fazla çalışma şu şekilde düzenlenmiştir. Düzenlemede şöyle yazmaktadır;
“Madde 30 – Sözleşmeli personele;
- a) Zorunlu ve istisnai hallere münhasır olmak üzere, normal çalışma saatleri dışında veya tatil günlerinde yaptırılacak fazla çalışmalar karşılığında bütçe kanunlarında belirlenen miktarlarda saat başı fazla çalışma ücreti ödenir. Ancak aylık olarak, fazla çalıştırma yaptırılacak personel sayısı kurumun sözleşmeli personel sayısının% 5’ini; personel başına ödenecek fazla çalışma ücreti toplamı da ilgililerin temel ücretlerinin % 15’ini geçemez.” denilmektedir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere normal çalışma saatleri dışında fazla çalışma yaptırılabilmesi ancak zorunlu ve istisnai hallerde mümkün olmaktadır. Yine aynı maddede fazla çalıştırma yapılacak personel sayısı da sınırlanmıştır. Bu düzenlemenin amacı çalışanların keyfi bir şekilde fazla çalıştırılmasının, dolayısıyla yaşanacak hak kayıplarının engellenmesidir. Çalışanların haklarını korumak amacıyla yapılan bu düzenlemeye rağmen zorunlu ve istisnai bir hal olmadığı halde, isteği olsun olmasın tüm personel her Cumartesi mesaiye çağırılıp çalışmaya zorlanmaktadır.
Cumartesi çalışması PTT Genel Müdürlüğü tarafından rutin bir çalışma şekline getirilmiş durumdadır. Cumartesi çalışmak istemeyen posta emekçileri dilekçeler vermişlerdir. Kurum tarafından kanun, yasa ve yönetmeliklerde yeri olmayan cevaplar verilmektedir. PTT, kamu diline yakışmayan bu cevaplar da üstü kapalı emekçileri tehdit etmeyi de unutmamıştır. Buna rağmen çalışmak istemeyen posta emekçileri dava yoluna gitmiş ve davayı kazanmışlardır. Kurum davayı kazanan emekçileri cezalandırma yoluna giderek emekçileri cumartesi çalışması olmayan işyerlerine sürgün etmiştir.
Bu durumu kabul etmiyor ve bu hukuksuzluğu uygulayan zihniyetle mücadele edeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Sürgün bir insanlık suçudur. Sürgün aile bütünlüğünün bozulmasıdır. Bu yüzden tüm hukuksuz yer değiştirmeler derhal son bulmalıdır.
Emekçilerin haklarını aramak sendikaların asli görevleridir. Sendikamız yapılan hukuk dışı uygulamalara karşı mücadele ederek bu hukuksuzluklara karşı kazanımlar elde etmektedir. Fakat PTT bu hukuki kararların gereklerini yerine getirmemektedir. Anayasal düzlemde bu kararların gereklerini yerine getirmeyenler hakkında yaptırım uygulanması gerekir. Bizde buradan sesleniyoruz… Sorumluluğunu yerine getirmeyenler hakkında bir an önce soruşturmalar açılmalıdır. Hiçbir kişi ya da kurum hukuktan üstün değildir. PTT de hukukun üstünlüğüne uymak ve gereğini yerine getirmek zorundadır.
PTT Genel Müdürlüğünün PTT Başmüdürlüklerine verdiği talimatlar ile dağıtıcıları baskı altına alma ve angarya iş dayatarak ya da yapabileceğinden fazla iş isteyerek huzursuz etme anlayışı her geçen gün artarak devam etmektedir. 60 teslim ile başlayan sayı dayatması 120-130 gönderiye çıkartılmış ve büyük çoğunluğunun teslim edilmesi yönünde mobbinge varacak düzeyde sistematik baskı mekanizması devreye konulmuştur.
Posta mevzuatı gereğince, bir posta gönderisinin alıcısının adresten ayrılması durumunda iade edilmesi, mesai saatleri içerisinde adresinde bulunmadığı durumlarda ise ihbarlı gönderi olarak işlem görmesi gerekmektedir. Ancak PTT yönetimi iade, ihbarlı ve sevk edilen gönderiler için harcanan emeği görmezden gelip, tüm gönderilerin tesliminin sağlanmasını istemektedir. Bu, açıkça mevzuat dışı çalışmaya zorlamak ve suça teşvik etmektedir.
Mücadelemiz tüm emekçiler içindir… Emeğimizi yok sayan, güvencesiz çalışma koşullarını dayatan, iş barışını bozan baskı mobbing ve ayrımcılığa karşı tüm emekçileri KESK Haber-Sen de mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Kendini hukuktan üstün görenler şunu iyi bilmeli ve anlamlıdır. 14.02.2024
“BİZLER KAPIKULU DEĞİL KAMU HİZMETİ VEREN EMEKÇİLERİZ”
PTT DE YAŞANAN ANGARYAYA SON
PTT EMEKÇİLERİ KÖLE DEĞİLDİR
YAŞASIN EMEĞİN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ
YAŞASIN KESK /YAŞASIN HABER-SEN