Bilindiği gibi “Bir çocuk ile bir yetişkin ya da yaş veya gelişim bakımından sorumluluk, güven ve güç ilişkisi içinde olan başka bir çocuk arasında, bu kişinin cinsel gereksinimlerini tatmin etmeyi amaçlayan her türlü eylem çocuk istismarı’’ olarak tanımlanmaktadır.
Çocuklara cinsel istismar suçlarında mağdur ve failin evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesini ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını öngören düzenleme yeniden TBMM gündeminde. Kadınların ve kamuoyunun mücadeleleri ile üç yıl önce geri çekilen ‘’ Çocuk İstismarcısına Evlilik Affı’’ düzenlemesiyle çocuklarda onarılması güç travmalara neden olacak, çocuk yaşta evliliklerin yaygınlaşmasına neden olacaktır.
Siyasi iktidar, toplumsal cinsiyet algısını giderek geleneksel, eril, gerici ve cinsiyet eşitliğini reddeden bir anlayışla politikalarını sürdürmeye devam etmektedir. Evlilik yaşı dinsel anlayışlarla küçültmeye ve çocuk yaşta evlilikler yoluyla çocuk istismarını meşru göstermeye çalışmaktadır. Böylesi bir durum çocuğun üstün yararının korunması ilkesine aykırıdır. Çocuğun insan hakları gereklerinin yerine getirilmesi ve bu konuda elde edilen kazanımların kaybedilmesi anlamına gelecektir.
Türkiye, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nden, Çocuk Hakları Sözleşmesine kadar çocukların korunmasına yönelik pek çok sözleşmeye imza atmışsa da ne yazık ki iç hukuk düzenlemelerinde yetersiz fiiliyatta ise zaten mağdur olan çocukların tekrar mağdur olmasına neden olan uygulamaların yaşandığı bir ülke durumundadır.
Siyasi iktidarın verilen cezalarla mağduriyet yaşandığı bahanesiyle raftan indirdiği “çocuk yaşta evliliklerden kaynaklanan cezaları affedecek” düzenleme ile cezaevinde bulunan 10 bin kişi tahliye edilecek.Bu afla birlikte, suçu gerçekleştirenlerin cezasız kalmasına, yeni failler için de özendirici olmasına yol açacaktır.
Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Çocuğa yönelik cinsel istismarı ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmak, koruyucu-önleyici ve çocukları güçlendirici uygulamalar ve hizmetler gerçekleştirilmelidir.
KESK olarak, siyasi iktidarın geçirmekte ısrarlı olduğu bu yasa tasarısına karşı; mücadelemizi yükselterek devam edeceğiz. Çocuk düşmanı politikalara karşı durmaya, istismarcıları aklayanlar hesap verene kadar mücadeleye devam edeceğiz.