Hatırlanacağı üzere 676 sayılı OHAL KHK’si ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. Maddesinde düzenlenen devlet memurluğuna alınacaklarda aranan şartlara ‘güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak’ şartı eklenmiştir. Söz konusu düzenleme 1 Şubat 2018 tarihinde kabul edilen 7070 sayılı kanununla yasalaştırılmıştır.
Böylece daha önce sadece kamu kurumlarının gizlilik dereceli birimlerinde uygulanan ‘güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak’ şartı kamuya alınacak tüm personeli kapsar hale getirilmiştir.
Söz konusu hukuksuz düzenleme ile hiçbir objektif kriteri olmayan, hiçbir yargı kararına dayanmayan, keyfi, haksız, hukuksuz bir “fişleme” uygulaması yaratılmıştır. Adli sicil kaydında hiçbir sorun olmamasına rağmen sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan güvenlik soruşturmaları ile binlerce kişi mağdur edilmiştir.
Söz konusu düzenleme başta konfederasyonumuz olmak üzere emek ve demokrasi örgütlerinin yaşanan hukuksuzluğa karşı etkin mücadelesinin de etkisi ile Anayasa Mahkemesi’nin 29 Kasım 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 24.07.2019 tarihli 2018/73 E., 2019/65 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararı 29 Kasım 2019 tarihinden beri yürürlüktedir.
Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesine baktığımızda devlet memurluğu alımlarda güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı, böylece konu ile ilgili temel ilkelerin belirlenmeme, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasının uygun olmadığı, ayrıca kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınması, kullanılması ve işlenmesi ile ilgili güvencelerin ve temel ilkelerin belirlenmediği bu nedenlerle Anayasanın 13, 20 ve 128.maddelerine aykırı olması nedeni ile iptal kararı vermiştir. Mahkemenin bu kararında söz konusu edilen güvenceler ve temel ilkeler ile ilgili esasların yeniden kanunla belirlenmesi gerekmekte idi.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası “kişisel verilerin korunması hassasiyeti” göz önüne alınarak yeniden düzenlenen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemleri, 7315 sayılı Kanun 17 Nisan 2021 tarihinde yayımlanarak uygulamaya girmiştir.
İlgili Kanunun 12 nci maddesi uyarınca Devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, birim ve kısımların tanımlarının yapılması, güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak birimler ve değerlendirme komisyonlarının çalışma usul ve esasları ile uygulamaya ilişkin diğer hususları içeren, “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik” 3 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Bu yönetmelik ile haklarında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılacak kişiler, talep eden kurum ve kuruluşlar ve yapacak birimler belirlenmiştir.
Buna göre;
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapacak birimler; “Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Mahalli mülki idare amirlikler” olarak sıralanmış olup öncesinde bu araştırma Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı’ndaki bilgi kayıtları ile Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ndeki adli sicil kayıtları ile sınırlıyken yeni yönetmelik ile bu sınır genişletilmiştir. Şöyle ki; “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden gerekli bilgi ve belgeler ile 7315 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamındaki karar ve kayıtları almaya yetkilidir” denilmek suretiyle kişi ile ilgili tüm kayıtların ilgili birimlerden alınabileceği düzenlenmiştir.
Yönetmeliğe göre; kamu idarelerinde 25/4/2022 tarihli ve 5529 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Gizlilik Dereceli Belgelerde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre “çok gizli” ve “gizli” gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri oluşturan ve saklayan birim ve kısımlar, “gizlilik dereceli birim” olarak belirlenmiştir. İdareler buna gizlilik dereceli birim ve kısımlarını belirleyerek Cumhurbaşkanlığına bildirecektir. Cumhurbaşkanlığınca yapılacak değerlendirme sonrası gizlilik dereceli sınıfa uygun birimler, İçişleri Bakanlığına, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğüne iletilecektir.
Ayrıca, gizlilik dereceli birim ve kısmı olmasa dahi tüm kamu kurum ve kuruluşlarının; teftiş ve denetim birimleri, personel birimleri, bilgi işlem birimleri ve özel kalem müdürlükleri gizlilik dereceli birimlerden sayılmıştır. Bu birimlerde istihdam edilecek personele güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılacağı belirtilmektedir.
Görüleceği üzere yaygın bir fişlemenin alt yapısı oluşturulmaktadır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında siyasal iktidar tarafından, Tek Adam rejimine geçişle birlikte özellikle son birkaç yıldır esasen devlet memurlarında aranacak şartlar olarak ele alınması gereken konu, yapılan düzenlemelerle güvenlik ve/veya arşiv araştırması yolu ile yasal anlamda hemen hemen en çok müdahale edilen alanlardan biri olmuştur.
OHAL KHK’ları ile binlerce kamu emekçisini ihraç eden siyasal iktidar içinden geçtiğimiz fiili OHAL sürecinde de kamu emekçileri ve adaylarını, temel hak ve özgürlüklere, çalışma hakkına aykırı yasal değişikliklerle iş güvencesinden yoksun bırakmayı, kendisine bağlı “kapı kulu memur” profili yaratmayı hedeflemektedir.
Kamu emekçisinin sadakat ve bağlılığını iktidara bağlılık ve sadakat olarak gören AKP, yasal düzenlemeleri de bunun hayata geçirilmesine yönelik yapmaktadır. Yapılan bu değişikliklerle devlete sadakatle iktidara sadakatin iç içe geçtiği görülmektedir.
Öte yandan kamu gücü ayrıcalığı kullanan bir kamu görevlisiyle alt düzey kamu görevlilerine aynı şekilde uygulanması en temel hukuksal normları da ayaklar altına almaktadır.
Hangi davranışların kamu hizmetine alımın önüne engel teşkil edeceği ile sadakat ve liyakat kriterlerinin AKP’li bürokratların göreceli ve keyfi kararlarına bağlı hale getirildiği kamuda anayasal eşitlik ilkesi de yok sayılmaktadır.
3 Haziran 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılmasına Dair Yönetmelik” de aynı zihniyete kılıf uydurma amacıyla hazırlanmış olup Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçeleri büyük oranda varlığını korumaktadır.
Özü itibariyle liyakati ortadan kaldıran, güvenlik soruşturması adı altında “AKP’ye sadakat soruşturması” yapmayı hedefleyen yönetmelik örgütlenme, sendika seçme hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklere de aykırılık teşkil etmektedir.
Kamuda Tek Parti ve Tek Adam Rejimini her yönüyle kurumsallaştırmak isteyen bu siyaseti kabul etmediğimizi, ihraç, fişleme, sürgün vd. yöntemlerle iktidara muhalif, eleştiren tüm kesimlere ve kamu emekçilerine yönelik yürütülen bu kıyım politikasının ülkemize ve kamusal alana çok büyük zararlar verdiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
KESK