Anasayfa / MANŞET / İnsanca ve Onurlu Bir Yaşam İçin Sadece Bir Gün Değil, Her Zaman Engellilerin Yanındayız!

İnsanca ve Onurlu Bir Yaşam İçin Sadece Bir Gün Değil, Her Zaman Engellilerin Yanındayız!

3 Aralık Dünya Engelliler Günü.  Milyonlarca engelli bu önemli günü istihdam, eğitim, sağlık, ulaşım başta olmak üzere pek çok haktan mahrum olarak karşılıyor.

Her yıl olduğu gibi bugün de hükumet erkânı tarafından yapılacak törenlerde; 

  • – Engellilere yönelik temel hakları siyasal iktidarın bir lütuf gibi gösteren nutuklar atılacak.
  • – Yasalardan, düzenlemelerden, engelli hizmetleri için ayrılan tutarlardan dem vurulacak.
  • – OHAL kanuna dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle en az iki bin engelli kamu çalışanının sorgusuz sualsiz işinde, ekmeğinden edildiği ülkemizde engelli istihdamının nasıl artırıldığı anlatılacak.

 

Ancak; 

  • – ‘Fıtrat’ dedikleri iş cinayetlerinin,
  • – Ülkenin içeride ve dışarıda sürüklendiği çatışma ve savaş ortamının,
  • – ‘Canavar’ olarak nitelendirilen trafik kazalarının,
  • – Kadınları hedef alan erkek şiddetinin,
  • – Sağlık hizmetlerine erişim hakkının paralı hale getirilerek kısıtlanmasının

Yoksullaştırılmış halkı, işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri, çocukları her geçen gün daha fazla engelli adayına dönüştürdüğüne ilişkin tek cümle edilmeyecek.

 

  • – Sayılarının on milyonu aştığı tahmin edilen engelli yurttaşlarımızın toplumsal yaşama katılımı önündeki engellerden,
  • – “Evinden çıkamadığı için görülemeyen görme engellilerin”,
  • – “Sesleri duyulamayan işiteme engellilerin”,
  • – “Yan yana gelinemeyen fiziksel engellilerin”,
  • – “Aklılarla gelmeyen zihinsel engellilerin”

Temel bir hak olan sosyal dayanışma hizmetlerinden bile yeterli ölçüde yararlanamadığından da söz edilmeyecek.

 

  • – Engellilik oranına göre 377 TL ile 566 TL arasında değişen engelli maaşı ile övünülecek. Ama 1976 yılından beri yürürlükte olan 2022 sayılı yasada 2013 yılında yapılan değişikliklerle, daha önce ihtiyaç sahibi engelli ve yaşlının gelirinin temel alındığı engelli ve bakım aylıklarının hanede yaşayan tüm fertlerin gelirine göre belirlenmesine geçildiğinden söz edilmeyecek. Buna göre eve giren her türlü gelirin toplanması ve bu miktarın hanede yaşayan kişi sayısına bölünmesi sonucu bulunan rakamın asgari ücretin üçte birinden az olması şartına bağlanması sonucunda yüz binlerce engellinin aylığının kesildiği anlatılmayacak.
  • – Engelli raporu almak için zorunlu kılınan hastanelerde ortaçağ standartları ile ölçümler yapıldığından
  • – Bu ölçümlere göre %40’ın altı oranın  engelli sayılmadığından, bunların yanı sıra ölçüm yaptıramayan, raporunu yenileyemeyen, hatta bu durumdan haberi dahi olmadan evlerinde hapis hayatı yaşamaya itilen yüz binlerce engelinin yok sayıldığından da söz edilmeyecek.
  • – Bin bir zorluğu aşarak girdikleri işlerinden ihraç edilen engelli kamu emekçilerinin emeklilik hakları, çocuklarının eğitim, sağlık, bakım ödeneği hakkı es geçilecek.

 

Engellilerin çalışma ve eğitim haklarından yararlanmaktan uzak olduğu;

  • – Çalışabilir durumda olan 2 milyon engelinin 1,6 milyonun işsiz olduğu,
  • – Engellilerde işgücüne kaylım oranın %20 olduğu,
  • – Hem kadın hem engelli olanların iş gücüne katılım oranının sadece %12 olduğu
  • – Okuma yazma bilmeyenlerin oranın %36 olduğu
  • – Erkek engellilerin %4’nün, kadınların ise sadece %1,5’nin yükseköğretim mezunu olduğu da anlatılmayacak.

 

Elbette ki hem özel sektörde hem de kamuda kotalara uyulmadığı, Kotalara rağmen on binlerce engellinin istihdam edilmediği de anlatılmayacak.

  • – Son birkaç yıl içinde özel sektörde engelli istihdamında yaşanan göreceli artışın sigorta pirimi destek miktarının yüzde 50’den yüzde 100’e çıkarılması gibi devlet destekli prim, teşvik, vergi muafiyeti gibi “kolaylıklar” dan dan kaynaklandığı, maliyeti toplum tarafından karşılanan bu kolaylaştırıcı politikalara rağmen 2016 yılında çalıştırmakla yükümlü engelli işçi sayısı 113.172 iken, çalışan engelli sayısının 103. 225 ile sınırlandığı yani 9 bin 937 kişilik kotanın boş kaldığı, denetimlerin yetersizliğinden güç alan işverenlerin engelli kotasına uymadığı da paylaşılmayacak.
  • – Kamuda engelli ‘memur’ istihdamında artışla övünülecek ama 4857 sayılı iş yasasında ile kamuda % 4 engelli işçi kotası varken kamu emekçileri için (memur) kotanın niçin 657 sayılı DMK ile % 3 ile sınırlandığı anlatılmayacak.
  • – Üstelik 657 sayılı yasaya göre belediyelerde, il özel idarelerinde, KİT’lerdeki istihdamın %3 lük kotanın neden dışında tutulduğunda da bahsedilmeyecek.
  • – Tüm bunlara rağmen %3 ‘lük kotaya göre bile 62.244 olan engelli kamu emekçisi çalıştırılması gerekirken bu sayının neden 48.803’te kaldığı, özel sektöre kotaya uymadığı için yaptırım-ceza uygulayabilen devletin kendine gelince 13.441 kişilik engelli kontenjanını neden boş bıraktığı anlatılmayacak. Kısacası devletin kendi kanun ve kotalarına neden uymadığı anlatılmayacak.

 

Yüzde %3 lük kotaya göre; 

  • – Milli Eğitim Bakanlığında 28.699 olması gereken engelli kamu emekçisi istihdamının 20.955’te kaldığı yani 7.744 engelli kadrosunun boş tutulduğu,
  • – 970 engelli kamu emekçisi istihdam edilmesi gereken Adalet Bakanlığı’nın 1.956 engelli kamu emekçisi istihdam edip 1.014 kişilik engelli kontenjan açığı bulunduğu,
  • – Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 3.391 engelli kamu emekçisi istihdam edilmesi gerekirken istihdamın bunun yarısının altında olan 1.649 ile sınırlandığı dolayısıyla Diyanet’te 1.742 kişilik engelli kamu emekçisi açığı bulunduğu da anlatılmayacak.

 

Evet, engelli ‘memur’ istihdamındaki artışla övünülecek. Ama bu istihdamın hangi hizmetlerde yoğunlaştığı üzerinde de durulmayacak.

Örneğin;

  • – Mevcutta istihdam edilen 48.803 olan engelli kamu emekçisinin 295’nin yani %37,5‘nin hizmet sınıfları içinde en güvencesiz, mali ve sosyal hakları diğer sınıflara nazaran çok daha sınırlı olan Yardımcı Hizmetler Sınıfında istihdam edildiği,
  • – 107 kamu emekçisinin görev yaptığı Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında sadece 1 engelli kamu emekçisinin istihdam edildiği,
  • – 1 milyona yakın kamu emekçisinin görev yaptığı Eğitim ve Öğretim Hizmetleri sınıfında ise sadece 5.890 engelli kamu emekçisinin istihdam edildiği kamuoyu ile paylaşılmayacak.

Kısacası ne yazık ki engelli yurttaşlarımız sadece Dünya Engeliler Günü ve Haftası gibi özel zamanlarda hatırlanmaktadır. Fırsat eşitliği tanınmayan, birçok alanda ayrımcılıkla karşılaşan milyonlarca engelli yurttaşlarımız yokmuş gibi davranılmaktadır.

Engellileri toplumsal yaşamın dışına iten, bağımlılıklarını arttıran politikalarda ısrar edilmekte, Birleşmiş Milletler Engellilerin Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve yasalar ile düzenlenen çalışma hakkı başta olmak üzere temel haklar kağıt üstünde kalmaktadır.

Siyasal iktidarın sorunların çözümünü zamana yayması, ertelemesi, yanlış politikalarda ısrar etmesi engelli yurttaşlarımızın yaşamını daha da zorlaştırmaktadır.

Oysa her insanın bir engelli adayı olduğu bilinciyle, engelli yurttaşların başta istihdam olmak üzere tüm ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması sosyal devlet olmanın temel gereğidir.

 

Engelsiz Bir Yaşam İçin; 

  • – Birleşmiş Milletler Engellilerin Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, engelli haklarına ilişkin uluslar arası sözleşmelerin, sosyal devlet olmanın, anayasa ve yasaların gereği ertelenmeden yerine getirilmelidir.
  • – Yollar, binalar, toplumsal yaşam alanları engellilerin ihtiyaçlarına uygun bir düzenlemeye kavuşturulmalı, toplum engellilere nasıl davranacağı ile ilgili bilinçlendirilmelidir.
  • – Engelli istihdamı hem özelde hem kamuda kota sınırlarına takılmadan artırılmalıdır.
  • – OHAL- KHK2leri ile sorgusuz sualsiz işinden, ekmeğinden edilen engelli kamu çalışanları tüm kazanmış hakları korunarak derhal aynı görevlerine iade edilmelidir.
  • – Engelliler için hiçbir koşul aranmaksızın yeni istihdam alanları açılmalı, yasal olarak engelli çalıştırmak zorunluluğu bulunan işyerlerinin denetimleri artırılmalı, kurallara uymayanlar hakkında uygulanacak ceza ve yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır.
  • – Engellilere yönelik ayrımcılık, değersizleştirme ve ötekileştirmeye son verilmelidir. Bunun için tüm kamu emekçilerine hizmet içi eğitim verilmelidir.
  • – Engelli personelin ve yurttaşların kamu kurum ve kuruluşlarına ulaşım sorunu acil bir şekilde çözülmelidir.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarında engellilerin sorunlarına ilişkin destek birimleri oluşturulmalıdır
  • – Hizmet içi eğitimlerde engellilere yönelik temel haklar, kişisel gelişim vb. konularda eğitim imkânı sağlanmalıdır.
  • – Kamu kurum ve kuruluşlarının fiziksel koşulları (merdiven, asansör, WC, lavabo, geçiş yerleri vb.) hem hizmet sunan engelli personelin hem de hizmetten yararlanan engelli yurttaşların ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde düzenlenmelidir.
  • – Özellikle servis imkanı olmayan işyerlerinde çalışmakta olan engelli personele mesaiye geç gelme, mesaiden erken çıkma hakkı verilmelidir.
  • – Engelli personelin çalıştığı yerlerde engel durumuna uygun donanımlar sağlanmalıdır. İşyerlerinde kullanılan temel araç ve gereçlerin ihtiyaç duyulan oranda engelli odaklı planlanması yapılmalıdır.
  • – Yasal bir zorunluluk olan engelli otoparkı uygulamasına uyulmalı, bu zorunluluğu yerine getirmeyen sorumlular hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.

Engelli yurttaşlarımızın yaşadığı sorunlar elbette ki yukarıda özetlediklerimizden ibaret değildir. KESK olarak, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen engelli yurttaşlarımızın sorunlarının çözümü için mücadelemizi belirli günlere, haftalara hapsetmeden sürdüreceğiz.  Engelsiz bir yaşam için sadece 3 Aralık’larda değil,  her zaman engellilerin yanında olacağız.

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

KANUNLARIN OLMADIĞI YERDE KEYFİLİK VARDIR

BASINA VE KAMUOYUNA Kanunların olmadığı yerde keyfilik vardır PTT’nin keyfi uygulamalarını kabul etmiyoruz PTT geçmişinde ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 + 6 =

Örnek Resim