İzmir Banliyö Sistemi A.Ş. (İZBAN) yönetimi ile Demir Yol-İş Sendikası İzmir Şubesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 10 Aralık’ta başlayan grev sürüyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ortaklığı ile işletilen İZBAN işvereni, işçilerin asgari düzeyde geçinebilecekleri ücret talebini karşılamak yerine kamuoyunu, İzmir halkını yanıltmaya dönük açıklamalar yapmayı tercih etmekte, tüm işverenler gibi krizin faturasını işçilere kesmeye çalışmaktadır.
Krizin sorumlusu 40 istasyon ve 136 kilometre ile Türkiye’nin en uzun banliyö hattında, günde ortalama 400 bin insan taşımak için bayram demeden, hafta sonu demeden çalışan, karşılığında ise 54’ü asgari ücret geriye kalanı ise bin 883 TL ile 2 bin 389 TL ücret alan, diğer demiryolu işletmelerinde ödenmekte olan sürüş ve vardiya tazminatı talepleri en başından beri görmezden gelinen toplam 343 İZBAN işçisi değildir.
Çarşıda, pazarda, sokakta yaşanan gerçek enflasyonu perdeleyen resmi enflasyonun bile rekor sütüne rekor kırdığı koşullarda asgari düzeyde geçinebilecekleri bir ücret talep eden İZBAN işçisinin mücadelesi ülkede yaşanan ekonomik krizin faturasının omuzlarına yıkılmasına karşı çıkan tüm işçilerin, emekçilerin mücadelesidir.
İZBAN işçisi kazanırsa enflasyonun altında ücret artışı dayatılarak, krizin faturası omuzlarına yıkılmak istenen asgari ücretliler, işçiler, kamu emekçileri, emekliler kazanacak. İZBAN işçisi kazanırsa emek kazanacak.
‘Krizin faturasını %99 değil, %1 ödesin, Yoksulluğa, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele” şiarı ile ülkenin dört bir yanında Bölge Mitingleri yapmaya devam eden bir konfederasyon olarak, KESK olarak, İZBAN işçilerinin grevini destekliyor, mücadelelerini selamlıyoruz. Başta İzmir halkı olmak üzere tüm kamuoyunu işverenin yanıltıcı beyanlarına değil, İZBAN işçilerine kulak vermeye, haklı taleplerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.