Linç Saldırılarında Yeni Bir Dönüm Noktası!

21 Nisan’da Ankara’nın Çubuk ilçesinde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik örgütlü, yönlendirilmiş organize linç girişimi içinden geçtiğimiz sürecin kırılganlığı, belirsizliği ve uzun süredir iktidarın ilk kez psikolojik üstünlüğü kaybetmesi gibi unsurlar gözetildiğinde bir dönemeci ifade ediyor. Onlarca, yüzlerce benzer örnek bize şunu açıkça öğretmiştir ki, içinde bir şekilde iktidarın/devletin olmadığı ya da göz yummadığı bir linç girişimi daha başlamadan önlenebilmektedir. Ve yine biliyoruz ki, benzer hassas süreçlerde yaşanan linç girişimleri, saldırılar gelecek için hazırlanan kimi karanlık ve kanlı süreçlerin habercisi/fitili olabilmektedir. Umarız kaygılarımızda haklı çıkmayız ve hâkim olan demokrasi, barış olur!

Ne yazık ki, gerek olayın gerçekleşme anında meydanda bulunan Milli Savunma Bakanı’nın saldırganları cesaretlendirici konuşması, gerek İçişleri Bakanı’nın hazırladığı provokatif zemin ve olay günü almadığı tedbirler ve gerekse de Ankara Valiliği’nin yaşanan linç girişimini “protesto” ambalajıyla sunma pratikleri kaygılarımızı derinleştirmektedir. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ise adeta başlatılan bir sürecin yönlendiricilerinden olduğunu, kaos ve gerginlik üzerinden bir oyunun sahnelenmek istendiğini düşündürtmektedir.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonra söylediği “demiri soğutmak gerek” sözünün bir manipülasyon olduğu, aksine korlaştırdıkları demiri kendilerine göre şekillendirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Seçim sonrası tabanlarına yönelik “moralinizi bozmayın, savrulmayın” çıkışlarının karşılık bulmaması üzerine bir kez daha gerilim ve kaosa sarılmışlardır. İstanbul’da günlerce sürdürülen oy sayım işkencesi, KHK’ler ile ihraç edilen seçilmiş belediye başkanlarına mazbatalarının verilmemesi, KHK’lilerin oy bile kullanmaması gerektiğinin ileri sürülmesi, “çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmenin tutuklanması, Soma katliamının baş sorumlusu Can Gürkan’ın serbest bırakılması, açlık grevindeki çocuklarının ölmemesi için seslerini duyurmaya çalışan annelere uygulanan insanlık dışı şiddet, mafyatik tiplerin sosyal medya üzerinden muhalefeti ve seçilenleri tehdit etmesi ve ardından Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi aynı zincirin halkalarıdır.

Karanlık girişimler ve kirli hesapların sonuçlarını acı bedeller ödeyerek yaşayanlar olarak; iktidarı anti demokratik politikalardan ve heveslerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Bunun ilk adımı olarak İçişleri Bakanı ve Ankara Valisinin istifası sağlanmalı ya da görevden alınmalıdır. Demokrasinin asgari kuralları da bunu gerektirir.

Halklarımız 31 Mart’ta siyasal tercihlerini yapmışlardır. Sonuçlar kabullenilmeli, kurumlar ve partiler faaliyetlerini hukuk kurallarına uygun olarak anayasal düzlemde sürdürmelidirler.

KESK olarak; CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve yanındakilere geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, saldırıyı kınıyor, sorumluların ve azmettiricilerinin yakalanarak yargı önünde hesap vermelerini istiyoruz.

YÜRÜTME KURULU