15 Temmuz darbe girişiminin AKP Hükümetine muhalif tüm kesimlere yönelim için bulamayacağı bir fırsat sunduğu KHK hukuksuzluğu ile daha da netleşiyor.
“15 Temmuz Darbe girişimi başarılı olsaydı mevcut uygulamalar dışında ne yapacaktı” sorusu birçok kesim tarafından sorulur hale gelmişse yaşananların AKP darbesi olduğu tespiti doğrulanmaktadır.
1 Eylül gece yarısı çıkarılan 672 sayılı KHK ile 28 bini MEB bünyesinde olmak üzere, 50 bini aşkın kamu emekçisinin hukukun en temel ölçüsü olan savunma hakkı bile tanınmadan ihraç edilmesi Anayasada siyasi iktidara OHAL için tanımlanan yetkinin de dışına çıkıldığını göstermektedir.
Çıkarılan KHK’lerde sınırı Anayasa değil hükümetin belirlediği bir keyfilik belirlemektedir.
Başbakan Binali Yıldırım 2 Eylül’de Ankara’da ve 4 Eylül tarihinde Diyarbakır’da yaptığı açıklamada bölgede “terörle iç içe olmuş 14 bin öğretmenin bulunduğunu ve zorunlu yer değişikliği yapılacağını” belirterek yeni bir AKP KHK’sinin haberini vermiştir. AKP her zaman yaptığı gibi atacağı adımlar öncesi trolleri aracılığıyla da sosyal medyada tehdit kampanyaları başlatmıştır.
Eğer Hükümet iddialarına güveniyor ve ellerinde somut deliller var ise, KHK’lerin arkasına sığınmadan hukuki süreçlere başvurmalıdır. Kaldı ki, anti demokratikliği uluslararası sözleşmeler ve AİHM kararları ile de tescilli olan onlarca yasa mevcuttur ve bu yasalar neredeyse her eylem ve etkinliği suç olarak görüp yargılama konusu yapmaktadır. AKP’nin bu gerçekliğe rağmen KHK’ler ile on binlerce kamu emekçisini açığa alması, ihraç etmesidevletin tümden AKP’lileştirilmesi stratejisinin, tek parti ve tek adam rejiminin darbe girişimi bahane edilerek hayata geçirilmek istenmesinin sonucudur. Tüm bu saldırıların bir amacı da AKP’nin uzun süredir gündemine koyduğu kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmaktır. Tüm AKP hükümetlerinin programlarına ve ulusal istihdam stratejisine bakıldığında Hükümetin bunu açıkça belirttiği de görülecektir.
Açıkça belirtelim ki, savunmasız, gerekçesiz, sübjektif kriterlerle, AKP muhbirlerinin/trollerinin ifadeleriyle, muhalif eğitim emekçilerinin “terörle iç içe” gibi oldukça muğlak bir suçlamayla açığa alınmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.
AKP, yeni eğitim yılına sayılı günler kala telafisi imkansız sonuçlara ve kaosa yol açacak, çocuklarımıza ve eğitim emekçilerine büyük mağduriyetler yaşatacak adımlar atmaktan derhal vazgeçmelidir.
YÜRÜTME KURULU