HABER-SEN İnternet Sayfamıza Hoş Geldiniz
Vergide adalet denilince akıllara ilk gelen şey çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasıdır. Oysa Türkiye’de yıllardır tam tersi bir tablo varlığını korumaya devam etmektedir.
Sistem tamamen sermayenin, patronların lehine, ‘bordro mahkûmlarının’ yani işçilerin, kamu emekçilerinin aleyhine kurulmuştur. Koskoca holdingler, anlı şanlı şirketler, firmalar asgari ücretlilerden bile daha az vergi ödemektedir.
Çünkü Türkiye’de patronların ‘yeniden yapılandırma’ adı altında vergi aflarından, vergi indirimlerinden, teşviklerden sonuna kadar yararlanması rutin hale getirilmiştir. Milyonlarca TL kar elde edenler için zarar beyan ederek vergiden kaçmanın kapısı her zaman açık tutulmuştur. Dolayısıyla tüm yük ücretlerinden-maaşlarından peşin peşin kesilen gelir vergisi ile bordrolulara yıkılmaktadır. Üstelik milyonlarca işçinin ve kamu emekçisinin maaşlarından-ücretlerinden kesilen Gelir Vergisi her yıl daha adaletsiz hale getirilen tarife ile artmaya devam etmektedir.
Konfederasyonumuz KESK tüm bordroluların yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğini en başından beri her platformda ifade etmektedir. “Gelir Vergisi Adaletsizliğine Son Verilsin” talebi her toplu sözleşme sürecinde olduğu gibi bugün içinde bulunduğumuz süreçte de en temel taleplerimiz arasında yer almıştır.
Ancak siyasal iktidar işçilerin, emekçilerin bu haklı talebine hep kulak tıkamıştır. Hükümetin en son Çalışma Bakanı tarafından 12 Ağustos’ta açıklanan toplu sözleşme teklifinde de Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi talebine ilişkin tek bir kelime dahi edilmemiştir.
İşçilere, emekçilere gelince “kanunda değişiklik yapılması lazım” gibi bahanelerin arkasına saklananlar söz konusu otomotiv sektörü olunca hemen harekete geçmiştir. Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile binek otomobillerin Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrahlarını artırmıştır. Basına yansıyan bilgilere göre söz konusu düzenleme fiyatı 318 bin TL’yi geçmeyen sıfır araçlarda yüzde 16’ya varan indirim anlamına gelmektedir.
Asgari ücretin genel ücret seviyesine dönüştüğü ülkemizde işçilerin, kamu emekçilerinin söz konusu matrah indirimine rağmen sıfır otomobil-araç alabilmesi hayaldir. Reel geliri yaşanan gerçek hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eriyen işçilerin, emekçilerin bırakalım sıfırı, ikinci el bir otomobil alması bile yıllarca sürecek yüksek faizli krediye, borca katlanmak demektir.
Kısacası Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrahlarını artırma yolu ile otomobil fiyatlarında yaşanacak düşüşten yararlanabilecekler arasında işçiler, emekçiler yok denecek kadar sınırlıdır.
Bu durumda milyonlarca bordro mahkûmunun “sahip olmamızı hayal haline getirdiğiniz otomobillere vergi indirimi var da bizden peşin peşin kestiğiniz gelir vergisine niye yok? Madem otomobilde ÖTV matrahını artırabiliyorsunuz ücretlerimizden-maaşlarımızdan kestiğiniz Gelir Vergisinin matrahını niye yılladır düşük tutuyorsunuz?” Diye sorması en doğal hakkıdır.
Bu vesile ile KESK olarak siyasal iktidarı bir kez daha maaş-ücret artışları ceplerine girmeden ellerinden alınan milyonlarca bordrolunun sesine kulak vermeye, ücretlilerde gelir vergisi matrahı tavanını birinci ve ikinci diliminde yükselterek Gelir Vergisi Adaletsizliğine son vermeye çağırıyoruz.
Yürütme Kurulu
