Anasayfa / MANŞET / Savaş ve Kutuplaştırıcı Siyaset Ülkemizin Sorunlarını Örtmeye Yetmeyecek!

Savaş ve Kutuplaştırıcı Siyaset Ülkemizin Sorunlarını Örtmeye Yetmeyecek!

İdlib etrafında yaşanan gelişmeler ülkemizi çok ciddi bir noktaya getirmiştir. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan yaptığı son açıklama ile “İdlib’te Soçi anlaşmasına bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağız” diyerek adeta savaşın adını koymuş, ilanını yapmıştır.

Bilindiği üzere İdlib Suriye’nin diğer bölgelerinden çekilmek zorunda kalan ve “en tehlikeli” diye tanımlanan, aralarında ülkemizde de 10 Ekim katliamı başta olmak üzere birçok katliamı gerçekleştiren İŞİD türevi cihatçı örgütlerin denetimdedir. Bu gerçeği hatırlatarak siyasi iktidara sorulan “İdlib’te, Suriye’de, Libya’da ne işimiz var? Dünyanın lanetlediği silahlı çetelere neden garantör olundu?” sorularını uzmanlaştığı algı yönetme politikasıyla milliyetçi sosla bezenmiş “misliyle karşılık verilmiştir” türü cevaplarla geçiştirmektedir.

Oysa son birkaç yılın yaşanan iç ve dış gelişmelerine en genel hatlarıyla bakıldığında çok net olarak görülmektedir ki, ekonomik kriz ve dış politikada yaşanan gelişmeler sonucunda çıkmaza giren iktidar çareyi içeride ve dışarıda savaş politikalarında aramaktadır. İktidar kendi bekası ve çıkarını halkın çıkarı ve çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğinin önüne koymuştur. Son yapılan tüm anketlerde iktidarın desteğini büyük oranda kaybettiğini gören AKP, “misliyle” savaş ve gerginlik politikasına sarılmıştır. Fakat bu politikalar dahi ülkemizin gerçek sorununun geçim derdi, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik olduğunu gizlemeye yetmiyor.

ABD/NATO ekseni ile Avrasyacı çizgi arasında dönüp dolanan pragmatist, günübirlik dış politikanın gelip dayandığı nokta Rusya ve Suriye ile doğrudan, İran ile dolaylı çatışma olmuştur. Düne kadar ABD ile yaşadığı çelişkiler nedeniyle Rusya ve İran ile birlikte Suriye’deki çatışmalara müdahil olan AKP, stratejik ortaklığını birden bire yeniden hatırlayıp ABD’yi arkasına alarak Rusya, İran ve Suriye’ye bir karşı askeri cephe açmıştır.

AKP’nin politikaları nedeniyle ortaya çıkan bu ortamda gençlerimiz yaşamlarını yitirmekte, analarımız gözyaşı dökmekte, bizim olmayan bir savaşta ölen askerlerin cenazeleriyle ülkenin dört bir yanında evlere kor ateş düşmektedir. “Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” inatlaşması ve emperyalistlerin Suriye’deki paylaşım savaşında taşeronluk ve tutarsız dış politikaların bedelini cepheye sürülen yoksul halk çocukları canları ile ödemektedir.

Açıkça belirtmek isteriz ki, birinci ağızdan Suriye’ye karşı ilan edilen ve Rusya ile İran’ı da karşısına alan savaşın emekçilere, insanlığa ve halklarımıza hiçbir yararı yoktur. Öne sürülen gerekçelerin hiçbiri başka bir ülkenin topraklarında bulunulduğu ve tüm dünyanın lanetlediği çetelerin resmi garantörlüğüne soyunulduğu gerçeğini değiştirmemektedir. 

Biliyoruz ki, savaş koşullarında ilk öldürülen gerçeklerdir. Nitekim daha birkaç gün öncesinde toplumun her kesimin vicdanını derinden yaralayan işsizlik nedeniyle kendini yakan vatandaşımız özgülünde büyüyen işsizlik, Kızılay-Ensar-AKP üçgeninde ortaya çıkanlar, kamu kaynaklarının yağma ve talanı, yolsuzluklar, deprem vergilerinin deprem dışında her şeye harcanmış olması, çığın altında sadece vatandaşlarımızın değil sosyal devlet vasfını kaybeden devletin kalması, uyuşturucu patronunun tahliyesi için devreye giren Cumhurbaşkanı başdanışmanı hakkındaki mahkeme ifadeleri, doların yeniden tırmanışa geçmesi ve ekonomik krizin derinleşerek devam etmesi gibi tartışmaların üzerine İdlib şalı örtülerek konuşulamaz hale getirilmek istenmektedir!

Suriye’den tüm yabancı güçler, emperyalistler bir an önce çekilmelidir.

Bu ülkenin emekçilerinin, halkının yarattığı kaynaklar silahlanmaya, savaşa değil işsizlik sorununun, geçim derdinin çözülmesine ve yoksulluğun bitirilmesine harcanmalıdır. 

KESK olarak; OHAL koşullarında temel hak ve özgürlüklerimizi askıya almaları yetmiyormuş gibi şimdi de “savaş koşullarındayız” diyerek toplumsal muhalefeti baskı altında tutmaya, hakikatin herkese karşı ileri sürülmesinin engellenmesine sessiz kalmayacağımızı belirtmek istiyoruz.

Emeğimize ve ülkemizin kaynaklarına sahip çıkacak, iktidar güçlerinin ideolojik ve politik çıkarları doğrultusunda uzun süredir can simidi olarak sarıldıkları milliyetçilik, din ve mezhep istismarcılığı ve militarizm üstünden yürütülen kara propagandaya ve savaş politikalarına karşı barış talebinde ısrar etmeye devam edeceğiz.

YÜRÜTME KURULU 

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

TÜRKİYE SPOR YAZARLARI DERNEĞİ’NE KAYYUM ATANMASINI ANTİDEMOKRATİK

Gazetecilik toplumun doğru bilgiyle donanabilmesi ve demokrasimizin denge içinde işleyebilmesi için vazgeçilmezdir. Gazetecilerin, bu önemli ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 + fifteen =

Örnek Resim