ABD, İngiltere ve Fransa’dan oluşan emperyalist koalisyonunun 13 Nisan gecesi Suriye’yi hedef alan saldırısını şiddetle kınıyoruz.
Yedi yılını geride bırakan Suriye savaşında en büyük yıkımı çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere siviller yaşamaya devam ediyor. Kendi bölgesel çıkarları için dün Irak, Libya ve Afganistan’da halkları karşı karşıya getiren, dünyanın her bölgesinde çatışma ve savaşları körükleyen emperyalist güçler aynı senaryoyu Suriye’de de hayata geçirmek için elinden geleni yapıyor.
ABD’nin başını çektiği emperyalist koalisyon ve bu koalisyonun taşeronluğunu yapan bölge gericilikleri Suriye’ye müdahale için son koz olarak bir kez daha kimyasal saldırı ve katliam iddialarına sarılmıştır.
Saldırıya gerekçe olarak, geçmişte Irak’ta olduğu gibi kimyasal silah gösterilse de asıl nedenin ABD’nin ve emperyalist koalisyonun bölgedeki çıkarları olduğunu bilmeyen yoktur. Nitekim kimyasal silah iddiasını inceleyecek Birlemiş Milletler Heyeti daha Duma’ya gitmeden Suriye’ye füze yağdırılmıştır. Böylece emperyalistlerin kendi politik çıkarları söz konusu olunca uluslararası hukuku ayaklar altına almaktan geri durmayacakları bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Öte yandan ABD ve ortakları tarafından Suriye’ye yapılan füze saldırısı AKP iktidarının da ne kadar “antiemperyalist” olduğunu da kanıtlamıştır! Daha birkaç hafta önce “Eyy Amerika; 10 bin kilometre öteden neden gelip de benim bölgemde askeri operasyonlar yapıyorsun. Sizin gözünüz bizim bölgemizdeki petrolde, doğalgazda. Müslümanları bunun için öldürüyorsunuz…” nutukları atanlar, emperyalist saldırıyı alkışla karşılamış, paylaşım savaşından pay kapmak için anında Amerika’nın yanında saf tutmuşlardır.
Dış İşleri Bakanlığı saldırının ‘tüm insanlığın duygularına tercüman olduğunu’ başbakan ise ‘daha fazlasına ihtiyaç olduğunu’ söyleyerek Suriye halkını hedef alan emperyalist barbarlığa açık destek vermiştir. Böylece AKP iktidarının bir süredir takındığı antiemperyalist söylemin iç kamuoyunu oyalamaya yönelik kof bir söylemden ibaret olduğu, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’yle ‘ılımlı İslam’ eksenine oturtulan ve bu projenin eş başkanlığını üstlenen bir yönetim olarak fabrika ayarlarına sadık kalmaya devam edeceği görülmüştür.
Kısacası Türkiye’yi NATO’nun ileri karakolu haline getiren AKP iktidarı emperyalizmden medet ummakta, Suriye’yi hedef alan emperyalist saldırganlığı Fırat Kalkanı ve Afrin işgalini kalıcı hale getirme çabalarını meşrulaştırmanın fırsatına çevirmek istemektedir.
Oysa emperyalizm insanlığa kan, yıkım ve gözyaşından başka bir gelecek sunmamaktadır. Çünkü kimyasında mazlumların hamiliği değil, daha fazla yağma ve sömürü için savaş vardır. Nitekim emperyalistler ve iş birlikçileri bugüne kadar nereye barış, demokrasi, adalet götürmekten söz etmişlerse yaptıkları ilk iş bu değerleri ayaklar altına almak olmuştur.
KESK olarak, Suriye’ye yönelik başından beri gerçekleştirilen emperyalist saldırıların tümünü bir kez daha lanetliyoruz. AKP iktidarını emperyalizmin aktif taşeronluğunu üstlenerek Suriye’de iç savaşın geliştirilmesine yönelik hamlelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz.
Suriye için özgürlük ve demokrasi istemek ne hangi kampta yer alırsa alsın dünya halklarına kan kusturan emperyalist ülkelere ne de kendi ikbali için ülkeyi OHAL karanlığına mahkum eden AKP iktidarına kalmıştır. Bütün emperyalist güçler ve işbirlikçi devletler ellerini Suriye’den derhal çekmeli, Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar vermelidir.
KESK olarak savaş çığlıkları atanlara karşı, BARIŞ için sorumluluk almaya, dün olduğu gibi bugün de tüm savaş karşıtlarıyla birlikte “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Halkların Kardeşliği” demeye devam edeceğiz.
Yürütme Kurulu