TBMM Görev Başına!

Tüm dünyada kadınların her alandaki mücadele tarihinin sembolü olan 8 Mart, bugün aralarında Çin, Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Küba, Ukrayna, Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Moldova’nın da bulunduğu pek çok ülkede genel tatil günlerinden biri olarak kabul edilmekte ve kadınlar yaşadıkları tüm sorunları bu gün vasıtasıyla yüksek sesle dile getirebilmektedir.

Bu bağlamda, hak ve eşitlik mücadelesinde yaşamlarını kaybeden kadınlara adanmış 8 Mart günü, dünyanın neresinde olursa olsun, tüm kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadelenin simgesi olarak kabul görmektedir. Ancak ülkemizde hala 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü ücretli izin günü olarak yasal düzenlemeye kavuşturulmamıştır.

Öte yandan Özellikle Covid-19 pandemisi dünyanın her yerinde derinleşen toplumsal eşitsizlikleri gün yüzüne çıkarmıştır. Yaşanan bu eşitsizliğin en büyük mağdurlarının kadınlar olduğu bilinmektedir. Pandemiyle birlikte yaygınlaştırılan esnek ve güvencesiz çalışma biçimi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan yapısal sorunlar nedeniyle kadınlar açısından çok daha ağır sonuçlar yaratmıştır. Kadın yoksulluğu ve işsizlik oranı ülke tarihinde görülmemiş düzeyde artmıştır. Yine salgınla birlikte, cinsiyet temelli ayrımcılıkların kadınların yaşamı üzerindeki etkisini arttırdığı da bilinen bir gerçekliktir. Alınan tedbirlerin yetersiz olması, karantina döneminde, birçok kadın için ev içi şiddet riskini artırmış ve şiddete uğradığında kadınların alabileceği desteklerin kısıtlanmasına yol açmıştır.

Ülkemizde kadınların yaşadığı onca zorluk ve ayrımcılığa bir de kreş sorunu eklenmiştir. 0-6 yaş grubundaki çocuklara yönelik kamusal bakım hizmetleri yok denecek kadar azdır. Çünkü “Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ” nedeniyle kreşlere kamu bütçesinden harcama yapılması yasaklanmış ve bu tebliğ çerçevesinde birçok kamu kurumundaki kreş kapatılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konudaki istatistiklerine göre de 2008 yılında 497 olan kamu kreşi sayısı 2016 yılında 56’ya düşmüştür. Kamu kreşlerinin kapatılmasıyla birlikte bakım hizmetlerindeki özelleştirme derinleşmiştir. Özel kreşlerin fiyatlarının çok yüksek olması ve denetim konusunda ciddi eksiklikler içermesi nedeniyle de birçok ebeveyn kreş ve çocuk bakımı imkânına erişememektedir. Asgari ücret ile açlık sınırında yaşayan birçok işçi ve yoksulluk sınırı altında olan memur maaşları ile çalışanların özel kreş maliyetlerini karşılayabilmesi de neredeyse imkânsızdır. Bu durum kadınların iş gücüne katılımını engellemektedir. Bu nedenle hizmet kolunda farklı statülerde çalışan tüm emekçiler için Kreş Hakkı’nın kamusal bir hak olarak kabul edilmesi,  tüm işyerlerinde güvenilir, ücretsiz, ulaşılabilir, anadilinde ve denetlenebilir kreşlerin ve anaokulların açılması, tüm kamu emekçilerinin ortak talebidir.

Bu durumdan hareketle Konfederasyonumuz ekte sunduğumuz; 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü’nün Ücretli İzin Günü Olarak İlan Edilmesine Dair Kanun Teklifi, Kreş Hakkı ve Pandemide Kadın Emeğine dair soru önergeleri hazırlayarak TBMM – KEFEK (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu) üyesi milletvekillerine, siyasi parti gruplarına göndererek girişimlerde bulunmalarını, gereğini yapmalarını talep etmiştir.

Talebimizin takipçisi olacak, sonuç alıncaya kadar her düzeyde mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

EK1 – KREŞ HAKKI SORU ÖNERGESİ

Ek2 – PANDEMİDE KADIN EMEĞİNE İLİŞKİN SORU ÖNERGESİ

Ek3 – 8 MART’IN ÜCRETLİ İZİN GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ