TÜİK Enflasyon Verileri Açıklandı Sefalet Oranlarında Artışlar Değil, İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret İstiyoruz!

İğneden ipliğe her şeye zam yağmuru ile başlayan ve bu zam yağmurunun etkisinin her geçen gün artması ile birlikte bordrolular başta olmak üzere halkın daha fazla yoksullaştığı bir yılı geride bıraktık.

Ne yazık ki 2020 yılına da köprü geçiş ücretlerine,  vergi, harç ve cezalara, ekmeğe yapılan fahiş zamlara girmiş bulunuyoruz. Halkın yaşadığı gerçek enflasyonu görmezden gelen iktidar ise TÜİK vasıtası ile takla attırılan rakamların ardına saklanarak ‘işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaya devam etmektedir.

Oysa bugün Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verileri siyasal iktidarın milyonlarca işçiyi, emekçiyi, emekliyi yaşanan gerçek enflasyonu perdeleyen rakamlarla ezerek, yoksullaştırarak açlığa mahkum ettiğini ispatlamaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre;  enflasyon yıllık yüzde 11,84, aylık yüzde 0,74 artmıştır.

Resmi enflasyon verileri bugün açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)  tarafından açıklanan verilerinin yer aldığı aşağıdaki tabloya göre, Enflasyonda (Tüketici fiyat endeksi-TÜFE) Aralık ayında yüzde 0,74, yıllık yüzde 11,84 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 15,18 artış gerçekleşmiştir.

Öncelikle TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin işçiler, kamu emekçileri, emeklikler başta olmak üzere halkın nezdinde hiçbir karşılığı yoktur. Çünkü halkın sokakta, çarşıda, pazarda yaşadığı gerçek enflasyonla TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon arasındaki uçurum büyümeye devam etmektedir. Dolayısıyla TÜİK verilerinin yer aldığı yukarıdaki tablo yaşadığımız gerçek enflasyonu perdelemek için takla attırılan,  Ali Cengiz oyunları ile düşük gösterilen rakamlardan ibarettir.

Bu rakamlara halk gibi hükümet de inanmamaktadır. Nitekim 2020 yılından itibaren vergi, harç ve cezaların yüzde 22,58 oranında (Yeniden Değerleme Oranı)  artırılması hükümetin kendi açıkladığı resmi enflasyon rakamlarına inanmadığını ispatlamaktadır.

Buna rağmen alırken %22,58, verirken %11,84’lük enflasyonun temel alınmasının temel amacı,  IMF politikalarına uygun olarak emekçi sınıfların maaş artışlarını düşük tutmaktır.

Nitekim Temmuz-Aralık dönemini kapsayan altı aylık dönemde resmi enflasyonda yüzde 6,49 artış yaşanmıştır.  Buna göre kamu emekçilerinin ve emekliklerinin Ocak maaşına yüzde 1,49 oranında enflasyon farkı yansıtıldıktan sonra oluşan tutara Kamu Görevlikleri Hakem Kurulu kararı ile dayatılan yüzde 4 oranındaki maaş artışı eklenecektir.

Kısacası vergi, harç ve cezaların yüzde 22,58 artırıldığı koşullarda 3 milyon kamu emekçisinin ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin maaşları Ocak ayından itibaren, enflasyon farkı dahil sadece yüzde 5,5 artacaktır.

Enflasyon –  Maaş Arışı (%)

Diğer taraftan halkın, emekçilerin yaşadığı gerçek enflasyonu görmek için gelirimizin neredeyse tamamını ayırmak zorunda kaldığımız kalemlere, özellikle tüketim maddelerine gelen zamlara bakmak yeterlidir.

Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 44,2, doğalgaza yüzde 44, peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünlerine yüzde 35, çaya yüzde 32,  köprü geçiş ücretlerine yüzde 47, toplu taşıma ve ulaşıma,  tütün ürünlerine ve bebek mamasına yüzde 40, bebek bezine yüzde 35, akaryakıta yüzde 22 zam yapılmıştır.

Bunlar sadece son bir yıl içinde yaşanan zam yağmurunun sadece bir kısmıdır.  İki yıllık dönemde yapılan zamlar ise çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Örneğin son iki yıl içinde elektriğe yapılan zam oranı yüzde 75’i, doğalgaza yapılan zam oranı ise yüzde 65’i aşmıştır.

Öte yandan 2020 yılı da zamlarla başlamıştır. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren vergi, harç ve trafik cezaları başta olmak üzere cezalara yüzde 22,58, Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü geçiş ücretlerine ise yüzde 14 zam yapılmıştır.

Ankara’da geçtiğimiz nisan ayında yapılan zamla 1 TL’den 1,25 TL’ye çıkan ekmeğin fiyatına 1 Ocak 2019 tarihi itibari ile 250 kuruş daha zam yapılmıştır. Böylece kamu emekçilerinin en yoğun olarak bulunduğu illerin başında gelen Ankara’da ekmeğin fiyatı son sekiz ayda yüzde 50 zamlanmıştır. Buna rağmen ekmeğin fiyatının İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde 1,75 TL’ye çıkarılması gündemdedir.  

Artmaya devam eden hayata pahalılığı tüm emekçi kesimler gibi kamu emekçilerinin de daha fazla yoksullaşmasına yol açmaktadır.

Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sayısı son 15 yılda 14 adet azalmıştır. Çeyrek altın almak hayal olmuştur. Yine ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan gram altın sayısı ise 15 yılda 22 adet azalmıştır. Ayrıca ortalama kamu emekçisi maaşı son 12 yılda 350 dolar erimiştir. Yani ortalama maaşımız dolar karşısında %32 değer kaybetmiştir.

Yılın daha ilk günlerinde ardı ardına yapılan zamlar %4’lük maaş artışını çoktan buharlaştırmıştır. Bu koşullarda 3 milyon kamu emekçisinin 2 milyon kamu emekçisinin %1,5 enflasyon farkı %4 maaş artışı ile toplamda %5,5’lik sefalet artışı ile yetinmesi beklenemez.

Maaşlarımızın yaşanan gerçek enflasyona değil, her türlü Ali Cengiz oyununa başvurulan TÜİK enflasyonuna endekslenmesi sonucunda yıllardır kaybediyoruz.

YILLARDIR YAŞADIĞIMIZ KAYIPLARIMIZIN GİDERİLMESİ İÇİN:

• Çoktan hükmünü yitiren 2019 yılı “toplu sözleşmesi” derhal yenilenmelidir.

• Maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır.

• Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalıdır. Söz konusu temel ihtiyaçlara zam yapılmamalıdır.

• Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmelidir. Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.

KESK olarak, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve güvenceli çalışma taleplerine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına,  adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk ve yolsuzluk düzenine karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

Yürütme Kurulu