26 Aralık 2013 günü DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odasının çağrısı ile katıldığı yolsuzluk protestosunda yaralanan KESK üyesi Güven Boğa ile ilgili AYM, Anayasa’nın güvenceye aldığı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar vererek takipsizlik verilen dosyanın yeniden açılmasını istedi.
(Güven Boğa Adana Eğitim Sen Şube’de 3 dönem Şube Başkanlığı’nı yapmış, daha sonra Seyhan Belediyesi’nde Kültür Müdürlüğü’nde görevliyken TÜM BEL SEN Adana Şube üyesi olarak sendikal örgütlülüğünü KESK bütünselliğinde sürdürmüştür.)
2016 yılının Aralık ayında OHAL kapsamında yayınlanan 677 sayılı KHK ile Seyhan Belediyelerindeki görevinden ihraç edilen ve kısa bir süre önce OHAL komisyonundan red kararı alan Güven Boğa, komisyon kararında belirtilen ihraç nedenlerinden birinin de yasadışı olduğu iddia edilen bu protesto eylemi olduğunu belirterek verilen kararın yaşadığı süreç açısından önemli olduğunu ifade etti. Dosyanın avukatı Sevil Aracı da müvekkilin katılmış olduğu gösterinin hiçbir şekilde şiddet unsuru içermeyen ve kanunların yasak saymadığı, demokratik haklar çerçevesindeki yürüyüşlerden olduğunu belirterek ihraç gerekçelerinden biri yapılmasının haksız olduğunu ifade etti.
“YÜRÜYÜŞLE İLGİLİ KENDİSİNE DAVA AÇILMIŞTI”
Açtıkları bu davanın ardından yürüyüşle ilgili kendisine “İzinsiz yürüyüş düzenlemek” iddiası ile açılan bir dava da olduğunu hatırlatan Boğa, “Bu dava bilirkişinin lehime karar vermiş olmasına rağmen halen devam etmektedir. Anayasa Mahkemesinin bu kararı sonradan açılan ve 10.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın da anlamsızlığını ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bu karar aynı zamanda 677 KHK ile ihraç gerekçelerim arasında gösterilen bu basın açıklamasına katılmanın bir suç olmadığını da kanıtlamıştır. OHAL Komisyonundan gelen red kararları arasında gösterilen bu dava aslında OHAL Komisyonun objektif kriterlerden uzak kararlarına da bir göndermedir” dedi.
“İHRAÇ GEREKÇELERİ ÇÖKTÜ”
İhraç kararlarının hukuksuzluklarına dikkat çeken Boğa, yolsuzluk yürüyüşü dışında iki adli yargılamanı daha ihraç edilmesine gerekçe yapıldığını belirterek tertip komitesi başkanı olduğu 2010 1 Mayıs ile ilgili soruşturmanın takipsizlikle sonuçladığını belirterek 2016’da 677 sayılı KHK ile ihraç edildikten tam bir yıl sonra tarafıma 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmış ve bu davadan tam bir yıl sonra 2018 kasım ayında Beraat etmiştim. Ama tarafıma OHAL Komisyonu tarafından gönderilen Red kararları arasında Kasım 2018’de beraat ettiğim yargılanma hususu yazılmıştır. İlginç olan Kasım 2016 yılında KHK ile İhraç ediliyorsun, 2017 Kasımında dava açılıyor ve bu davadan da 2018 Kasımında Beraat ediyorsun ama Temmuz 2019’da tebliğ edilen ihraç gerekçeleri arasına bu yargılanma konuluyor. Hukuksuzluğun bu boyutta olduğu bir süreçte Anayasa Mahkemesinin bir haksızlığa dur demesi bizler açısından sevindiricidir.Umarım tüm hukuksuzluklar son bulur, haksız yere işlerinden atılan tüm KHK’lı arkadaşlar tekrar işlerine geri dönerler” dedi.
POLİS ŞİDDETİNİN YENİDEN SORUŞTURULMASI İSTENDİ
Mahkeme Anayasa’nın 17’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının maddi boyutuyla ihlal edildiğine oy çokluğu ile; usul boyutu ile ihlal edildiğine oy birliği ile karar verdi. Mahkeme yeniden soruşturma yapılması için kararın bir örneğini Adana Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Mahkeme ayrıca Boğa’ya 27.500 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
BARIŞÇIL YÜRÜYÜŞE POLİS MÜDAHALE ETMİŞTİ
17-25 Aralık yolsuzluklarını protesto etmek için 26 Aralık günü saat 18.00’de İnönü Parkı’nda toplanan vatandaşlar Atatürk Parkı’na yürümek istemiş, akşam saatlerinde yapılmak istenen yürüyüşe, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre gece yürüyüşünün yasak olduğunu iddia edilerek izin verilmemişti. Polisler yürümekte kararlı olan emekçilere biber gazı ve tazyikli su ile sert bir şekilde müdahalede bulunmuştu. Çok sayıda kişi polisin biber gazı, plastik mermi, tazyikli su ve coplu saldırısına maruz kalmıştı. Polisin bu sert müdahalesi sırasında Eğitim Sen Adana Şube Eski Başkanı Güven Boğa’nın vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar ve biber gazından kaynaklı yanmalar oluşmuştu.
Güven Boğa, hastanelerden ve adli tıptan aldığı raporlarla İHD ve avukatlar acılığıyla polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak Cumhuriyet Başsavcılığı 2014’ün Şubat ayında polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara yapılan itiraz da sonuç vermeyince, konu AYM’ye taşınmıştı.
“HERKESİN ÖNCEDEN İZİN ALMAKSIZIN BARIŞÇIL GÖSTERİ YAPMA HAKKI VARDIR”
Kararı değerlendiren dosyanın avukatı Av. Sevil Aracı, “Olay günü yapılan müdahalenin hukuka uygun bir müdahale olmadığı zaten açıktı. Zira herkesin önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız, barışçıl gösteri düzenleme ve bunlara katılma hakkı bulunmaktadır. Müvekkilin katılmış olduğu gösteri de hiçbir şekilde şiddet unsuru içermeyen ve kanunların yasak saymadığı, demokratik haklar çerçevesindeki yürüyüşlerdendir. Şiddete başvurmadığı sürece her türlü düşüncenin ifade edilebilmesi başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak ülkemizin taraf olduğu uluslar arası anlaşmalar ve Anayasamız ile güvence altına alınmıştır.” dedi. Kararda gösteri yürüyüşüne yapılan müdahalenin gerekli olmasına rağmen orantısız bulunduğunu belirten Aracı, mahkemenin bu sonuca polis saldırısından sonra yüzü maskeli kimi kişilerin taş attıkları için vardığını söyledi. Aracı ayrıca “Bir gösteriye müdahalenin gerekli olup olmadığının saldırılı bir müdahale yapıldıktan sonra yaşanan olaylar üzerinden değil, gösterinin barışçıl niteliği üzerinden yapılması gerekir. Polisin o şekilde sert müdahalesi olmasaydı, hiç kimse eline taş almayacak, yürüyüş olaysız şekilde gerçekleşecekti” dedi.
Mahkemenin kötü muamele yasağının ihlal edildiğine dair kararının olumlu bir karar olduğunu ancak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı bakımından kimi kabul edilemez saptamalar da yaptığını belirten Aracı, kararı bu olumsuz saptamalar yönünden AİHM’ne taşıma düşüncesinde olduklarını da belirtti.
Kaynak: Evrensel Gazetesi