DEMOKRATİK KAMUOYUNA
Ülkemiz ve Ortadoğu`nun kan gölüne dönüştüğü bir dönemde 1 Eylül dünya barış günü ve haftası, barış için hiç olmadığı kadar anlam kazanmaktadır.
Kürt sorunun barış ve demokratik yöntemlerle çözülmemesinden kaynaklı ülkemiz emekçilerini alın teriyle yaratılan kaynaklar savaşlara gitmektedir. İçerde ve dışarıda yaratılan düşman algısıyla halklar birbirine düşürülerek tarihsel bağlar koparılmak istenmektedir. Irkçı ve şoven söylemlerle halklarımız uyutulmaya, yer altı ve yer üstü kaynakları sermayeye peşkeş çekilip her gün daha fazla yoksullaştırılarak sadaka kültürüyle teslim alınmaya çalışılmaktadır. Bunlara karşı çıkan emek, barış ve demokrasi güçlerinin faaliyetleri ise yasa dışı gösterilerek bertaraf edilmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda biz sendikacılar gibi ifade ve düşünce açıklaması, örgütlenme özgürlüğü, demokrasi ve barış mücadelesi veren binlerce siyasetçi, öğrenci yazar, çevre mücadelesi veren aktivistler ve eşitlik ve özgülük mücadelesi veren kadınlar cezaevine konulmaktadır.
Şüphesiz ki, kuruluşundan beridir savaşa karşı barış, emperyalizme karşı bağımsızlık, şovenizme karşı halkların kardeşliği, baskılara karşı demokrasi mücadelesi veren kamu emekçileri gibi emek, demokrasi, barış ve özgülüklerden yana mücadele eden hiçbir kurum ve ya kişi bu türden baskı ve uygulamalarla susturulamaz. Kökleri bu toprakların yüzyıllar öncesine dayanan direniş geleneğinde yatan ve her türlü baskı ve zulme karşı yıllardır kesintisiz bir şekilde sürdürülen mücadele, bu ve benzeri saldırlar karşısında değil bir adım dahi geri adım atmak; geçmiştekinden çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir.
Ülkemiz ve bölgemizde yaşanan sorunlar baskı ve zor uygulamalarıyla değil; demokrasi, barış ve özgürlükleri genişletmeye dönük yaklaşım ve uygulamalarla çözülecektir. Türkiye yüzyıllardır çözemediği Kürt sorunu, demokrasi, farklı inanç ve azınlıklar sorunları da bu kapsamda değerlendirilmeli ve çözümsüzlüğü acı bir şekilde kanıtlanmış inkar ve imha politikaları yerine barış içinde eşit haklara sahip birlikte yaşamayı esas alan düzenlemelerin yaratılmasıyla çözülmelidir.
Değerli barışseverler,
Yaşanan bunca baskı ve saldırıya karşın sizlerin barış adına demokrasi, hak ve özgürlükler ısrarla sürdürdüğü mücadele kapsamında yaptığınız etkinlikler halkların geleceği için çok anlamlıdır.
Biz tutuklu KESK`li sendikacılar olarak kapitalist sistemden kaynaklı bütün bu acıların bedeli biz emekçilere ve ezilen mazlum halklara ödetilmeye çalışıldığı bilinciyle, buradan bir kez daha barış çağrımızı yineliyor, insanlığın özlemi olan barış için herkesi mücadele etmeye ve bu kardeş kanını durdurmaya çağırıyoruz.
TÜM KESK`Lİ TUTSAKLAR ADINA
Canan ÇALAĞAN KESK Kadın Sekreteri
Mehmet BOZGEYİK EĞİTİM SEN Genel Sekreteri
Sıddık AKIN SES Genel Sekreteri
İzzettin ALPERGİN TÜM BEL SEN Genel Sekreteri
Metin VURANOK TARIM ORKAM SEN Genel Başkanı
Bedriye YORGUN SES Genel Kadın Sekreteri
Güler ELVEREN TÜM BEL SEN Merkez Kadın Sekreteri
Seyran ŞİK HABER SEN Genel Eğitim ve Kadın Sekreteri