Anasayfa / Basın Açıklamaları / KESK Toplu Sözleşme Yaklaşım ve Taleplerini Açıkladı!

KESK Toplu Sözleşme Yaklaşım ve Taleplerini Açıkladı!

24 Nisan günü (Dün) Mülkiyeliler Birliğinde Konfederasyonumuz Yürütme Kurulu üyeleri ve Sendika Genel Başkanlarımız da katıldığı “Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yaklaşımımızı ve taleplerimizi” içeren basın toplantısı yapıldı. Basın açıklaması metnini Genel Başkanımız Lami Özgen okudu.

Bilindiği üzere 4688 Sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasını öngören “sahte sendika” yasa tasarısı TBMM Genel Kurulunda 4 Nisan 2012 tarihinde kabul edilmiş, Cumhurbaşkanının “jet hızıyla” onayladığı yasa değişiklikleri, 11 Nisan 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bugün birilerinin “devrim” olarak nitelendirdiği gerçekte ise kamu emekçileri sendikal hareket tarihinde “kara bir leke” olarak yer alan yasa değişikliklerinin bu haliyle çıkmaması için verdiğimiz kararlı mücadele, tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir.

KESK olarak, tüm itirazlarımıza, eleştirilerimize rağmen AKP Hükümeti, 4688 sayılı yasada kısmi tadilatlar yaparak, anayasanın 90. Maddesiyle iç hukukun üzerinde olduğu kabul edilen, ülkemizin altında imzası olan uluslararası sözleşmeleri ve evrensel sendikal normları yok saymıştır. Sonuçta gelinen noktada, 10 yıldır sürdürülen “toplu görüşme” oyununun sadece adını değişmiş, içerik olarak toplu görüşmeden bile daha geri bir düzen getirilmiştir.

Son değişikliklerle birlikte 4688 sayılı yasanın KESK’in mücadelesini engellemeye yönelik girişimlerden birisi olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Yandaş konfederasyon yönetimini toplu sözleşme görüşmelerinde tek söz sahibi haline getiren yasal düzenlemeler, KESK’i  ve mücadelesini sınırlandırmak üzere hazırlanmıştır. Kamu emekçilerinin gerçek sözcüsü olan KESK’in mücadelesinden duyulan korku bu yasaya da adeta sinmiştir.

Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetinde ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda KESK’in temsilini çeşitli ayak oyunlarıyla sınırlamakla yetinilmemiş, yasada açık olarak yer verilmese de Devlet Personel Başkanlığı tarafından toplu sözleşme görüşmelerini düzenleyen yönetmelikte açık açık “En çok üyeye sahip birinci ve ikinci sıradaki konfederasyon temsilcisinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaması veya görüşmelerden çekilmesi halinde müzakerelere katılma yetkisi üçüncü sırada bulunan konfederasyona geçmez” denilmesi KESK’in mücadelesinden duyulan korkunun boyutları göstermesi açısından çarpıcıdır.

Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere taraf olduğumuz uluslar arası sözleşme ve anlaşmalar toplu sözleşmeyi emekçileri çalışma ilişkilerinden kaynaklı özlük, demokratik, özlük, siyasal tüm konular toplu sözleşme masasında ele alınarak bağıtlandığı, anlaşmazlık olması durumunda ise grev hakkının kullanılabildiği bir düzenleme olarak tanımlamaktadır. Bu unsurlardan sadece bir tanesine dahi yer verilmeyen düzenlemelere ise gerçek anlamada bir toplu sözleşme sistemi mümkün değildir.

Oysa özgür toplu pazarlık hakkını ihlal eden mevcut toplusözleşme düzeni, sadece mali ve sosyal haklarla sınırlı tartışmayı öngörmektedir. Uyuşmazlık durumunda devreye girecek olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının kesin olması ile grev hakkımızı zımmen yasaklama anlayışı  hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.

Tüm bu olumsuzluklar ve yasaklamalara rağmen KESK mücadelesinde, her zaman olduğu gibi, kamu emekçilerinin taleplerini rehber edinerek yoluna devam edecektir. Bunun için yetkili organlarımızda yapılan değerlendirmeler ve kararlar doğrultusunda bir yandan sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda sendikaları işlevsizleştirmeyi temel alan “Sahte Sendika” yasasını teşhir ederken, diğer yandan özgür örgütlenme, grevli toplu sözleşme hakkını teminat altına alan düzenlemeler için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.

Bu nedenle hükümetin bu yasa ile bizi hapsetmeye çalıştığı sınırlar yerine, evrensel sendikal kuralları temel alan toplu sözleşme teklifimizi sunacağız. Ancak ve ancak kamu emekçilerinin iradesinin yansıması ile işlevli hale gelebilecek olan bir toplu sözleşme düzeni oluşturulması için gayret sarf edeceğiz. Masada görüşülen her konuya ilişkin gelişmeleri, yaşananları kamu emekçileri ile paylaşarak şeffaf bir toplu sözleşme düzeni sağlanmasında üstümüze düşen görevi yerine getireceğiz. Attığımız her adımda kamu emekçilerinin taleplerini temel alacak, örgütümüzü sürecin getireceği eylem ve etkinliklere hazır tutacağız.

KESK’in 2 milyon kamu emekçisinin sözcüsü olduğunu ve gücünü işyerlerinden, emekçilerden aldığı gerçeğinden hareketle, kamu emekçilerinin somut taleplerinin masaya yansıması için yaygın bir çalışma yaparak  buradan aldığımız güçle sürece müdahil olacağız. Çerçevesi tamamen hükümet tarafından çizilmiş bir toplusözleşme düzenine karşı, 2 milyonu aşkın kamu emekçisi ve 1,8 milyon emeklinin taleplerinin takipçisi olacağımızı buradan kamuoyuna ilan ediyoruz.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamu emekçilerine dört aydır zam vermeyerek mağdur eden AKP iktidarı yetmiyormuş gibi toplu sözleşme görüşmeleri başlamadan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eliyle “bütçe kaynakları sınırlı” şeklinde açıklamalar yaparak, toplusözleşme sürecini baskılamaya çalışmaktadır. Bu tür açıklamalar ve son olarak teşvik paketi ile sermayeye getirilen kolaylıklar dikkate alındığında, AKP hükümetinin her zaman olduğu gibi “sermayeye gelince bonkör, emekçiye gelince cimri” olduğunu göstermiştir.

KESK olarak, 11 faklı hizmet kolunda örgütlü bulunan sendikalarımızdan ve örgütsüz kamu emekçilerinden aldığımız yetki ile toplusözleşme taleplerimizi belirlemiş bulunmaktayız. Buna göre;

Açlık sınırının 1050 TL, yoksulluk sınırının 3200 TL civarında olduğu  koşulları, elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt gibi temel tüketim maddelerine her gün gelen fahiş zamları ve  Türkiye İstatistik Enstitütüsünün (TÜİK) çarpıtılmış enflasyon rakamlarını değil halkın enflasyonunu dikkate aldığımızda;

4 kişilik bir aile için Ocak 2012 tarihi itibariyle kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç 2.145 TL’ye çıkarılmasını, bu çerçevede tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmasını, 2012 için bu düzenleme yapılırsa,2013 yılı için gerçekleşen enflasyon+büyüme oranı+refah payı kadar ücret artışı talep ediyoruz.

Yan ödeme, döner sermaye v.b  adlar her ne ad altında olursa olsun aldığımız tüm ek ödemelerin temel ücrete eklenerek, emekli aylığımıza yansıtılmasını talep ediyoruz. 

İkramiye almayan her kamu emekçisi için 1. ve 7. aylarda olmak üzere, temel ücret olan 2.145 TL tutarında iki ikramiye ödenmesini talep ediyoruz. 

TÜİK Madde Fiyatları İstatistikleri’ne göre, Ocak 2012 itibariyle ortalama kira bedeli olan 550 TL kira yardımı, 257 TL aile yardımı, günlük 9 TL yiyecek yardımı, temel ücretin iki katı tutarında (4.292 TL) evlenme yardımı, 2.145 TL doğum yardımı, temel ücretin iki katı tutarında doğal afet yardımı, temel ücretin 3 katı (6.435 TL) tutarında ölüm yardımı ödenmesini talep ediyoruz.

Tüm kamu emekçilerine ücretsiz servis hizmeti verilmesini, ücretsiz servis hizmeti sağlanmayan yerlerde kamu emekçilerinin belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanmasını, servis tahsis edilmeyen ya da belediye araçlarından ücretsiz yararlanma olanağı sağlanmayan yerlerde yol ücreti ödenmesini talep ediyoruz. 

0-6 yaş grubu çocuklar için en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın, ücretsiz olarak ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılmasını talep ediyoruz.

Kamu emekçilerinin maaşlarına uygulanan vergi diliminin sabitlenmesini ve maaşların vergi dilimi artışından etkilenmemesini talep ediyoruz.

Ek ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı KHK ile yaratılan ücret adaletsizliği ve mağduriyetlerin giderilerek, göstermelik olarak değil, gerçekten eşit işe eşit ücret uygulamasının hayata geçirilmesini, ek ödemelerden yararlanamayan emeklilere telafi ücreti ödenmesini talep ediyoruz. 

Kadın kamu emekçilerine; başta görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde olmak üzere çalışma yaşamında uygulanan negatif ayrımcılığa, baskı ve şiddete son verilmesini talep ediyoruz.

İdarenin sendikalar ve üyeleri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskıların son bulmasını, özgür örgütlenme ortamının sağlanmasını talep ediyoruz.

Atama ,nakil,terfi işlerinin demokratik şeffaf ve objektif ölçütlere uygun gerçekleştirilmesini talep ediyoruz.

Kamuda sözleşmeli, taşeron v.b. farklı statülerdeki güvencesiz çalışmaya son verilmesini ve tüm çalışanların iş güvencesine kavuşturularak kadrolu istihdam edilmesini talep ediyoruz.

Evrensel değerlerle uyumlu, çalışma yaşamını demokratikleştirecek, toplumsal barışı sağlayacak, özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın hazırlanmasını talep ediyoruz.

Kamu emekçilerine siyaset yapma yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz.

Burada belirttiğimiz talepler, yıllardır fedakarca görevlerini yerine getirmeye çalışan ve 5 aydır ücret zammı alamayarak, ciddi mağduriyetler yaşayan kamu emekçilerinin asgari talepleri olduğunu vurgulamak istiyoruz. 

Tüm yasal ve fiili sınırlamalara rağmen, mücadelemizin temel taleplerinden birisi olan grevli toplusözleşme hakkımızın yasal güvence altına alınması konusundaki ısrarımız sürmektedir. Bu konuda adım atılıncaya kadar fiili meşru mücadelemizden geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.

KESK’in sadece ücret ve sosyal haklar ile sınırlı bir toplusözleşme mücadelesi yürütmediği ve yürütmeyeceği bilinmelidir. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin demokratik haklar mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğinden hareketle sadece kamu emekçilerine karşı sorumlu olduğumuzu ve aldığımız her kararda kamu emekçilerinin çıkarları doğrultusunda hareket edeceğimizi sizler aracılığıyla buradan kamuoyuna duyuruyoruz.

Print Friendly, PDF & Email


İLİŞKİLİ YAZILAR

PTT’NİN HUKUKSUZ UYGULAMALARI DÜNYADAKI BÜTÜN POSTACILARIN GÜNDEMİNDE OLACAK

UNI Avrupa Posta & Lojistik Komite Toplantısı HABER-SEN olarak üye ve yöneticilerimizin meşru sendikal faaliyetleri ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 × 5 =

Örnek Resim