GENEL MERKEZ AÇIKLAMALAR

Media and Law Studies Association (MLSA) | Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği 19 örgütten çağrı: Artvin soruşturmasında tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır! Dava İzleme 02 Temmuz 2025 19 örgütten çağrı: Artvin soruşturmasında tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır! 13 Haziran’da İstanbul’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan gazeteciler Dicle Baştürk, Yavuz Akengin, Eylem Emel Yılmaz ve Sendika.Org emekçisi Ozan Cırık, 16 Haziran gecesi çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında ayrıca gazeteci Metin Yoksu Batman’da savcılığa giderek ifade verdikten sonra 26 Haziran’da tutuklandı. Soruşturma dosyasında gazetecilerin haber sitelerine sağladıkları teknik hizmetler, haberleri için aldıkları telif ödemeleri ve mesleki ...

Taleplerimizi ısrarla tekrarlamaktayız. Bankaların son 3 yıl içinde yıllık yüzde 400 lere varan kar oranları açıkladığı bilinmektedir. Bankaların bu kadar yüksek kar elde ettiği, emekçilerin yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırına yakın ücretlere mecbur edildiği günümüz koşullarında; PTT emekçilerinin promosyon görüşmelerinin şeffaf yürütülmesi talebimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Bankalar emsal kurum çalışanlarına yüksek miktarda promosyon ödemesi yaparken konu PTT olunca neden cimri davranıldığının açıklanması gerekmektedir. Bankaların özellikle PTT çalışanlarına bir düşmanlığı olamayacağına göre PTT tarafından Bankalara sunulan şartların belirleyici olduğu düşünüyoruz. PTT emekçilerinin beklentilerini ve taleplerini karşılayabilecek bir promosyon anlaşmasının gerçekleşmesi için Basın Yayın ve Posta Çalışanları Mücadele Platformu olarak ...

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı önünde gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasına, KESK Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ve Ahmet Karagöz, KESK ve hizmet kollarındaki sendikalarımızın MYK üyeleri, ve şube yöneticilerimiz katılım sağladı. Açıklamayı MYK’mız asına Genel Kadın Sekreterimiz Gülseren Güngördü okudu. 6 No.lu Şube Açıklamamız Değerli Basın Emekçileri! Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) olarak, TRT, PTT, RTÜK ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda çalışan üyelerimiz başta olmak üzere tüm kamu emekçilerinin 2026/2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) taleplerini kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yedi dönemdir “toplu sözleşme” adı altında sürdürülen görüşmelerde, hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emeklileri ...

Gazeteci Fatih Altaylı’nın, YouTube kanalında yaptığı bir yorum gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla gözaltına alınması ve ardından tutuklanması, ifade özgürlüğüne, gazetecilik mesleğine ve kamuoyunun haber alma hakkına yönelik ağır bir müdahaledir. Bir kısmı kasıtlı olarak kesilen videonun Cumhurbaşkanı danışmanı tarafından tehditle paylaşılmasının ardından gözaltı ve tutuklama gerçekleşmiştir. Fatih Altaylı’nın açıklamaları açık biçimde eleştiri ve yorum kapsamındadır. Şiddet çağrısı içermeyen, herhangi bir tehdit unsuru taşımayan bu ifadelerin “tehdit” suçu kapsamında değerlendirilmesi hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Gazetecilerin haberleri kadar kamuoyuna sundukları görüşleri de fikir özgürlüğü kapsamındadır. Bir yurttaşın –hele ki gazetecinin– düşünce beyanı üzerinden ceza soruşturması yürütülmesi, tutuklama kararı verilmesi, yargının bağımsızlığına ...

Genel Sekreterimiz Yener Kabaloğlu, TİS Hukuk Sekreterimiz H.İbrahim Doğan, Örgütlenme Sekreterimiz Ayhan Zengin, PTT’de yaşanan sorunlar hakkında Zonguldak’ta KESK Şubeler Platformunda basın toplantısı düzenledi.  

“Adalet ve demokrasi” arıyoruz! Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü… Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü açısından zor günlerden geçiyor. Basın özgürlüğü endeksinde biraz daha gerileyerek 180 ülke içerisinde 159’uncu olmamız elbette tesadüf değil. Biz aşağıda imzası bulunan basın meslek örgütleri ve üyesi gazeteciler, bu tablodan büyük bir üzüntü duyuyoruz. Haberlere erişim yasaklarının getirildiği, sansürün ve ekonomik cezaların RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi kurumlarla normalleştirildiği, oto sansürün olağan bir hal aldığı, güvencesiz ve sendikasız çalışmanın yaygınlaştığı, açlık ve sefalet ücretleriyle gazetecilerin yaşamaya mecbur bırakıldığı, akreditasyon uygulamalarının yaygınlaştığı günlerden geçiyoruz. Tüm bu ağır tabloda; mitinglerde görev alan gazetecilere, haber peşinde ...

Son günlerde özgür düşüncelerini sosyal medyada paylaştıkları için TRT dizilerinden çıkarılan sanatçılara, bu kez de kurum çalışanları eklendi. Kamu Hizmeti Yayıncılığı ilkelerini bilmeyen ve yeni ilkeler icat eden Kurum Yöneticileri, iktidarın söylemlerini kurumda dikte ettirmeye çalışıyor. Özel Hukuk Hükümlerine Tabi sözleşmeyle çalıştırılan personelin keyfi uygulamalarla işten çıkarılması, kamuoyu nezdinde kurumu yıpratmaktadır. Bir çalışanın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, işinden atılmasına neden olmuştur. Hükümetin güdümündeki kurum yöneticileri kendileri gibi olanları korumakta, kendinden olmayanları ve kendi gibi düşünmeyenleri yok etmeye çalışmaktadır. Bu keyfiyet kabul edilemez! Düşünce özgürlüğü anayasal haktır, demokrasinin temel ilkesidir! Hiçbir kurum çalışanı düşüncelerini paylaştığı için işten çıkarılamaz! Düşüncelerini paylaşan ...

TRT yöneticileri yine Kamu Hizmeti Yayıncılığı ilkesinden çıkmış, kendince ilkeler uydurmaktadır. Son yıllarda şiddeti giderek artan, hukuksuz yönetim anlayışının bir örneği bugün yine yaşanmaktadır. Kamuoyunda yer alan “2 Nisan Boykot Çağrısını” desteklediği gerekçesi ile diziler yayından kaldırılıp, oyuncular işlerinden edilmektedir. Boykot yapmak, boykot çağrısında bulunmak en temel hak ve hürriyetler içerisinde yer alır. Siyonist İsrail’in Gazze’ye uyguladığı katliam için her türlü saldırıya direnmek hak ise, sanatçıların ya da vatandaşların başka haklar için direnmesi de haktır. Hatırlatmak gerekir TRT Genel Müdürüne; İran’ı hedef alarak ve üstüne basa basa, “TRT Farsça kanalını açacağız. İran’ı rahatsız etmek durumundayız, zorundayız.” diyerek, yöneticisi olduğu kurumu ...

Türkiye’nin dört bir yanında bir kez daha anayasal haklar olağanüstü bir idari takdirle yok sayılıyor. Bir kez daha şafak vakti operasyonlar düzenleniyor. Bu kez hedefte, iktidarın siyasi rakipleri değil, halkın haber alma hakkını korumaya çalışan gazeteciler var: Yasin, Ali, Onur, Bülent, Zeynep, Zişan, Kurtuluş, Murat, Gökhan ve daha niceleri… Muhabirler, kameramanlar, foto muhabirleri… Yani sadece işini yapan basın emekçileri. Tıpkı 12 yıl önce Gezi Parkı direnişini izlediği için geçtiğimiz hafta gözaltına alınan meslektaşımız İsmail Saymaz gibi… Tıpkı Saraçhane’de, Ankara’da, İzmir’de, Çorum’da ya da Trabzon’da kamusal sorumlulukla görev yapan Ebrular, Denizler, Hakanlar, Mehmetler, Harunlar ve Zeldalar gibi. Bugün onların da yaşadığı ...

BASIN YAYIN KURULUŞLARI HABER MERKEZLERİNE Ülkemizde olağanüstü iletişim, basın ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları yaşanıyor. Hükümetin talebiyle; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası, iktidarı eleştirenlerin ve gençlik örgütlerine ait X hesaplarına Türkiye’den erişim engeli getirildi. Diğer taraftan “bant daraltma” olarak bilinen bant genişliği sınırlaması da yapıldı. 19 Mart’tan bu yana Elon Musk’ın sahip olduğu X ile instagram, TikTok ve WhatsApp’a aralıklı olarak erişim kısıtlamaları getirilirken, özellikle X’de bir çok kullanıcının hesabı da askıya alındı. İstanbul Üniversitesi Öğrenci Dayanışması, Galatasaray Üniversitesi Dayanışma Ağı ve ODTÜ Savunulmalıdır gibi öğrenci hareketi hesapları ile Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Halkevleri, Ekmek ve Gül, Gazete Yolculuk, EŞİK ...